TIRPANİ’DEN ÇAR-ÇABUK’A VE ORADAN SÜMERBANK’A

Tırpani’nin eğitimli çocukları Kuruköprü yakınlarında, şimdiki Seyhan Belediyesi’nin hemen güney batısında çırçır, prese ve un fabrikasını 1885 yılında faaliyete geçirmişler…1898’de, 2688 iğlik (iplik makinesinde, nihai ürünün büküm alarak sarıldığı her bir masuraya bir iğ diyorlar) bir iplikhane ile birkaç dokuma tezgâhını eklemişler. 11 Ocak 1901’de de, iğ sayısını 6204’e, dokuma tezgâh sayısını da 96’ya çıkaran yeni fabrikayı işletmeye almışlar. Günde 300 top (ortalama 36 metrelik) kaput bezi çıkarabilen fabrikada 300 işçi çalışıyormuş.

ÇAR-ÇABUK OLMUŞ

1909 yılı Nisan’ında nasıl başladığı hala bilinmeyen iğtişaş patlamış. Arkasında Fransız-İngiliz ve Rus’un bulunduğu kesin olan olaylarda binlerce Müslüman ve Ermeni Adanalı can vermiş. Tepebağ tamamen yanıp yıkılmış. Avrupa’nın baskısı üzerine Sultan Abdülhamit Büyük Cemal Paşa’yı Vali olarak Adana’ya göndermiş. Paşa’ya, sınırsız harcama yetkisini vermeyi de ihmal etmemiş; amaç, Batı Dünyasında her gün yükselen yaygarayı bastırmak.

Cemal Paşa Ermenilere uygun bir alanda çabucak evler inşa ettirmiş. Yepyeni bir mahalle, Eskiistasyon Kuzeyinde çar-çabuk kuruluvermiş. Halk, buraya “Çar-çabuk Mahallesi” derken, fabrikanın adı da halk arasında “Çar-çabuk Paalikesi” oluvermiş. Bazıları da üretimine bakarak “Çar-çaput” diyesiymiş.

1914 yılında 310 işçiyle 160 ton iplik ve 180 tezgahla 530 bin metre bez üretebilmişler. Tam tarihi bulamadım; görünüşe göre Fransız İşgali öncesinde Tırpaniler tası, tarağı ve herhalde dünya kadar maddiyatı toplayıp çekilmişler.

TIRPANİLER SONRASI

İşgal sırasında yatırımcılarımızdan Rasim Dokur kısa bir süre işletip bırakmış. İşgalden sonra fabrika birkaç müteşebbis tarafından işletilmişse de, makine yetersizliği nedeniyle devam ettirilememiş.

CUMHURİYET’TEN SİHİRLİ DOKUNUŞ

Cumhuriyetten sonra Milli Emlâk Yönetimine, 1925’te de Ziraat Bankası’na devredilmiş. Ciddi bir revizyon gördükten sonra Ziraat Bankası Mensucat Fabrikası ismi ile 400 işçi çalıştıran bir büyük tesis olarak faaliyetini sürdürmüş. Yenilenen ve üretim kapasitesi artan fabrika ülkenin en büyükleri arasında yer almayı başarmış. Diğer dokuma tesislerinin de devreye girmiş olması karşısında, 1927’de pamuk ekim sahalarının genişletilmesi düşünülmüşse de yeterli tohum bulunamaması sorun olmuş. Bunun üzerine Ziraat Bankası Fabrikası işçilere fazla mesai yaptırarak tohumluk çiğit üretimini arttırdığı gibi, satış fiyatını da çok düşük tutmuş. Böylece pamuk üretimi istenilen düzeyi yakalamış

Eklememiz gerekir ki, tesisler, 1937’den itibaren Malatya Mensucat Adana Fabrikası ve nihayet 5 Eylül 1946’da devredildiği Sümerbank’ın adıyla üretimini sürdürmüş.

YARIN: YOLUMUZU BULUYORUZ

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor