İSMET PAŞA’YI ANARKEN

Değerli okurlarım, 51 yıl önce bugün, Büyük Devlet Adamı İsmet İnönü’yü sonsuzluğa uğurladık. Cumhuriyetimizin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet Paşa, siyasi rakipleri tarafından da saygı ile anılan ayrıcalıklı yere sahip. Kuşkusuz, bugün yapılacak anma törenlerinde Paşa’nın yaşamından kesitler ve hizmetlerinden örnekler sunulacak, köşeler yazılacak. Ben de İsmet Paşa’nın karşı pencereden nasıl değerlendirildiğini yazmak istedim. Özellikle gelecek kuşakların daha iiyi değerlendirebilmeleri için, Siyasi Rakibi Süleyman Demirel’in duygu ve düşüncelerini derledim. Okuyacaklarınız, Merhum Paşamıza insafsızca, vicdansızca kurmaca iftiralar atan ahlâksızlara birer sağlam karşılık değerindedir.

DEMİREL VE İNÖNÜ

Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel İnönü hayranıydı. Evinde bizzat dinledim; Avrupa Birliği konusu açılmıştı. Demirel “O zaman Müşterek Pazar deniliyordu. Koskoca İsmet Paşa onaylamıştı” dedi. Demek ki, Siyasi rakibi Demirel, Paşa’yı “Koskoca” nitelemesiyle yüceltiyordu.

Bir başka örnek… Adalet Partili bir milletvekili Meclis kürsüsünden İsmet Paşa’ya yüklenmişti. Demirel bu milletvekilini odasına çağırarak şu sçzleriyle payladı: “İsmet Paşa’nın arkasında iki savaş zaferi var. Senin sırtında terzinin diktiği ceketten başka neyin var?”.

MERDİVENLER

Seçimlerde oyların yüzde 50’sini alarak Başbakan olan Süleyman Demirel Meclis’in ilk günü kuliste İsmet İnönü ile karşılaşıyor. İnönü kısa sohbet arasında soruyor: “Meclis’in kaç merdiveni var Süleyman Bey, biliyor musun?” Demirel fazla düşünmeden cevaplıyor: “Bilmiyorum.”

Birkaç gün sonra Meclis’ te İnönü’nün yanına giden Demirel kulağına eğilerek “Efendim, Meclis’in 220 merdiveni var” diyor… Paşa dönüp soruyor: “Kime saydırdın?” Demirel de, “Bizzat ben saydım efendim”

deyince İnönü tarihi ders veriyor: “Bak Süleyman Bey… Lider odur ki zor işlerle uğraşsın. Lider basit işleri kendi yapmaz. Bak mesela ben Meclis’in kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. Sana saydırdım.”

VEFATİ ÜZERİNE

Paşa’nın vefatı üzerine NTV’de canlı yayına bağlanan Demirel düşüncelerini şöyle ifade etmişti: “Haberi teessürle öğrendim. Türkiye’nin fevkalâde zor zamanlarında çalıştık. Yakından tanıdım; vatanseverliğini, bilgisini yakından gördüm. İki büyük kitlenin liderleriydik. Sorunlar olduğu için her şeyi bir kenara bırakarak ortak bir karar alabiliyorduk. Siyasetin özünden taviz vermeden, uzlaşmacılık mümkündü. Uzlaşmacılık teslimiyetçilik değildi; İnönü’de bu fazlasıyla vardı. Daha çok bilim adamıydı. Türk insanı onu sevdi, takdir etti, hürmet etti. Doldurulması güç bir boşluk bırakmıştır. Ailesine, kendisini sevenlere, milletimize başsağlığı ve merhum İnönü’ye de Allah’tan rahmet diliyorum.

İNÖNÜ’YÜ TARİF

Demirel’in, bir anma gününde, İsmet Paşa için söylediklerini dinleyelim.

“Garp Cephesi Kumandanı olarak çok büyük hizmet yapmıştır. Atatürk, Osmanlı Ordusunda mareşaller vardı, çok yüksek rütbeli subaylar vardı. Albay İsmet’i Garp Cephesi Kumandanı yaparken bir düşüncesi olmalıydı. Albay İsmet, Garp Cephesi Kumandanı olarak, Miralay İsmet o zaman, ilk muntazam ordunun teşkilinde (kurulmasında) çok büyük liyakat göstermiştir. İnönü’yü değerlendirmek kolay bir şey değildir. Garp Cephesi Kumandanı Miralay İsmet, hiçbir şeyi olmayan ülkede bir ordu meydana çıkarmıştır. Bütün hayatı boyunca vazife aşkı ve vazifedeki kararlılığı, hatır-gönül tanımayışı… Öyle olmasaydı, Garp Cephesini kuramazdı. Çok zor bir dönemdi, çok zor… Ama, Mustafa Kemal Paşa arkasında bir dev gibi duruyor. Mustafa Kemal Paşa bir dev adamdı. Bir dev adamın tayin ettiği adam, büyük adamdır…” (İfadenin linki: https://www.facebook.com/suleymandemirel/videos/251662453326160/)

RÖPORTAJDAN

Gazeteci Demirel’e “İsmet İnönü ile aranızda bir sıkıntı mı var..? sorusunu yöneltmiş. Cevap şöyle: O, koskoca Kurtuluş Savaşını almış bir kahraman. Ben kimim ki onunla bir sıkıntım olabilsin”
BİR DERS DAHA
Demirel’in ilk başbakanlık dönemi, Anıtkabir ziyaret ediliyor. Demirel protokol gereği önde yürüyor ama rahatsız oluyor; adımlarını yavaşlatarak Paşa’nın yanına gelmesini bekliyor. Bunu fark eden Paşa hızlıca Demirel’e yanaşıyor ve bir ders daha veriyor: “Yürü, yürü rahat ol, sen başbakansın. Protokol kimsenin değerini düşürmez.”
Siyaset ve zerafet iç içe geçmiş. Nezaket, tavır, üslup, devlet adamlığı, adam gibi adamlık bu olsa gerek. Mekânları cennet olsun.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor