TÜRKİYE’DE HER 100 İŞÇİDEN 85’İ SENDİKASIZ
(HABER MERKEZİ)- Türkiye genelinde 2025’ün Ocak ayında 16 milyon 864 bin 733 işçiden yalnız 2 milyon 524 bin 547 işçi sendikalı olurken sendikalılık oranı da yüzde 14,97 olarak kaydedildi.
Türkiye’de kayıtlı çalışan 16 milyon 864 bin 733 işçinin sadece 2 milyon 524 547’si sendika üyesi. Toplu sözleşmeden faydalanabilecek işçi sayısının ise yüzde 7 civarında olduğu tahmin ediliyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının “6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Gereğince; İşkollarındaki İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayılarına İlişkin 2025 Ocak Ayı İstatistikleri Hakkında Tebliğ”i Resmi Gazete’de yayımlandı.
Tebliğde yer alan 20 iş kolu arasında en fazla işçinin bulunduğu iş kolu, 4 milyon 469 bin 945 işçiyle “ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” oldu. Bunu 1 milyon 987 bin 733 işçiyle “metal” ve 1 milyon 741 bin 475 işçiyle “inşaat” iş kolu izledi.
Buna göre, 16 milyon 864 bin 733 işçiden yüzde 14.97’sine denk gelen 2 milyon 524 bin 547’si, herhangi bir sendikaya üye.
Toplam 20 iş kolu arasında en fazla işçinin yer aldığı iş kolu 4 milyon 469 bin 945 işçiyle “ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” oldu. Bunu, 1 milyon 987 bin 733 işçiyle “metal” ve 1 milyon 741 bin 475 işçiyle “inşaat” iş kolları izledi.
Türk-İş’e bağlı Türk Metal, sahip olduğu 293 bin 829 üyeyle tüm işçi sendikaları arasında ilk sırada yer aldı. Türk Metal’i 280 bin 769 üyeyle Hizmet-İş, 224 bin 289 üyeyle Öz Sağlık-İş takip etti.
İletişim iş kolundaki 7 sendikadan 6’sının yüzde 1’lik iş kolu barajı üzerinde olması dikkat çekti, DİSK’e bağlı İletişim-İş ve Basın-İş sendikaları da barajı aştı.
İstatistiklerde dikkat çeken bir diğer nokta ise 29 sendikanın olduğu ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar iş kolu oldu. Bu iş kolunda sadece Koop-İş ve Tez-Koop-İş barajı geçerken, üçüncü sırada ise 11 bin 78 üye ile (yüzde 0.25) Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası yer aldı.
Türkiye’de kayıtlı çalışan işçilerin yüzde 14.97’si sendika üyesiyken, toplu sözleşme kapsamında olan işçilerin oranının yüzde 7 civarı olduğu tahmin ediliyor.
Türkiye’de işçi sınıfının genel nüfusa oranı son 50 yılda nasıl değişti?
1970’ler:
-Tahmini nüfus: 35-40 milyon.
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 5-6 milyon.
-İşçi sınıfının nüfusa oranı: Yüzde 12-15 dolayı.
-1970’lerde tarım sektörü hâlâ büyük bir paya sahipti ve kayıt dışı çalışanların oranı yüksekti.
1980’ler:
-Tahmini nüfus: 45-50 milyon.
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 7-8 milyon.
-İşçi sınıfının nüfusa oranı: Yüzde 14-16 dolayı.
-1980’lerde sanayileşme hız kazandı, ancak tarım sektörü hâlâ önemli bir istihdam kaynağıydı.
1990’lar:
-Tahmini nüfus: 55-60 milyon.
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 10-12 milyon.
-İşçi sınıfının nüfusa oranı: Yüzde 16-20 dolayı.
-1990’larda hizmet sektörü büyümeye başladı ve kentleşme arttı.
2000’ler:
-Tahmini nüfus: 65-70 milyon.
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 13-15 milyon.
-İşçi sınıfının nüfusa oranı: Yüzde 18-22 dolayı.
-2000’lerde hizmet ve sanayi sektörleri istihdamın büyük bir kısmını oluşturdu. Tarım sektörünün payı azalmaya devam etti.
2010’lar:
-Tahmini nüfus: 75-80 milyon.
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 18-20 milyon.
-İşçi sınıfının nüfusa oranı: Yüzde 22-25 civarı.
-2010’larda hizmet sektörü istihdamın büyük bir kısmını oluşturdu. Kayıt dışı çalışanların oranı hâlâ yüksekti.
2020’ler:
-Tahmini nüfus: 85 milyon (2023 itibarıyla).
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 22-24 milyon.
-İşçi sınıfının nüfusa oranı: Yüzde 25-28 civarı.
-2020’lerde hizmet ve sanayi sektörleri istihdamın büyük bir kısmını oluşturuyor. Tarım sektörünün payı daha da azaldı.
Genel Eğilim:
Türkiye’de işçi sayısının nüfusa oranı, 1970’lerden 2020’lere doğru sürekli ve düzenli arttı. Bu artışın başlıca nedenleri:
-Kentleşme ve sanayileşme,
-Tarım sektörünün payının azalması,
-Kadınların işgücüne katılımının kısmen artması,
-Genç nüfusun işgücüne katılımı.
Ancak, kayıt dışı çalışanların oranı hâlâ yüksek ve bu durum resmi istatistikleri etkiliyor.
İşçi sınıfının genel nüfusa oranı artarken sendikalı işçilerin gen genel işçi nüfusuna oranı nasıl değişti?
1970’ler:
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 5-6 milyon (sanayi ve hizmet sektöründe kayıtlı işçiler).
-Sendikalı işçi sayısı: Yaklaşık 1,5-2 milyon.
-Sendikalı işçi oranı: Yüzde 25-30 civarı.
-1970’ler, sendikalaşmanın nispeten güçlü olduğu bir dönemdi. DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) özel sektörde ve Türk-İş kamu sektöründe etkiliydi.
1980’ler:
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 7-8 milyon.
-Sendikalı işçi sayısı: Yaklaşık 1,5-2 milyon.
-Sendikalı işçi oranı: Yüzde 20-25 dolayı.
-12 Eylül 1980 darbesi sonrası sendikal hareket zayıfladı. DİSK kapatıldı ve sendikal faaliyetler kısıtlandı.
1990’lar:
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 10-12 milyon.
-Sendikalı işçi sayısı: Yaklaşık 2-2,5 milyon.
-Sendikalı işçi oranı:Yüzde 20 dolayı.
-1990’larda sendikalaşma oranı düşük seviyelerde kaldı. Kayıt dışı ekonomi ve esnek çalışma modelleri yaygınlaştı.
2000’ler:
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 13-15 milyon.
-Sendikalı işçi sayısı: Yaklaşık 2,5-3 milyon.
-Sendikalı işçi oranı: Yüzde 15-20 dolayı.
-2000’lerde sendikalaşma oranı düşmeye devam etti. Özellikle hizmet sektöründe sendikalaşma zayıftı.
2010’lar:
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 18-20 milyon.
-Sendikalı işçi sayısı: Yaklaşık 3-3,5 milyon.
-Sendikalı işçi oranı: %15-18 civarı.
-2010’larda sendikalaşma oranı düşük seviyelerde kaldı. Kamu sektöründe sendikalaşma nispeten daha yüksekti.
2020’ler
-Toplam işçi sayısı: Yaklaşık 22-24 milyon.
-Sendikalı işçi sayısı: Yaklaşık 4-4,5 milyon.
-Sendikalı işçi oranı: %15-20 civarı.
-2020’lerde sendikalaşma oranı hala düşük seviyelerde. Özellikle özel sektörde ve kayıt dışı çalışanlar arasında sendikalaşma oranı çok düşük.
Genel Eğilim
-Türkiye’de sendikalaşma oranı, 1970’lerden başlayarak genel olarak düşüş eğilimindedir. Bunun başlıca nedenleri arasında:
-Kayıt dışı ekonominin yaygınlığı,
-Esnek çalışma modellerinin artması,
-Sendikal hareketlere yönelik yasal ve siyasi kısıtlamalar,
-Özel sektörde sendikalaşmanın zayıflığı yer alıyor.