HER OLAYDA GAZETECİ Mİ SUÇLU

Gazetecilik, demokrasinin temel taşlarından biridir. Haberciler, sadece haber taşıyan kişiler değil; toplumun vicdanı, gerçeğin sesi ve kamuoyunun gözü kulağıdır. Ne yazık ki son yıllarda, özellikle kriz anlarında ve toplumsal tansiyonun yükseldiği dönemlerde, habercilere yönelik fiziksel ve sözlü saldırıların arttığını görüyoruz. Bu durum, sadece bireysel bir hak ihlali değil, aynı zamanda toplumun haber alma hakkına yapılmış büyük bir saldırıdır.

Habercilere saldırmak, sadece bir kişiye değil, gerçeğe saldırmaktır. Çünkü gazeteciler olay yerinden bilgi geçmesin, olan biten kamuoyuna ulaşmasın diye hedef alınırlar. Oysa onların görevi, kamu yararını gözeterek gerçekleri olduğu gibi yansıtmak; yanlışları göstermek, hesap sorulmasına vesile olmaktır.

Elbette ki gazetecilik hatasız bir meslek değildir. Taraflı yayınlar, yanlış haberler ya da manipülasyonlar elbette eleştirilmelidir. Ancak bu eleştirinin yolu şiddet değil, hukuk ve etik mekanizmalarından geçmelidir. Şiddetin olduğu yerde ne ifade özgürlüğü kalır ne de kamu vicdanı sağlıklı bir şekilde işler.

Ayrıca şu unutulmamalı: Bugün hedef gösterilen, yuhalanan ya da darp edilen bir gazeteci; yarın sizin sesinizi duyuracak kişi olabilir. Özgür medya, her bir bireyin güvencesidir. Çünkü gerçeklerin üstü örtüldüğünde, karanlık sadece gazetecileri değil hepimizi yutar.

Her olayda maalesef gazeteciler hedef oluyor. Dikkat çekmek isteyen, sesini üst mercilere duyuramayan, sinirini çıkarmak isteyenin hedefi her zaman gazeteciler oluyor.

Gazetecilerin özgürce görev yapabilmesi, toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğundadır. Emniyet güçlerinden vatandaşlara, kamu yöneticilerinden diğer medya kuruluşlarına kadar herkesin ortak bir hassasiyeti olmalı: Habercinin kalemine, kamerasına, mikrofonuna uzanan her el, aslında halkın haber alma hakkını boğmaya çalışmaktadır.

Gazeteciye uzanan el, demokrasiye kalkmış bir eldir. Bu nedenle sessiz kalmak, şiddete ortak olmaktır. Gelin, gerçeğin peşinden koşanlara değil; yalanı gizlemek isteyenlere karşı duralım.

Çünkü ancak o zaman daha adil, daha şeffaf ve daha özgür bir toplum mümkün olabilir.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor