“SAVAŞ ORTAMI GELECEĞİMİZ İÇİN TEHDİT OLUŞTURUYOR”

(HABER MERKEZİ)-KESK, EDS, EMP, ESP, Halkevleri, Kaldıraç, Kızıl Parti, SOLDEP, SOL Parti, SYKP, TİP, TÖP ve ÇHD İnönü Parkı’nda bir araya gelerek “ABD emperyalizmini ve Siyonist İsrail barbarlığını halklar durdurabilir” basın açıklaması yaptılar.
Açıklamada, “Emperyalist, kapitalist ülkeler İsrail ile birlikte Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiş durumda. Her gün yüzlerce insan katlediliyor. Bu katliamları şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Savaş ve çatışmalar bölgede hiçbir sorunu çözmeyecektir, savaş bölge halkı için ölüm, geleceğimiz için tehdit oluşturuluyor” dediler.
Av. Sevil Aracı’nın okuduğu basın açıklamasında şöyle denildi;
“ABD emperyalizmi destekli İsrail yönetimi, geçtiğimiz hafta İran’ı hedef aldı. İsrail’in Gazze’de soykırıma imza atan Başbakanı Netanyahu, İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırının “günler süreceğini” ifade etti. Afganistan ve Irak işgalleriyle başlayan, Libya ve Suriye üzerinden ilerleyen emperyalist yıkım zincirinin son halkası İran oldu. İşgalci İsrail devletinin İran’a dönük ve saldırılarıyla başlayan fiili savaş ortamı bölge halkları için ölüm, geleceğimiz için tehdit oluşturuyor. İsrail’in fitili yakmasıyla, Filistin ve İran’da çok sayıda masum sivil hayatını kaybetti, milyonlarca kişi yaşadıkları yerleri terk etti. Pervasız saldırganlık ve soykırıma varan katliamlar nedeniyle nükleer savaş veya sızıntı riski artıyor” dedi.
Sevil Aracı sözlerine şu şekilde devam etti:
İsrail bu barbarca saldırganlığında yalnız değil. ABD’nin başını çektiği emperyalist ülkeler bölgemizde istedikleri gibi at oynatabilmek için İsrail’i koruyorlar. İran’ın bölgedeki direniş kollarının kırılması zayıflatılması ABD-İsrail’in ortak eylemidir. Bu saldırı doğrudan ABD emperyalizminin bölge planının parçası olan saldırılar, eylemler ve katliamlardır. ABD’nin İran’a dönük saldırganlığının bir nedeni de Çin’in artan etkisini sınırlandırmak. İran, Çin için hem ticaret yolları hem enerji açısından oldukça önemli bir ülke.
AKP iktidarı bölgede ABD-İsrail planlarının taşeronluğunu üstlenirken içeride ise “iç cephe” tahkimatı adı altında kendisi için bir fırsat yaratıyor. AKP-MHP iktidarı şimdi kendisini bir “milli mutabakat hükümeti” gibi sunarak, gerici rejimin ömrünü uzatmak istiyor. Bu ikiyüzlü dış politika, emperyalizmle kurdukları kirli iş birliğini gizleyemez!
NATO bombalarıyla yerle bir edilen Libya’da AKP iktidarının onayı vardır. Bir yılı aşkın süredir Filistin’den Lübnan’a halkın üzerine yağan bombalara sessiz kalan bu iktidardır. İsrail, suikastlar ve katliamlarla bölgede yeni bir yıkım süreci başlatmıştır. ABD ve İsrail’in yürüttüğü operasyonlar sonucu Suriye’de İslamcı bir rejim kurularak fiilen emperyalist denetim altına alınmıştır. İsrail’in pervasız saldırganlığı, bu uzun yıkım sürecinin ürünüdür. AKP, her aşamada bu yıkımın taşeronluğunu yapmış, bölgeyi ABD ve İsrail hegemonyası için temizlemiştir!
AKP İsrail’i sözde kınıyor ama daha geçen hafta, İsrail’e silah malzemesi taşıyan ‘VELA’ adlı geminin durdurulması çağrılarına kulak tıkadı. Mersin Limanı’nda saatlerce bekleyen ve 10 Haziran’da ayrılan çelik yüklü gemi, Aşdod Limanı’na varmıştı. İsrail’in, Gazze’ye yönelik saldırıları için göz boyan açıklamalar yapan AKP İktidarı diğer yandan da ticari ilişkilere devam ediyor. Ortadoğu’ya askeri müdahalenin olduğu bir dönemde İncirlik üssü Çukurovalılar ve bütün Türkiye için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Yanı başımızda nükleer silah ve ABD üssü istemiyoruz.
ABD emperyalizminin bölgedeki vurucu gücü İsrail barbarlığını ancak bölge halklarının direnişi ve dünya haklarının dayanışması, mücadelesi durdurabilir. Dünyanın birçok ülkesinde liman işçilerinin, devletlerin taşımayı reddettiği ‘insanlık onuru’’nu yüklenerek İsrail’in soykırımını durdurmak için grev ve eylemler yapması bu açıdan yol göstericidir.
Hâlâ emperyalist sistemin tepesinde duran ABD yalnız son dönemde değil, çok uzun bir süredir İran’a dönük saldırgan bir tutum içinde. Zaman zaman bazı bölgelerini vuruyor, ağır ekonomik yaptırımlar uyguluyor, rejim değişikliği için, hatta ülkenin parçalanması için çaba harcadığı biliniyor. Emperyalist savaşlara, ilhak girişimlerine, sınırların değiştirilmesine, ülkelere darbelerle, renkli devrimlerle, fonlarla, derin operasyonlarla müdahale edilmesine karşıyız.
İsrail saldırısına karşı çıkarken İran rejiminin baskıcı saldırılarına onay vermiyoruz. Jina Amini’yi katleden İran devletidir, yıllardır Kürtleri vinçle asan, idam eden İran gerici rejimidir. İran’ın bu baskıcı, despotik yönetimi, mollalar tarafından idare edilmesi saldırın gerekçesi yapılamaz. Molla rejimini devirmek, her halkın kendi gericilerini ve sömürücülerini devirme hakkı gibi, İran halkının hakkı ve görevidir. Son yıllarda İran’da gerek işçi hareketi gerekse de kadın ve gençlik hareketi gelişmekte ve güçlenmektedir. Yaptıkları açıklamalarla savaşın yıkımına ve emperyalist müdahaleye karşı çıkarken, mollaların diktatörlüğüne de boyun eğmeyeceklerini, mücadelelerini sürdüreceklerini tüm dünyaya ilan etmişlerdir. İran rejiminin baskıcı, sömürücü olması hiçbir emperyalist ve işbirlikçi ülkenin buraya saldırısını haklı kılmaz. Dış müdahaleler ile demokrasinin gelmediğini daha önceki birçok örnekte biliyoruz. İran’a demokrasi ve özgürlük başta İran işçi ve emekçilerinin, ilerici, devrimci kesimlerinin mücadelesi ve biz sosyalistlerin enternasyonal dayanışması ile olabilir.
-İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere tüm ABD ve NATO üsleri derhal kapatılmalıdır!
-İsrail’le tüm askeri, ekonomik ve ticari ilişkiler kesilmelidir!