GÖR DE İNANMA…

Bundan yıllar yıllar önce TBMM’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için birkaç kişi adaylığını açıklamış, tüm ülke seçimle yatıp kalkıyor ve merakla seçim sonucunu bekliyordu.

Bu arada, o yıllar ülkede büyük bir enerji açığı var, elektrikler her gün saatlerce kesiliyordu. İşlerleri, sanayi kuruluşları, apartmanlar, siteler vs jeneratör satın almak için yarışıyorlar. Ben Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde öğretim üyesi olarak görev yapıyorum.

İstanbul’a gittiğim bir gün jeneratör imalatı, ithalatı ve satışı yapan aile şirketimizi ziyaret ettim. Firmanın teknik servisinde görevli bir mühendis, dönemin ünlü mafya babalarından Dündar Kılıç’ın orta büyüklükte bir jeneratör satın aldığını ve Bağdat Caddesindeki villasına bağlanmasını istediğini belirterek, benimle birlikte gelirseniz size Suadiye-Bostancı sahillerini gezdirir ve nefis bir balık lokantasına götürürüm dedi.

Öğrencilik yıllarımın bir bölümünde Bostancı’da ikamet ettiğim için teklifi kabul ettim ve jeneratörün yüklendiği pikaba binerek Bağdat Caddesindeki villaya gittik. Aslında, mühendisin bana açıklamadığı bir sürprizi varmış. Bağdat Caddesinde geniş bahçesi olan güzel bir villanın önünde aracı park eden mühendis bahçedeki çalışan bahçıvana “Beyefendiye haber ver, villaya bağlanacak jeneratörü getirdik” dedi.

Ardından da bana dönüp, evden çıkacak kişiye dikkatle bakmamı söyledi. Ben ünlü kabadayıyı göreceğimi beklerken, üzerinde kırmızı renkli sabahlık, boynunda beyaz renkli bir kaşkol bağlı yaşlı bir beyefendi dışarı çıktı ve mühendisi bahçeye alıp jeneratörün bağlanacağı yeri göstermeye gitti.

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı çünkü ev sahibinin görmeyi beklediğim ünlü ‘Baba’ olmadığını, o günlerde cumhurbaşkanlığına aday gösterilen ve benim de, geçmişte bulunduğu makamları dikkate alarak, seçilmesini arzu ettiğim Adnan Başer Kafaoğlu olduğunu hayretle gördüm.

Bu tuzun kokmasından da öte bir şeydi. Cumhuriyet Halk Partisinin desteklediği cumhurbaşkanı adayı tam da TBMM’deki cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında ülkenin en ünlü kabadayısı Dündar Kılıç’tan hediye olarak oldukça pahalı bir jeneratörü hediye olarak alıyordu.

Jeneratör, gösterilen yere bağlanıp deneme çalışması yapılana kadar pikapta bekledim. Ardından araca gelen mühendis “Hocam, durumu gözlerinizle görmenizi istediğim için sizi davet etmiştim. Jeneratörü alan “Baba” bu adresi verdi ve kimseye söylemememi tembih ettikten sonra beni keşif için bu adrese gönderdi. Karşıma çıkan şahsı görünce benim de nutkum kurudu. Kimseye söylemeyeceğime dair söz verdiğim için size gerçeği söyleyemedim ama sizin bu durumu görmenizi özellikle istedim” dedi.

İngiltere Kraliçesinin oğlu Prens Andrew’un bir Türk vatandaşından rüşvet aldığına ilişkin haberi duyunca, bu güne kadar kimseye açıklamadığım bu anımı yorum yapmadan paylaşma gereğini duydum.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor