KIZILAY ARŞİVLERİ TARİHE IŞIK TUTUYOR

Türk Kızılayı Genel Sekreteri Ramazan Saygılı’nın dedesi Onbaşı Yusuf (Hoca) Saygılı’ya ait 1919 tarihli mektup ve esir kartları Kızılay Arşivi’nde bulundu. Filistin cephesinde İngilizlere esir düşen Onbaşı Yusuf Saygılı’nın kaleme aldığı bu satırlar, bir asır sonra gün yüzüne çıkarıldı.

KIZILAY ARŞİVLERİ TARİHE IŞIK TUTUYOR

Kızılay Arşivleri, sadece bir kurumsal hafıza değil, aynı zamanda tarihe tanıklık eden binlerce belgenin saklandığı bir hazine olarak önem taşıyor. 157 yıllık Hilal-i Ahmer’den bugünkü Türk Kızılayı’na uzanan bu köklü miras; Çanakkale’de sargı bezi olmuş, Balkan Harplerinde yaraları sarmış, Kût’ül-Amâre’de aş olmuş, Medine Müdafaası’nda Mehmetçiğin kaşığına lokma olmuş, Kurtuluş Savaşı’nın tüm cephelerinde ise askerimizin yanında yer alarak yaraları sarmıştı.

Bugün Kızılay Arşivi’nde titizlikle korunan binlerce belge ve 25 bin esir mektubu, bu tarihî yolculuğun sessiz ama en kıymetli tanıkları arasında yer alıyor.

“DEDEMİN SATIRLARI TARİHİ BİR EMANET”

Türk Kızılayı Genel Sekreteri Ramazan Saygılı, dedesine ait mektubun bulunmasının aileleri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Dedem Yusuf (Hoca) Saygılı, 1919’un Eylül ayında Filistin cephesinde, Nablus kentinde İngilizlere esir düştü. Uzun yıllar esaret hayatı yaşadıktan sonra devletler arası anlaşmalarla serbest bırakıldı. O günlerde ailesine kavuşma umuduyla kaleme aldığı mektup ve esir kartlarının bir asır sonra Kızılay Arşivi’nde bulunması, bizim için sadece bir aile hatırası değil, aynı zamanda ecdadımızın bize bıraktığı en kıymetli emanettir.”

“BU MEKTUPLAR, DUA VE SELAM NİTELİĞİNDE”

Ramazan Saygılı, dedesine ait mektubu ellerinde tutmanın tarifsiz bir duygu olduğunu belirterek şunları kaydetti:

“Bu satırlar, sadece bizim ailemiz için değil; vatan uğruna fedakârlık göstermiş tüm ecdadımız için bir selam ve dua niteliğindedir. Kızılay Arşivi, bu yönüyle dedelerimizin torunlarına ulaşan en kıymetli selamdır.”

“HER COĞRAFYADA ECDADIMIZIN İZİ VAR”

Saygılı, Kızılay’ın tarih boyunca sadece bir yardım kuruluşu olmadığını, aynı zamanda Osmanlı’dan bugüne gönül coğrafyalarının bir parçası olduğunu belirterek şu sözleri ekledi:

“Balkanların her ülkesinde, Orta Asya’da, Kafkaslarda, Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de ecdadımızın izine rastlıyoruz. Mezar taşları bize konuşuyor; bu coğrafyalarda Kızılay’ın, yani Hilal-i Ahmer’in izi var. Biz bu mirasın evlatları olarak gurur duyuyoruz.”

KIZILAY ARŞİVİ DİJİTAL ORTAMA AKTARILIYOR

Kızılay Arşivi’nde sürdürülen tercüme ve dijital erişim çalışmalarıyla, bu tarihi belgeler ve mektuplar artık sadece ailelere değil, tarih araştırmacılarına ve tüm kamuoyuna da açılıyor.

TEŞEKKÜR ETTİ

Ramazan Saygılı, bu kıymetli belgelerin ortaya çıkarılmasına katkı sunan Kızılay Arşiv Müdürü Mevlüt Kuş’a, Direktör Mustafa Akçelik’e ve Genel Müdür Mustafa Tutkun’a teşekkür etti. (BÜLTEN)

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor