BERBERLERİN ŞIKIR ŞIKIR TAVAN YELPAZESİ VARDI!

1950’lerin ilk yarısına uzanıyoruz. Adana yine sıcak… Şimdiki kadar değilse bile yine ve inadına rutubetli. Hele ki eyyam-ı bahur(*) günlerinde cımcılık (sırıl sıklam) olmayan yok gibiydi. O insafsız sıcak günler en çok berberlerin ekonomisine zarar verirdi. Çünkü hiç kimse kan-ter içindeyken berber koltuğuna oturmak istemezdi.

Vantilâtör yok o yıllarda. İcâd edilmiş ama, yanılmıyorsam sadece bazı lüks otellerde tavan tipi olanlar var. Berber için pahalı… Hani bir söz var ya, “Çaresizseniz, çare sizsiniz” diye söz… İşte bizim bazı berberlerimiz de, varlığından belki de haberdar bile olmadıkları vantilâtör yerine kocaman tavan yelpazesini icâd edip insanlara konfor içinde tıraş olanağını sunabiliyordu.

METREKARE YELPAZE

Yelpaze dedikse, Çırağan Sarayı hanımlarının ellerinde görülen ufacık yelpazeler gelmesin aklınıza. Tarifini verince anlayacaksınız ki, bunlar gerçekten devasa gereçler…

Önce, hafif fakat dayanıklı levha bularak başlanırdı tavan yelpazesinin üretimine. Levhanın her yanı, renkli kâğıtlarla kaplanarak albeni kazandırılırdı. Üst tarafa açılan iki delik, tavana vidalanmış iki kancalı mekanizmaya oturtulurdu. Sonraki iş ise, yelpazeyi sallayacak kadar güçlü, uzun bir kaytanın (**) bağlanmasına kalırdı.

HÜNER ÇIRAKTA

Kaytan çekilip bırakıldıkça yelpaze ileri-geri sallanır ve hiç de küçümsenemeyecek hava verirdi. Yalnııız, burada en büyük sorumluluk ve hüner yelpazeyi sallayacak çırağın omuzlarındaydı. Çekerken öyle özen gösterecek ki, çekmeyi durdurduğu anda serbest kalan ipin hareketi engellenmeyecek ve böylece yelpazenin tam tur yapmasını sağlanacaktı. Aksi takdirde koltuktaki müşteri rahatsız olabilirdi.

Çıraktaki bir diğer ustalık da, manevra becerisiydi. Çünkü berber koltuk etrafında döndükçe, yelpaze operatörü de ustasını engellemeyecek manevrayla karmaşasız işletme sağlayacaktı.

SAÇAKLAR

Berber yelpazelerinin alt tarafına renkli kâğıtlardan ince ince kesilmiş uzunca şeritler yapıştırılmışlarını da görmüştüm. Daha süslü görüntü bir yana, her devinimde saçaklardan gelen hafif fakat dinlendirici diyebileceğim hışırtılı ses de konfora konfor katıyordu.

Yelpazeli berberlerin sayısı artıyordu. Hatta bu iş için tezgâh kurmaya çalışanlar olduğu da duyulmuştu. Nasıl olduysa, bu kez tavan vantilâtörleri peş peşe dönmeye başladı. Teknoloji, o her defasında önce şaşırtıp sonra kanıksatan gücüyle zarafeti yenmiş, bu arada yelpaze operatörü çırakları da kurtarmıştı..

(*) Eyyam-ı bahur (Buharlaştıran günler): Yazın en sıcak günlerini kapsayan bir aylık dönem. Temmuzun son haftası ile Ağustos’un üçüncü haftası arasındadır.

(**) Kaytan: Pek çok ince ipliğin üst üste bükülmesi veya örülmesi ile elde edilen kordon. Kendirden ince, güçlü, zarif, ince halat.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor