(HABER MERKEZİ)-İHD Adana Şube Ekoloji Komisyonu ve Adana Ekoloji Platformu, av turizmi ihalesine sert tepki göstererek basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, KESK, CHP ve DEM Parti de destek verdi.
İHD Adana Şube Ekoloji Komisyonu ve Adana Ekoloji Platformu, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından açılan av turizmi ihalesine karşı “Yaşam Haktır, Av Cinayettir!” başlıklı basın açıklaması düzenledi. Açıklama öncesinde ihalenin iptali için dilekçeler 7. Bölge Müdürlüğü’ne sunuldu.
Basın açıklaması, Adana Tarım ve Orman Bakanlığı 7. Bölge Müdürlüğü önünde, Optimum AVM karşısında gerçekleştirildi. İHD ve Ekoloji Platformu adına ortak açıklamayı Hamit Karaoğullarından okudu. Etkinliğe çok sayıda doğa savunucusu, demokratik kitle örgütü temsilcisi ve yurttaş katıldı.
Açıklamada, dünyanın ve Türkiye’nin iklim krizinin ağır sonuçlarını yaşadığına dikkat çekildi. Sıcaklık rekorlarının kırıldığı, ormanların yandığı, kuraklık ve susuzluk riskinin arttığına işaret edildi.
Mevcut siyasi iktidarın ise doğa tahribatını artıran politikalar izlediği vurgulandı:
- İklim Kanunu adı altında şirketlerin atmosfere bıraktığı zehirli atıkların ticarileştirildiği,
- Torba yasalar ile doğal alanların yatırım projelerine kolayca açıldığı,
- Ülkenin ortak varlıklarının “pazar yeri” gibi görüldüğü ifade edildi.
- Ekoloji örgütleri, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 3 Eylül 2025 tarihinde açacağı av turizmi ihalesine dikkat çekti. İhale kapsamında Adana, Mersin, Niğde ve Hatay’da yaşayan 33 dağ keçisinin öldürülmesinin planlandığı
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Ekosistemin ayrılmaz bir parçası olan dağ keçilerinin, kendilerine ‘avcı’ diyenler tarafından para karşılığında öldürülmesi seri cinayet işlemektir. Bu ihaleyi düzenleyen kurumlar da cinayete yardım ve yataklık etmektedir” denildi.
Açıklamada, ironik bir biçimde, “doğa koruma” adını taşıyan kurumların doğayı korumak yerine yok oluşa zemin hazırladığına vurgu yapılarak şöyle denildi; “Adında doğa koruma olan bir kurumun bu ihaleyi açması düşündürücüdür. Bu durum siyasi iktidarın doğaya ve ortak yaşam alanlarımıza bakışını gözler önüne sermektedir.”
