UZMANLAR UYARDI: MEME KANSERİ SADECE KADIN HASTALIĞI DEĞİL!

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Timuçin Çil ve öğretim üyesi Prof. Dr. Berna Bozkurt Duman, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptıkları açıklamalarda, toplumda farkındalığın artırılması gerektiğini belirtti. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tumiçin Çil, meme kanserinin kadınlarla özdeşleşmiş bir hastalık olarak görülmesine karşın, oldukça yaygın bir tür olduğunu ifade etti:
(HABER MERKEZİ)-Dünyada ve Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri, erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı en yüksek hastalıkların başında geliyor. Uzmanlar, düzenli tarama ve genetik testlerin hayati önem taşıdığına dikkat çekerken, hastalığın yalnızca kadınları değil erkekleri de tehdit ettiğini vurguluyor.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Timuçin Çil ve öğretim üyesi Prof. Dr. Berna Bozkurt Duman, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptıkları açıklamalarda, toplumda farkındalığın artırılması gerektiğini belirtti.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tumiçin Çil, meme kanserinin kadınlarla özdeşleşmiş bir hastalık olarak görülmesine karşın, oldukça yaygın bir tür olduğunu ifade ederek, “Meme kanseri kadınlarla özdeşmiş bir hastalık olarak tanımlanmış olabilir. Oysa her 7 kadından birinin yaşamının bir döneminde meme kanseriyle karşılaşma riski var. Son yıllarda tedavi seçenekleri hızla gelişti. Özellikle erken evre meme kanserlerinde tedavi başarısı oldukça yüksek. İleri evre hastalarda da akıllı ilaçlar, iğne tedavileri ve kemoterapi yöntemleriyle umut verici sonuçlar alıyoruz.”
Prof. Dr. Çil, erken tanının tedavideki başarıyı doğrudan etkilediğini vurgulayarak, düzenli kontrollerin önemine dikkat çekerek şöyle dedi;
“Meme kanseri taraması düzenli olarak yapılmalı. Tarama sayesinde hastalık erken evrede tespit edilebiliyor ve tedavi şansı artıyor. Önümüzdeki dönemde en önemli hedeflerimizden biri, genetik yatkınlığı olan bireyleri saptamak. Ailesinde meme veya yumurtalık kanseri öyküsü bulunan kişilerde genetik testlerle risk tespiti yapılabiliyor. Çevresel faktörler, beslenme ve hormonal etkenler riski artırsa da en belirleyici unsur genetik yatkınlıktır.”
ERKEKLERDE GÖRÜLME SIKLIĞI ARTTI
Tıbbı Onkoloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berna Bozkurt Duman ise, meme kanserinin yalnızca kadınlara özgü bir hastalık olmadığının altını çizerek, “Toplumda meme kanseri erkeklerde görülmez diye bir algı var. Ancak bu doğru değil. Erkeklerde de meme kanseri görülebiliyor ve son yıllarda oranlarda yaklaşık yüzde 26’lık bir artış tespit edildi. Özellikle BRCA2 gen mutasyonu taşıyan ve aile öyküsü bulunan erkeklerde risk neredeyse yüz kata kadar çıkabiliyor.”
Prof. Dr. Duman, erkeklerde tarama sisteminin bulunmamasına rağmen farkındalığın artırılması gerektiğini belirtti ve “Kadınlarda oturmuş bir tarama sistemi mevcut. Erkeklerde ise rutin bir tarama yöntemi yok. Bu nedenle erkeklerin kendi vücutlarını tanımaları ve meme dokusunda fark ettikleri değişiklikleri göz ardı etmemeleri büyük önem taşıyor. Ayrıca çevresel faktörler erkeklerde de meme kanseri riskini artırabiliyor.”
Prof. Dr. Çil ve Prof. Dr. Duman, erken tanı, düzenli tarama ve genetik testlerin, meme kanseriyle mücadelede en etkili silahlar olduğunu belirterek, hem kadınları hem de erkekleri bilinçli davranmaya davet etti.