CHP’SİZ HİÇBİR YERE VARILAMAZ

  1. T. Erdoğan, Atatürk’le yarışmak ve hatta önüne geçmek için her yolu denedi. İlk yıllarında laik demokrasiyi aklına taktı. Daha sonra çağdaş ve uygar cumhuriyeti Tek Adama dönüştürdü.

Gördü ve yaşadı ki, ne yaparsa yapsın olmuyor, üstüne üstlük Atatürk’ü gençlik başta tün halk tabanında kat be kat güçlendirdi. Bu güç elbette yalnız resim ve kişilik boyutunda değil, Atatürk’ün çağdaş uygarlık düzeyine erişmek için koyduğu hedef ve ilkelere dayandığı içindi.

Bir yıldır da artık ağzından ve kaleminden yalnız Gazi Mustafa Kemal değil, Gazi Mustafa Kemal Atatürk düşmez oldu. Son 10 Kasımda olduğu gibi. Bu halinin politik nedenleri olduğundan çok eninde sonunda gideceği seçim sandığı korkusundan kaynakladığını hiç kimse yadsıyamaz.

İleriki yıllarda bu konuda pisiko-sosyologlar ve tarafsız tarihçiler R. T. Erdoğan üzerinde elbette çalışacaklar. Ama benim görebildiğim AK Sarayın (Partili Cumhurbaşkanının) bu dönüşümünün asıl nedeni, sandık yani halkın geçim konusundaki içine düştüğü çaresizliğin sorumlusu (muhatabı) olmasıdır.

Bahçeli yüzünden bulaştığı 2. çözüm süreci için İmralı ve dolaysı ile Suriye’de SDG (SPG-PKK), ABD ve İsrail yüzünden gittikçe içinden çıkılmaz kalıcı bir durum alsa da, dedim ya, AKP (R. T. E.) için daha öncelikli ve önemli çıkmaz seçim sandığıdır.

Fakir borca battı, milyarderler servetini katladı. Son 10 yılda yurtiçi yerleşiklerin hesaplarında biriken 100 liranın 72 lirası katlandı. Ayrıca hukuksuzluk yüzünden artık yurt içine yatırım yapılmadığı gibi tasarrufların bir kısmının yurt dışına gittiği bir gerçek.

Resmen ve fiilen Tek Adam yönetimine geçeli TBMM’de işlevsiz duruma getirilen muhalefetin başlıca gündemi sırasıyla Aş-İş ve sonra Adalet oldu ve kitleselleşti. 2019 yerel seçiminden yenik çıktığından beri AK Saray, kaçıncı ekonomik programına karşın, pazarı-gıda fiyatlarını-mutfağı kurtaramaz oldu.

Sonuç olarak, geçen hafta açıklanan iddianame ile E. İmamoğlu’ndan kurtulacağını planlayan AK Sarayın önündeki tek yol (ailece yüce divandan kurtulmak koşulu ile) partili cumhurbaşkanlığından vazgeçmek. Ve başbakanlı meclis üstünlüğüne dayalı bir sisteme CHP’yi (kapatma tehdidi dahil zorlamayı (inandırmayı) hedefliyor olmaktır. CHP Genel Başkanının Sultanbeyli’de kendi adaylığına dönük (özür dilersen seçime varım) çağrısı da , bu hedefe verdiği yanıt olmalıdır.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor