“SERMAYEYE DEĞİL EMEKÇİYE BÜTÇE!”

Mitingin tertip komitesi adına konuşan Eğitim Sen Adana Şube Sekreteri Fatih Toprak, 2026 bütçe teklifinin halk yerine sermayeye hizmet ettiğini vurguladı. Toprak, “Emekten, mücadeleden, halktan yana atanlar hoş geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bizden toplanan vergiler bir avuç azınlığa aktarılırken, emekçiler yoksulluk ve güvencesizlikle karşı karşıya bırakılıyor” dedi. Adana’daki mitingde konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, iki aydır süren hazırlıkların ardından emekçilerin taleplerini meydanlara taşıdıklarını söyledi.

 

(HABER MERKEZİ)- Adana’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) tarafından düzenlenen “Geçinemiyoruz! Halk için bütçe, demokratik Türkiye!” mitingi, ekonomik kriz, artan yoksulluk ve hükümetin bütçe politikalarına tepki olarak gerçekleştirildi. Cumartesi günü Uğur Mumcu Meydanı’nda saat 12.00’de başlayan mitinge, sendikalar, siyasi partiler, kadın ve gençlik örgütleri ile demokratik kitle örgütlerinden binlerce kişi katıldı.

Mitingin tertip komitesi adına konuşan Eğitim Sen Adana Şube Sekreteri Fatih Toprak, 2026 bütçe teklifinin halk yerine sermayeye hizmet ettiğini vurguladı. Toprak, “Emekten, mücadeleden, halktan yana atanlar hoş geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bizden toplanan vergiler bir avuç azınlığa aktarılırken, emekçiler yoksulluk ve güvencesizlikle karşı karşıya bırakılıyor” dedi.

Toprak, Türkiye’nin enflasyon verilerini eleştirerek, çarşıda ve pazarda hissedilen fiyat artışlarının resmi rakamlarla örtüşmediğini belirtti. Her üç çocuktan birinin aç okula gittiğini, 5,5 milyon çocuğun oyuncak ve temel ihtiyaçlardan mahrum bırakıldığını, genç işsizliğinin ise 2,3 milyon seviyesine ulaştığını aktardı.

Adana’daki mitingde konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, iki aydır süren hazırlıkların ardından emekçilerin taleplerini meydanlara taşıdıklarını söyledi.

Karagöz, bütçe politikasının iktidarın sınıfsal tercihlerini açıkça ortaya koyduğunu belirterek şu sözleri kaydetti:

“İktidar yüzünü sermayeye, sırtını emekçilere dönüyor. Kaynakların kimden kesildiği ve kime aktarıldığı ortada. Oysa bu bütçeyi yaratan biziz. Türkiye’de kamu emekçileri, işçiler, emekliler, gençler geçinemiyor. Krizin faturasını halka çıkarıyorlar. Bütçe, sermayenin değil halkın onayına sunulmalı.”

Karagöz, her üç çocuktan birinin aç okula gitmesini, iş cinayetlerini, mega projelere aktarılan devasa kaynakları, dolar milyoneri sayısındaki artışı hatırlatarak, “Kaynak var ama bunlarda utanma yok” dedi.

“Bu bütçe emekçiyi değil yandaşı koruyor”

Konuşmasında yıllardır süren kamusal çöküşe dikkat çeken Karagöz, kamu çalışanlarının ayrımcılık, mobbing, güvencesizlik ve sefalet ücretleriyle yaşamaya mahkûm edildiğini belirtti:

“AKP iktidarı döneminde kamuda liyakat yerle bir edildi. Kamu hizmeti halk içindir ve kamu emekçisi bu ülkenin omurgasıdır. Buna rağmen bütçe bizleri kapıkulu gibi gören bir anlayışla hazırlanıyor.”

Karagöz, özellikle sağlık ve eğitim gibi temel alanlarda bütçenin reel olarak küçüldüğünü, özel şirketlere aktarılan kaynakların büyüdüğünü ifade etti.

Mitingin önemli bölümlerinden biri, Karagöz’ün kadınlara yönelik çağrısı ve eleştirileriydi.

2025’in ilk dokuz ayında 224 kadının katledildiğini, yüzlercesinin taciz ve şiddete maruz kaldığını hatırlatan Karagöz, bütçede kadınlara ayrılan payın %1’in bile altında olduğuna dikkat çekti:

“Kadınlar hem işte sömürülüyor hem evde görünmeyen emekleriyle tükeniyor. Genç kadın işsizliği yüzde 45’e dayandı. Buna rağmen bütçede kadın yok. Çünkü bu tamamen eril bir bütçe.”

Emekliler: “Açlık sınırında yaşam dayatılıyor”

Karagöz, 2026 bütçesinde emeklilerin yok sayıldığını belirterek, özel sigorta şirketlerine yeni kâr alanları yaratılmasını eleştirdi:

“Kamusal emeklilik hakkı tasfiye edilmek isteniyor. Emeklilerin çok olması değil, çalışanların düşük ücretlerle güvencesiz çalıştırılması sorundur. Bir yıl daha açlığa mahkûm edilmek isteniyoruz.”

Gençler: “Bu bütçenin gençlere sunduğu tek şey belirsizlik”

Gençlerin barınma krizinden işsizliğe kadar ağır koşullar altında olduğunu vurgulayan Karagöz, hükümetin bütçede gençliğe ayırdığı payın sembolik düzeyde olduğunu söyledi:

“Bugün her beş gençten biri ne eğitimde ne istihdamda. Uyuşturucu ile mücadele için ayrılan pay bütçede yüzde 0,02. Bu bile iktidarın gençlerimize karanlık bir gelecek sunduğunu göstermeye yeter.”

“Savaş bütçesi değil, barış bütçesi istiyoruz”

Karagöz, bütçenin güvenlik ve savunmaya ayrılan payının giderek arttığını belirterek bunun toplumun ihtiyaçlarıyla örtüşmediğini söyledi:

“Gerçek güvenlik daha fazla silah değil; adalettir, eşitliktir, insanca yaşam koşullarıdır. Ülkenin ihtiyacı savaş değil barıştır. Barışın bütçesi emeğin bütçesidir.”

“Bütçe hakkı halkındır; gasp edilen irade ile bütçe halkın bütçesi olamaz”

Konuşmada, belediyelere kayyum atanması ve demokratik iradenin yok sayılması da bütçe tartışmalarıyla ilişkilendirildi:

“Kayyuma karşı demokrasi, siyasallaşan yargıya karşı hukuk, Saray bütçesine karşı halkın bütçesini istiyoruz. Demokrasi olmadan bütçe halktan yana olamaz.”

KESK’in Talepleri: “Halk için Bütçe, Emeğin Bütçesi”

Karagöz, milyonların ortak taleplerini şöyle sıraladı:

  • Bütçe hakkının engellerinin kaldırılması, bütçenin halkın onayına sunulması
  • Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine son verilmesi
  • Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe
  • İş cinayetlerini önleyecek tedbirler
  • Asgari ücretin insanca yaşam düzeyine çıkarılması
  • Kamu emekçilerinin grev hakkının tanınması
  • Sefalet ücretlerine neden olan toplu sözleşmenin yenilenmesi
  • En düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması
  • Güvencesiz istihdama son verilmesi
  • Dolaylı vergilerin düşürülmesi
  • Servet vergisi
  • Kamu-özel işbirliği ve garanti ödemelerine son
  • Kaynakların güvenlikçi politikalara değil sosyal ihtiyaçlara ayrılması
  • Hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı ve demokratik bir ülke

DEM Parti Milletvekili Ali Bozan, konuşmasında asgari ücretin 22.000 TL, emekli maaşının ise 16.000 TL olduğunu hatırlatarak, “Asgari ücretli, emekli ve emekçi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Peki TBMM’nin gündemi nedir? 1 Ekim’den bu yana açılan Meclis’te hangi kanunlar görüşüldü? Trafik kanunu, Vakıflar Kanunu, vergi kanunları… Emekçinin, emeklinin derdi bunlarla çözülmez” dedi.

Bozan, Meclis’in temel gündeminin asgari ücret, emekçi ve emekli sorunları ile Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yollarla çözümü olması gerektiğini vurguladı. “Kürt meselesinin çözümsüzlüğünün maliyeti yılda 100 milyar dolar. Bu kaynakla her yıl 2,5 milyon konut yapılabilir. AKP-MHP iktidarı ise depremzedeler için 33 ayda sadece 453.000 evi tamamlayabildi” diye konuştu.

Milletvekili, yolsuzluk ve kamu kaynaklarının kötü yönetimine de tepki göstererek, “Hortumlar asgari ücretlinin, emeklinin ve emekçinin cebinden saraya akıyor. Sarayın aylık harcaması, binlerce asgari ücretlinin maaşına denk geliyor. Biz bu hortumları teker teker keseceğiz” ifadelerini kullandı.

Bozan, DEM Parti olarak Kürt meselesinin çözümü için müzakereyi sürdüreceklerini ancak müzakere sürecinde mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini belirtti. Konuşmasını “Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın emekçilerin birliği” sözleriyle sonlandırdı.

Emek Partisi Genel Başkanığ Seyit Aslan, konuşmasına 2026 bütçesini değerlendirerek başladı. “Önceki bütçeler de işçiden, emekçiden, servetten tekellere kaynak aktarmanın aracı haline gelmiştir. Asgari ücretli ayda 22.000 TL ile çalışıyor, emekliler 16.000 TL ile hayatını sürdürürken, kamu emekçileri yoksulluk sınırının yarısında ücret alıyor. Bu saray rejimi, faizler ve vergi affıyla sermayeyi besliyor” ifadelerini kullandı.

Genel Başkan, ekonomik eşitsizliğin sonuçlarını çocukların yaşam koşullarına da yansıdığını belirterek, “Çocuklarımız okula aç gidiyor, sıralarda açlıktan bayılıyor. İşçiler iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Son 15 günde Urfa ve Diyarbakır’da çocuk işçi olarak çalışırken hayatını kaybeden 80 çocuk oldu” dedi.

Aslan, konuşmasını barış ve eşitlik vurgusuyla sürdürdü: “Bu ülkede barış, eşitlik ve adil bir yaşam istiyoruz. Ama bu düzenin sahipleri barışı bize çok görüyor. Barış ve eşit yaşam, ancak işçilerin ve emekçilerin mücadelesiyle sağlanacak.”

Konuşmasını, “Hep birlikte bu yoksullaştıran ve canımıza kasteden düzene son vereceğiz. Hepinize saygılar, selamlar ve sevgiler” sözleriyle tamamladı.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor