Av. ZÜLAL ELMALI ERDEM; “KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET ÖNLENEBİLİR” DEDİ

TÜBAKKOM tarafından hazırlanan ortak metni okuyan Baro Saymanı ve Kadın Hakları Merkez Koordinatörü Av. Zülal Elmalı Erdem, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Mirabal Kardeşler’in ölüm yıl dönümü olan 25 Kasım gününü 1999 yılında Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etmiştir. 25 Kasım, tüm dünyada kadınlara yönelik şiddete karşı yükselen ortak sesin günüdür. 25 Kasım, bir anma değil, her geçen gün artan şiddetin, görmezden gelinen eşitsizliklerin ve kadınların yaşam haklarına ilişkin pozitif yükümlülüklerin hatırlatıldığı gündür.” dedi.

 

 

(HABER MERKEZİ)-25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” dolayısıyla Adana Barosu Avukatlar Salonu’nda iki ayrı basın açıklaması yapıldı.

Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) tarafından hazırlanan ortak basın açıklamasını Baro Saymanı ve Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Av. Zülal Elmalı Erdem, Adana Barosu tarafından hazırlanan basın açıklamasını ise Kadın Hakları Merkezi Üyesi Av. Nural Kılıç okudu.

Açıklamada, Adana Barosu Başkanı Av. Volkan Böke, TBB Başkan Danışmanı ve önceki dönem Baro Başkanlarından Av. Veli Küçük, yönetim kurulu üyeleri, avukatlar ve misafirler yer aldı.

Av. ZÜLAL ELMALI ERDEM: “25 KASIM, TÜM DÜNYADA KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI YÜKSELEN ORTAK SESİN GÜNÜDÜR”

TÜBAKKOM tarafından hazırlanan ortak metni okuyan Baro Saymanı ve Kadın Hakları Merkez Koordinatörü Av. Zülal Elmalı Erdem, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Mirabal Kardeşler’in ölüm yıl dönümü olan 25 Kasım gününü 1999 yılında Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etmiştir. 25 Kasım, tüm dünyada kadınlara yönelik şiddete karşı yükselen ortak sesin günüdür. 25 Kasım, bir anma değil, her geçen gün artan şiddetin, görmezden gelinen eşitsizliklerin ve kadınların yaşam haklarına ilişkin pozitif yükümlülüklerin hatırlatıldığı gündür.” dedi.

Şiddeti önleyecek tedbirlerin alınmaması sebebiyle, Türkiye’de kadınlara yönelik şiddetin münferit olaylardan ibaret bir silsile olmanın ötesine geçerek bir olgu haline geldiğini belirten Sayman Av. Zülal Elmalı Erdem, eşitsizlik ve cezasızlığın ise şiddete eşlik eden diğer olgusal gerçeklikler olduğunu vurguladı.

Av. ZÜLAL ELMALI ERDEM: “HER BİR KADIN CİNAYETİ, DEVLETİN YAŞAM HAKKINI KORUMA VE ÖNLEME POZİTİF YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİREMEDİĞİNİN ACI BİR GÖSTERGESİDİR”

Av. Erdem, “Kadınlar; evlerinde, işyerlerinde, okulda, sokakta, adliye koridorlarında şiddete uğramakta, koruma kararları çoğu zaman kâğıt üzerinde kalmakta, adalet gecikmekte ya da hiç gelmemektedir. Her bir kadın cinayeti, devletin yaşam hakkını koruma ve önleme pozitif yükümlülüğünü yerine getiremediğinin acı bir göstergesidir. Kadınlara yönelik şiddet önlenebilir. Yaşam hakkını korumak, ertelenemez pozitif bir yükümlülüktür. Yaşam hakkı kutsaldır, eşitlik vazgeçilmezdir, adalet geciktirilemez bir sorumluluktur.” cümleleriyle konuşmasına son verdi.

Av. NURAL KILIÇ: “ŞİDDETİN HİÇBİR TÜRÜ “ÖZEL MESELE” DEĞİLDİR, AÇIKÇA KAMUSAL BİR SORUNDUR”

Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi tarafından hazırlanan basın metnini okuyan Kadın Hakları Merkezi Üyesi Av. Nural Kılıç, “Ülkemizde bu yıl 25 Kasım tarihine kadar 407 kadın, cinsiyete dayalı şiddetten hayatını kaybetmiştir. 2024 yılında 18 bin 275 kadınla yüz yüze görüşülerek yapılan resmi araştırmaya göre, yaşamlarının herhangi bir döneminde, her 10 kadından yaklaşık 3’ü psikolojik, 2’si ekonomik, 1’i ise fiziksel şiddete maruz kalmıştır. Şiddetin hiçbir türü “özel mesele” değildir, açıkça kamusal bir sorundur. Tüm insanlığın ortak sorunu olan şiddetle mücadele yolunun başı, şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayanan sistematik bir sorun ve bir insan hakkı ihlali olduğunu kabul etmekten geçmektedir.” dedi.

Şiddeti meşrulaştıran, hafifleten, görünmez kılan, yeni şiddet vakalarının önünü açan her tutumla mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Av. Kılıç, “Anayasa’nın 10. maddesi, kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu ve devletin bu eşitliği yaşama geçirmekle yükümlü olduğunu açıkça belirtmektedir. Kanun önünde eşitlik ilkemiz her aşamada gözetilmesi gereken hukuki temelimizdir. Yargı pratiklerinden idari işlemlere kadar her kademede ayrımcılık ve ayrımcılığın en görünür biçimi olan şiddet ortadan kaldırılmalıdır.” ifadelerine yer verdi.

Av. NURAL KILIÇ: “MEDYA, DİLİNİ VE SÖYLEMİNİ AYRIMCILIKTAN UZAKLAŞTIRMALI, ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRAN İÇERİKLERE YER VERMEMELİDİR”

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun şiddete uğrayan veya şiddet riski altındaki kadınlar için hayati bir koruma mekanizması olduğunu söyleyen Av. Kılıç, açıklamayı şu şekilde sürdürdü:

“Etkin soruşturma yürütülmeli, failler cezalandırılmalı, Ceza kanununun fail lehine olan indirim hükümlerinden yararlandırılmamalı, cezasızlık kültürüne karşı güçlü ve kararlı bir tutum sergilenmelidir. Unutulmamalıdır ki adil yargılanma, caydırıcılığın sağlanması, onarıcı adaletin tesisi, kadına yönelik şiddetle mücadelenin en önemli unsurlarındandır. Medya, dilini ve söylemini ayrımcılıktan uzaklaştırmalı, şiddeti meşrulaştıran içeriklere yer vermemelidir. Özel sektör ve sivil toplum şiddetle mücadeleye teşvik edilmelidir. Mücadelemizin bir kişi daha eksilmeyene ve eşitlik yaşamın her alanına yerleşene dek süreceğine dair kararlılığımızı kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor