Ateşkes paravan haline gelmemeli İsrail’in soykırımı sona ermedi

Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı açıklamada, ateşkesin üzerinden bir aydan fazla geçmesine ve hayattaki tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasına rağmen, İsrail yetkililerinin soykırım niyetlerinde değişiklik olmadığını belirtti. Açıklamada, yetkililerin, işgal altındaki Gazze Şeridi’nde hâlâ kasıtlı olarak Filistinlilerin fiziksel varlığını ortadan kaldırmak için hesaplanmış yaşam koşullarına maruz bıraktığını ve bu yolla soykırım işlemeye devam ettiği vurgulandı.
Yayımlanan brifingde Uluslararası Af Örgütü, Gazze’de Filistinlilerin içinde bulunduğu vahim koşullara dikkat çeken bölge sakinlerinin, sağlık personelinin ve insani yardım çalışanlarının tanıklıklarıyla, devam eden soykırıma ilişkin hukuki bir analiz sunuyor.
9 Ekim’de ateşkesin ilan edilmesinden bu yana 136’sı çocuk, en az 327 kişi İsrail saldırılarında öldürüldü. Ayrıca yeterli gıda, su, barınma, giysi ve hijyen eksikliği nedeniyle Filistinlilerin ağır ağır ölümüne sebep olacak koşullar sürüyor. Son derece sınırlı iyileşme olsa da İsrail, malzeme girişini ve sivil nüfusun hayatta kalabilmesi için vazgeçilmez olan hizmetlerin yeniden sağlanmasını sıkı şekilde kısıtlamayı sürdürüyor. Hayati altyapıyı onarmak ve patlamamış mühimmat, kirli moloz ve kanalizasyon atıklarını temizlemek için gerekli ekipman ve malzeme girişinin engellenmesi de buna dahil. Bunlar, halk sağlığına ve çevreye yönelik ciddi ve potansiyel olarak geri dönüşsüz riskler oluşturuyor. İsrail ayrıca Gazze Şeridi’nde hangi örgütlerin yardım ulaştırabileceğine ilişkin sınırlamalar getirerek yardım dağıtımını zorlaştırıyor. Gazze’ye giren TIR sayısını artırmak tek başına yeterli değil. BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) verilerine göre, haneler artık günde iki öğün yemek alırken (temmuzda bir öğündü), beslenme çeşitliliği hâlâ düşük. Sebze, meyve ve protein içeren besleyici gıdalar birçok aile için hâlâ erişilmez durumda, yumurta ve et gibi ürünlerse kıt veya satın alınamayacak kadar pahalı.
İsrail’in Filistinlileri verimli topraklardan sistematik olarak çıkarmasında da bir gerileme söz konusu değil. Gazze Şeridi’nin yaklaşık yüzde 54-58’lik bir bölümünde İsrail güçleri konuşlandırılmış durumda. İsrail, Filistinlilerin denize erişimini aşırı kısıtlamaktan vazgeçmedi. Son iki yılda tarım arazilerine ve besi hayvanlarına yönelik kapsamlı tahribatının etkilerini gidermek için hiçbir tedbir almadı. Birlikte düşünüldüğünde, bunun anlamı Filistinlilerin geçim kaynaklarına bağımsız erişimden neredeyse tamamen yoksun bırakıldığıdır.
“İsrail yetkililerine yönelik baskıyı azaltmanın zamanı değil”
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, ateşkesin, Gazze’de yaşam normale dönüyormuş gibi tehlikeli bir yanılsamaya yol açma riski oluşturduğunu vurgulayarak, “Ancak İsrail yetkilileri ve güçleri saldırılarının ölçeğini azaltmış ve Gazze’ye sınırlı miktarda insani yardım girişine izin vermiş olsa da dünya yanılgıya düşmemeli. İsrail’in soykırımı sona ermedi. Bugüne dek, İsrail’in işlediği suçların ölümcül etkilerini azaltacak ciddi tedbirler aldığına dair hiçbir belirti ve niyetinin değiştiğini gösteren kanıt ortaya çıkmadı. Esasen İsrail yetkilileri, acımasız politikalarını sürdürerek, hayati önemdeki insani yardımlara ve temel hizmetlere erişimi kısıtlamakta ve kasıtlı olarak Gazze’de Filistinlilerin fiziksel imhası için hesaplanmış koşullar oluşturmaktadır” diye konuştu.
“Şu an İsrail yetkililerine yönelik baskıyı hafifletmenin zamanı değil. Dünya liderleri soykırımı önleme ve İsrail’in on yıllardır İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki suçlarını körükleyen cezasızlığı sona erdirme görevlerini yerine getirmekte gerçekten kararlı olduklarını göstermeli. Uluslararası hukuk kapsamındaki suçları sona erinceye kadar İsrail’e tüm silah transferlerini durdurmalı” diyen Callamard, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Soykırımı planlamaktan, denetlemekten ve fiilen gerçekleştirmekten sorumlu İsrail yetkilileri hâlâ iktidarda. Kendilerinin veya hükümetlerinin sorumlu tutulacağını göstermemeleri etkin biçimde soykırıma devam etmelerinin, Gazze’de ve Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da daha fazla insan hakları ihlali işlemelerinin önünü açıyor.
Ateşkes, İsrail’in devam eden soykırımı için paravan haline gelmemeli. İsrail’in Gazze’de çoğu yaralı, yetersiz beslenen ve ciddi hastalık riski altında bulunan Filistinlilere hayat kurtarıcı yardımların ulaştırılması kasıtlı ve hukuka aykırı olarak engellemesi gibi davranış kalıpları, Filistinlilerin hayatta kalmasının önünde bir tehdit olmaya devam ediyor. Uluslararası toplum buna kayıtsız kalamaz. Devletler, İsrail’e engelsiz insani yardım erişimine izin vermesi, hukuksuz ablukasını kaldırması ve devam eden soykırımına son vermesi için yaptıkları baskıyı artırmalı. Şirketler İsrail’in soykırımına katkı sağlayan veya soykırımla doğrudan bağlantılı olan tüm faaliyetlerini derhal durdurmalı.” (BÜLTEN)
