Devletle İmralı arasında karşılıklı “vaatlere” dayalı görüşme süreci, aslında 1999’da A. Öcalan yakalanıp adaya kapatılma öncesi başladı. İlk, vaat ABD-AB isteği üzerine idamın kaldırılması oldu.
Oslo’da süren gizli görüşmelerle, PKK’nın Türkiye içindeki terörüne karşı İmralı’dan istenen vaatler ile devam etti. Ta ki sınırda kurulan hukuk dışı mahkemelerle PKK’lıların karşılanışına kadar.
O vaatler sonraları Diyarbakır’da hendek savaşlarına dek devletin zaafı ve sabrı ile sürdü. Bu süreçte Kürt siyaseti (partisi), -Öcalan’ın göreceli olarak dışında yürümek isteyen- ve “T. Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğim” diyen Selahattin Demirtaş’ın etkisinde kaldı.
AK Saray, “İstanbul’u kaybedersek Türkiye’yi kaybederiz” dediği korkudan kurtulmak için 20019 belediye seçiminde İmralı’nın televizyonda okuttuğu mektubuna bile başvurdu.
Ancak karşılıklı “vaatlere” dayalı görüşmeler (adı ne konursa konsun) 2.ci çözüm süreci ile devam etti. Bu süreç halka, sözde “terörsüz Türkiye” vaadi ile heyetlerle git-gel sürüyor.
Oysa Türkiye içinde cumhur ittifakının hükümet üyelerince bir-kaç başıboş vur kaç girişimi dışında epey süredir zaten PKK’nın artık bittiği ve PKK’nın bütün silahlı gücünü, Suriye’deki Mazlum Abdi tarafından kurulmaya çalışılan federal Kürdistan’ın askeri gücü YPG’ye katıldığı açıklanmıştı.
Halkı oyalamak için kimilerine göre “silah yakma töreni” yapılmış. Üstelik silah bırakan PKK’nın Türkiye’den çekileceği gibi çelişkili vaatler ortaya atılmıştır.
Bu arada DEM’in barış ve demokrasi için mutlaka Mecliste bütün partilerin katıldığı komisyon ve geniş kapsamlı Öcalan’ı da kapsayan Kürt kökenli seçmene af vaadi ileri sürüldü.
İş o hale geldi ki, ABD’nin yüzünden Türkiye’nin bulaştığı Suriye’deki SDG’nin lideri kravatlı Mazlum Abdi de, iki hafta önce eski HTŞ terör örgütü lideri Ahmet Şara gibi Beyaz Saraydan kabul bekliyor.
PKK’nın da içine katıldığı ve bir zamanlar Öcalan’ın yardımcılarından Mazlum Abdi’nin Suriye Kürdistan’ını resmen önlemek için Cumhur ittifakı sonunda, A. Öcalan’dan yardım ister durumda.
İşte bunun için son komisyonun gizli kapaklı gittiği İmralı’dan gelen Dem milletvekili Gülistan Koçyiğit’in verdiği bilgilerden Öcalan’ın, Mazlum Abdi’ye atfen, “oradakiler beni dinlerler” vaadinde bulunduğu açıkça ortaya çıktı.
Bütün bu “vaatler” daha nereye ve ne kadar sürecek göreceğiz. Tabii, ABD’nin izin ve takdirine bağlı olarak.
