Sigortasız gezecek kadar zengin değilim
Gökhan SÖZEN
Modüler Sigorta Şirket Ortağı
Ülkemizde her yıl mayıs ayının son haftası gerçekleşen, sigorta bilincinin arttırılması ve sektörel birlikteliği pekiştirmeye yönelik kutlanan Sigortacılık Haftasının içerisinde bulunmaktayız. Bu vesile ile tüm sektör paydaşlarının ve emekçilerinin Sigortacılık Haftasını kutlarım.
***
Sosyal ve ekonomik hayatın olmazsa olmazlarından olan “Sigorta” bu hafta da sektör paydaşlarınca halkımıza, ticari ve sinai yatırımcılara anlatılmakta, etkinlikler ile farkındalık yaratılmaya çalışılmaktadır. Dünyada, resmi kayıtlara göre ilk sigorta poliçesinin yaklaşık 700 yıl önce 1347 yılında Cenova’dan Mayorka’ya giden Santa Clara adındaki geminin sigortalanması ile başladığı bilinmektedir.
***
Ülkemizin sigortacılık ile tanışması ise, bundan ancak 5 asır sonra 1783 yılında İzmir’de yapılan nakliyat poliçesi yapılmış olsa da, esas anlamda 1870 Büyük Beyoğlu Yangınından sonra ivme kazanmıştır. Cumhuriyet tarihimiz ile birlikte büyüme trendine giren sigortacılık, kullandığı teknoloji, sunduğu teminatlar ve altyapısı ile gelişmiş ülkeler seviyesinde iken, prim üretimi anlamında oldukça arka sıralarda yerini alabilmektedir.
***
Ülkemizde sigortacılık denilince akla, ilk olarak zorunlu olan Trafik Sigortası, DASK ve kendimizden daha çok değer verdiğimiz arabalarımız için yaptırdığımız Kasko gelmektedir. Halbuki sektör birbirinden değerli onlarca ürün ile tüm tarafların ihtiyacına cevap verebilecek profesyonellikte ve yeterliliktedir. Sigorta bilincinin artması ile birlikte, görece olarak daha az talebe sahip bu ürünler ile daha konforlu ve güvenli bir yaşam sürdürmemiz mümkün olacaktır.
***
Ülkemizde son yıllarda sigortacılığın gösterdiği gelişim umut vericidir. Yapısal anlamda alınan önlemler, kamunun, sigortacılığı destekleyen kurumları hayata geçirmesi önümüzdeki yılların daha güzel olacağına işaret etmektedir.
***
80 milyonu aşkın nüfusa sahip bir ülke olarak, devletin oluşturduğu sosyal güvenlik sistemimiz, her yıl daha büyük yüklerle karşılaşmakta, mevcut sistemin gelecek yıllarda ciddi sıkıntılar yaşayacağı uzmanlarca öngörülmektedir. Sistemin gerek sağlık harcamalarını, gerekse emeklilik kazanımlarını geride bıraktığımız yıllardaki gibi kolay fonlama şansına sahip olamayacağı düşünülmektedir. Bu durum sağlık hizmetlerinden faydalanmak için daha fazla maliyete katlanmamız gerekeceğini, emeklilik maaşlarımızın bugün ki standartlarımızı devam ettirmeye yetmeyeceğini söylemek haksızlık olmayacaktır. İşte bu nedenle özel sektörün bu alanda geliştirdiği Tamamlayıcı Sağlık ve Bireysel Emeklilik gibi takviye edici ürünlere sahip olmak çok daha fazla önem arz etmektedir.
***
Hepimizce malum olduğu üzere, ülkemiz ekonomik anlamda zorlu günlerden geçmektedir. Bu dönemlerde yaşanacak kayıplar telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilmektedir. Sigortasız bir işletmenin yaşayacağı bir yangın hasarından sonra hayatına devam etmesi, sigortasız bir aracın pert olması ve yerine konulması bugün ki koşullarda oldukça zor durumlardır. Bu nedenle sahip olduğumuz değerlere böylesi dönemlerde daha dikkat etmeli asla teminatsız bırakmamalı ve risklerimizi devretmeliyiz.
***
Şahsen uzun yıllardır sektör içinde yer alan biri olarak, sigortasız bir hayatın risklerini ve olası kayıplarını düşündüğümde “Sigortasız gezecek kadar zengin değilim” diyorum ve tüm herkese kazasız, sağlıklı ve güvenli bir gelecek diliyorum…