HER KUŞ, KENDİ SÜRÜSÜYLE UÇAR

Sevdiğim sözdür  “Herkes kendi sürüsüyle uçar”  Selahattin Çolak’ta, aktif siyaset yaptığı dönemlerde bu sözü sık sık kullanırdı..

Siyasette nedir her kuşun kendi sürüsüyle uçması?

Eşdeğerde olanların arasındaki tercihi kendi siyasi görüşüne yatkın olanlardan yana kullanmak.. Çünkü onlar senin kazanman için gecesini gündüzüne katanlardır.. Çünkü onlar, senin kazanman için dostluk ilişkilerini siyasetle birleştirip sana oy kazandıranlardır.. Çünkü onlar, senin başarılı olabilmen için çoluğunun-çocuğunun nafakasını senin uğruna harcayanlardır. Çünkü onlar, akşamları evine gidip rahat rahat oturan değil, ev ev gezen, hatır-gönül koyup sana oy isteyenlerdir.. Çünkü onlar, sabaha kadar oy sayımında torbaların başında bekçilik yapanlardır..

Bunların tamamı, senin ve partilerinin kazanması için çalışan ve kendi  sürüsüyle koşanlardır…

Olmaz beyefendi olmaz.. Bir seçim oluyorsa ve kazanıyorsan “Ben kazandım” deyip, başkalarını yok sayma hakkın hiçbir şekilde yoktur..

Ne demek, senin karşındaki bir başka partinin adayını destekleyeni ödüllendirip, müdürlüğe getirmek!.. Ne demek, “patron benim”  havasına girip, bir elinde satır, bir elinde gülle dolaşmak.. Ne demek, gülü karşında olanlara, satırı yanında olanlara göstermek..

Olmaz beyefendi olmaz..

Ne demek,  partinin aleyhinde açıklama yapanı, sonra istifa edip gidenleri, bulunmaz Hint kumaşı gibi alalacele göreve getirmek!.. Bu en azından CHP seçmenine ve oy veren yüzbinlere saygısızlıktır.

Olmaz beyefendi olmaz.. Orası ne istediğin gibi cirit atacağın bir yer, ne de askeri kışladır..

Dün sana çiçek atanlar, gün gelir tükürük yağmuruna tutarlar.. Bugün çok rahat oturduğun koltuk, gün gelir seni silkeler atar unutma!.. Tarihe baktığın zaman örnekleri çoktur..

Günümüzde de geçerli olan hikaye şöyledir;

Baba, oğluna “Sen adam olamazsın” demiş. Oğlu, okuyup önemli bir yerde makam sahibi olmuş. Aklına babasının bir zamanlar, “Sen adam olamazsın” sözü gelmiş ve emrindeki memurlara  “Derhal filan köye gidin, orda bir adam var, benim babam olur, alın  onu bana getirin”

Talimatı alan memurlar, köye gidip yaşlı babasını bularak makam sahibi olan oğlunun odasına getirmişler.

Koltuğuna gururla kurulan makam sahibi oğul, ayakta duran babasına dönerek: “Baba, sen bana adam olamazsın demiştin. Bak okudum. Bu önemli makamın sahibi oldum” demiş.

Baba, gururla koltuğunda oturarak hava atan oğluna dönerek ”Oğlum ben sana o makamın sahibi olamazsın demedim ki. Sen sadece o makamın sahibi olmuşsun ama adam olamamışsın. Şayet adam olsaydın, yaşlı babanı ayağına getirmek yerine sen babanın ayağına giderdin.” demiş.

Üç-dört defa yanına randevulu gidenlerin, sadece kendini görmek için geldiğini sanması, adam olmamanın bir göstergesi sayılmalıdır..Yukarıdaki hikayenin kahramanı ya da kahramanları çok iyi anlamalıdır.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor