Ayhan Barut’tan ‘karekod’ tepkisi
ANKARA (BÖLGE) – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana
Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, yaş
meyve ve sebzenin ilk satın alma fiyatını karekod uygulamasıyla bildirme
zorunluluğunun Temmuz ayında yürürlüğe gireceğini belirterek, “Bilenlere
sormadan, üreticiye, üreticiye hizmet veren hal komisyonculara, tüccara,
ihracatçıya, demokratik kitle örgütlerine, meslek odaları ve meslek
birliklerine danışmadan uygulamaya koydukları sistem, en çok üreticiyi,
ihracatı ve perakende ticaretimizi, yetiştirenden tüketene kadar olan
zincirdeki tüm insanlarımızı huzursuz ediyor. Bu büyük yanlıştan
dönülmelidir” dedi.
“ÇOK OLUMSUZ ETKİLER”
CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan
Barut, Temmuz ayında zorunlu olarak yürürlüğe girecek ‘karekod’ uygulamasına
sert tepki gösterdi. Yaş meyve ve sebzenin ilk satın alma fiyatını karekod
uygulamasıyla bildirme mecburiyetinin sakıncalarına değinen Ayhan Barut,
“Bu karekod mecburiyeti yüksek maliyetler gibi nedenlerle büyük güçlükler
yaşayan üreticilerimizi, zaten sıkıntı içindeki ihracatımızı ve nefes alamayan
perakende ticaretimizi çok fazla olumsuz etkiler” diye konuştu.
“BU BİR REZALETTİR”
Zorunlu hale getirilecek söz konusu karekod uygulamasını ‘rezalet’ olarak
niteleyen Ayhan Barut, şunlara dikkat çekti:
“Eğer bu uygulama başlarsa önlenemez sorunlarla boğuşmak zorunda kalırız.
Mesela yurtdışı alıcısı daldaki ürünün ederini bildikten sonra pazarlık gücünü
elinde toplar ve maliyetleri gözetmeden haksızca bir alış fiyatı belirler.
Ülkemizde ‘kabala satış’ yani götürü usulü çok yaygın bir yöntem. Üretici
tüccara ekili veya dikili ürününü tartmadan, kabaca bir hesap yaparak hepsini
satıyor. Burada çiftçi toptan satmış oluyor. Ancak götürü usulde son hasat
yapılmadan ve toplam tonaj belirlenmeden net birim alım fiyatı bilimsel olarak
tespit edilip hesaplanamaz. Kabala yolla alınan ürün hasat dönemlerine göre
tasnif edilip her hasada göre fiyatlandırmadan ederi nasıl belirlenecek?
Tüccarlar bu ürünler için hangi fiyatı yazacak? Örneğin Temmuz ayında ürünün
bahçeden alındığı tarihle Kasım ayındaki hasat süresi arasındaki dönemde oluşan
ek maliyetler ve harcanan parada oluşan maliyet nasıl karşılanacak? Üretici ve
tüccarın finans kayıplarında yaşanan mağduriyet nasıl giderilecek? Misal
yurdumuzun değişik bölgelerinden alınıp İstanbul’a giden ürünlerin en azından
nakliye maliyetindeki farklılar nasıl telafi edilecek? Maliyet farkını kim
çiftçiye ödeyecek? Benzer uygulamalar ülkemizde defalarca gündeme gelip
uygulandı ama ne yazık ki sonu söylendiği gibi değil maalesef çok acı bitti. Bu
acıları tekrar yaşamaya gerek yok. Tarımsal üretim ve tarım ticareti, çiftçinin
emeği yap boz tahtasına döndürülüp bir kez daha heba edilmemelidir.”
“DANIŞMA MEKANİZMASI İŞLETİLSİN”
‘Ben yaptım, oldu’ anlayışının kabul edilemeyeceğine vurgu yapan Ayhan Barut,
yanlıştan dönülmesi ve sorunun çözümünü isteyerek şu önerilerde bulundu:
“Geçmişte yaşadıklarımızdan ders almazsak geleceğe emin adımlarla
yürüyemeyiz. Acı tecrübeler, bizim önümüze ışık tutmalı ve doğru yolu
göstermelidir. Karekod uygulama zorunluluğu gibi büyük yanlıştan derhal
dönülmeli ve ortak akıl etrafında soruna çözüm üretilmelidir. ‘Akıl akıldan
üstündür’ diyerek danışma mekanizması kurulmalıdır. Konunun uzmanları,
akademisyenler, yaş meyve sebze üreticileri, tüccarlar, komisyoncular, borsa
mensupları, ihracatçılar, perakendeciler, tüketici örgütleri, tarımsal alanda
mesleki örgütler, odalar ve birlikler arasında mutabakat oluşturulmalı ve ortak
bir akılda buluşulmalıdır. Doğrunun ve aklın yolunu seçmek, yanlıştan dönmek
erdemdir. Hükümet yetkilileri, üreticilerimiz, meslek odalarımız, uzmanlarımız
ve sektör bileşenlerinin çağrısına kulak vermelidir.”