GAZETECİLİK Mİ SOYTARILIK MI ?

Önce tarifini yapalım gazeteciliğin;

Gazeteler ve gazeteciler, halkı bilgilendirmek, yanlışları yazarak yetkilileri uyarmak, haksızlıklar karşısında mağduru savunmak, mağdur edeni deşifre etmek,

Yayın yoluyla yetkililerin dikkatini çekmekle yükümlüdür.

Gazetecilikte duygusallığa yer yoktur.. Olanı-biteni olduğu gibi okurlarına aktarmakla yükümlüdür.. Mutlaka suçlayana yer verildiği gibi suçlanana da savunma hakkını vermektir gazetecilik..

Mesela, bir gazeteci  veya gazeteci akaryakıt istasyonu imar değişikliği talebinde bulunmaz.. Çünkü ticari iş yapmıyor, gazetecilik yapıyor.. Gazeteci, imar değişikliği talebini yerine getirmedi diye o belediye başkanının aleyhine yazılar yazma gayretine giremez, girmesi halinde en kötü ihtimalle bağlı bulunduğu gazeteciler cemiyeti tarafından üyelikten ihraç edilir ki, bu da mesleki kariyerin noktalandığı anlamına gelir.

Ne yazık ki Çukurova Gazeteciler Cemiyeti bu konuda pek ince eleyip sık dokuma yapmıyor, biz de sokağa çıkamaz duruma geliyoruz!

Bakın seçim öncesi bir şehit eşi olayını yaşadık. Bu tamamen bir senaryoydu ve yerel seçime yönelikti.. Senaryonun yazarları da, oyuncuları da belliydi.. Ne yazık ki, bu senaryonun varlığını biz kanıtlarla ortaya koyduk.. Başka gazeteler ya yazmadı, ya yazan da sahibinin sesini yükseltti..

Oysa gazetecinin görevi doğruları, sadece doğruları yazmakta..

Geçmişte, bir meslektaşımız karakola ifade vermeye gitse, hepimiz onunla beraber gider sahiplenirdik.. Şimdi gazeteci görüntülü! kişiler vuruluyor, ama sahiplenemiyoruz.. Elbette, yanlış yapanın cezasını hukuk verir.. Elbette yanlış, yanlışla giderilmez.. Elbette yargı sesteminin var olduğu bir ülkede, kişiler ceza kesme hakkına hiçbir şekilde sahip değildir. Ve elbette Türkiye bir hukuk devletidir ve haklıyı, haksızı belirleyen çok önemli bir kurumdur..

O nedenle her kim olursa olsun, kişiler, kişileri cezalandıramaz, böyle bir eylemi gerçekleştirenler de yargı önünde hesabını verir..

Ne demek istediğimizi sorabilirsiniz.. Haklısınız..

Demek istediğimiz şudur;

Sayın Hüseyin Sözlü, Belediye Başkanı seçildiğinin ertesi günü olmak üzere görev süresi içinde çok kişiyi işten çıkarır, yerlerini değiştirken, boşalttığı yerlere kendi yandaşlarını getirirken, kendisini kınayan oldu mu? Bugün Zeydan Karalar’ın aleyhinde tam sayfa haber yapanlar, o gün benzeri haberleri yaptı mı?

Olmaz, olmaz, böyle gazetecilik olmaz.. O gün o gerçekleri yazsaydınız, bugün de o iddialarınız kanıtlasaydınız alkışı hak ederdiniz. Ama o gün nasıl yanlış yaptıysanız, bugün de aynı yanlışı sürdürüyorsunuz.

O gün sevinecek, bugün üzülecekseniz siz gazeteci değil, birilerinin taşeronu olursunuz ancak..

Söyleyecek çok sözümüz var.. Ama özetini söyleyelim?

SİZİN YÜZÜNÜZDEN GAZETECİYİM DEMEYE UTANIR OLDUK..

Siz varsınız diye toplantılara gidemiyoruz.

Siz varsınız diye utanılacak bir soru sormanızdan korkuyoruz..

Siz varsınız diye gazetecilik yapamıyoruz..

Biz sizin yüzünüzden Valilik, Savcılık, Emniyet, spor sahalarını unuttuk…

ÇÜNKÜ SİZİNLE KARŞILAŞMAKTAN KORKUYORUZ..

Çünkü,  biz GAZETECİLİK yapmak istiyoruz ama sizin gibi SOYTARI’lar yüzünden geride kalmaya özen gösteriyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor