ÇIKARILAN İŞÇİLER VE MUSTAFA ÇAY..
Adana Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin dünkü olağan toplantısını izledik. Başkan Zeydan Karalar yoktu.. Toplantının başlangıç noktasında Pozantı Belediye Başkanı gündem dışı bir konuşma yaptı.. Konu çıkarılan işçilerle ilgiliydi..
Mustafa Çay, polis teşkilatında uzun yıllar görev almış, sonra Azim Öztürk’ün belediye başkanı olduğu dönemde Zabıta Müdürlüğü yapmış, daha sonra siyasete atılmış ve 3 dönem belediye başkanı seçilmiş kişidir.
Bu ne kadar başarılı olduğunun göstergesi olsa gerek.. Ama, unutmamak gerekir ki, FETÖ soruşturma kapsamında tutuklanmış, daha sonra birçok kişiye olduğu gibi, kendisine de kumpas kurulduğu mahkeme kararıyla belirlenmiş, serbest bırakılmış bir kişidir.
Dünkü toplantıda bir konuşma yaptı.. Dedi ki Mustafa Çay;
“Zeydan Başkan döneminde ASKİ bünyesinde bulunan, Pozantı’da görevli 8 işçi arkadaşımızın işine son verildi. Bir haksızlık yapıldığını savunduk, tanıklar bulduk, çalışma dönemlerinde hep başarılı hizmetler verildiğini söyledik, söylediklerimizi kanıtladık.Bu 8 arkadaşımız görevlerine iade edildi. Zeydan Başkan’a bu tutumundan dolayı teşekkür ederim.”
İşte Mustafa Çay, bu nedenle 3 dönemdir fark atarak seçim kazanan bir Belediye Başkanıdır..
Bir başka belediye başkanı daha konuştu.. Adını ve ilçesini vermeyeceğiz. Ancak, sözleri ürpertici.. Kendisi de işçi çıkışlarından şikayetçiydi.. Şikayetinde şu cümleleri yerine getirdi..
“ASKİ’de görevli arkadaşlarımızın ilçemizdeki işine son verildi.. Bunların ekmeğiyle oynandı.. Bu arkadaşlarımız, seçim döneminde rapor aldı ve bizimle beraber politika yaptı. Seçimden sonra da tekrar görevlerine döndü. Ama bu akadaşlarımızın işine son verildi.”
Hayretler içinde kaldık.. Bir Mustafa Çay’ın teşekkür konuşmasına, bir de o Belediye Başkanının eleştirilerine bakın..
Aradaki anlayış farkını farkettiniz mi? Biri çalışanın hakkını koruyar ve işlerine iade edilmesini sağlıyor, diğeri çalışmayıp siyaset yapan birilerinin hakkını korumaya çalışıyor.
……………
ALİ BABACAN DÜĞMEYE BASTI
“Belki biraz zamanınızı alacağım ama anlatacaklarımın tamamı gerçek ve çok önemli. Meydan meydan, kanal kanal dolaşıp beni ‘terörist, katil’ ilan edenlere zaten inanmadığınızı biliyorum. Yine de bütün ‘iddiaları’ bir de benden dinleyin lütfen. Bir gece yarısı, kar maskeli polislerle evimi basarak, çocuklarımın gözleri önünde beni göz altına aldırıp tutuklatan ve iddianamemi hazırlayan savcıyı benden değil, Şamil Tayyar’dan dinleyin”
Bu sözlerin sahibi HDP’nin eski eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a ait..
Evet.. Şamil Tayyar, bir zamanlar Adalet ve Kalkınma Partisi’nin önemli milletvekillerinden biriydi..
Çıkışları zaman zaman “Bu adam her şeyi biliyor, aba altından sopa gösteriyor, konuşmakla korkutuyor ama konuşmuyor” denilen birisiydi Şamil Tayyar..
Anlaşılıyor ki, birilerinin bildiği çok şey var..
Ve o birileri, bir gün çok şeyleri değiştirebilir..
Bakın dün AK Parti’nin önemli bakanlarından ve kurucularından biri olan Ali Babacan, parti üyeliğinden istifa etti..
Biliniyor ki, Şamil Tayyar, Ali Babacan’a daha yakın.. Ali Babacan da kurucu üyelikten istifa ettiğine göre, gideceği yer belli.. Kurulacak Yeni Parti..
Peki Ali Babacan, istifa dilekçesinde ne dedi?
“Ağustos 2001 tarihinde kurucu üyesi olduğum Adalet ve Kalkınma Partisi’nden 14 yıl MKYK üyeliği yaptım. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra 13 yıl Bakanlar Kurulu Üyesi oldum. Bu süre içerisinde ülkemizin elde ettiği büyük başarılara katkı vermekten onur duydum.
Görevde olduğum dönemlerde partinin kuruluş ilke ve değerlerini hem ülkemizde hem de dünyada inanarak savundum. Türkiye’nin tarihi dönüm noktalarında, doğruları için verilen büyük mücadelelerin bizzat içinde olmak benim için şeref oldu.
Son yıllarda ise pek çok alanda yapılan uygulamalar ile inandığım ilke, değer ve fikirler arasında derin farklılıklar oluştu. Aklen ve kalben bir ayrışma yaşadım.
Aynı süreçte Türkiye yeni sınamalarla karşı karşıya kaldı. Dünya hızla değişti. Ülkemizde ise parlak bir gelecek vaat eden, bambaşka beklentileri olan, dinamik, yeni nesillerimiz var artık.
İçinde bulunduğumuz şartlarda, Türkiye için yepyeni bir gelecek vizyonuna ihtiyaç vardır. Ülkemiz için her alanda doğru analizler, yeniden düşünülmüş stratejiler, planlar, programlar gerekmektedir. Çok çeşitli kesimlerle yaptığımız istişareler de bunu teyit etmektedir.
Türkiye’nin bugünü ve geleceği için yeni bir çalışma başlatmak kaçınılmaz hale gelmiştir. Ben ve pek çok arkadaşım, böyle bir çalışma için büyük ve tarihi bir sorumluluk hissetmekteyiz. Bu süreçte aynı ahlaki ve toplumsal sorumluluğu hisseden çok sayıda insanla tanışmış olmak da bizim için çok sevindirici olmuştur.
İnanıyorum ki, karşı karşıya olduğumuz sorunların çözümü, ancak, temsil gücü yüksek ve geniş bir kadro çalışmasıyla mümkün olacaktır. Beraberce çalışmak ve ortak aklı hedeflemek zorundayız. Çalışmalarımızın bağımsız ve özgür bir şekilde yapılması büyük önem taşımaktadır. Her konuda beyaz sayfalarla işe başmak gerekmektedir.
Bu gerçekler dikkate alındığında Adalet ve Kalkınma Partisi kurucu üyeliğimin devam etmesi maalesef mümkün görünmemektedir. Bugün itibariyle istifa dilekçemi parti genel merkezine ulaştırdım.
Hepimizin amacı ülkemizin itibarını yükseltmek, halkımızın refah ve mutluluğunu artırmak, Türkiye’yi hak ettiği güzel bir geleceğe ulaştırmaktır. İnsan hakları, özgürlükler, ileri demokrasi ve hukukun üstünlüğü vazgeçilmez ilkelerimizdir. Siyasete ilk girdiğim günden bu yana bunlar için canla başla çalıştım. Allah sağlık ve ömür verdiği sürece bundan sonra da çalışmaya devam edeceğim.”
Artık, bu kumaş dikiş tutmaz demek mümkün.. Ali Babacan ile başlayan yaprak dökümü giderek hız kazanacak.. Ali Babacan’ın kuracağı İyi Parti güç kazandıkça, bilinmelidir ki Adalet ve Kalkınma Partisi güç kaybedecektir..