Siyasette hedef şaşırtma taktiği
Çağdaş ve gelişmiş toplumlarda, seçim takvimi uzun bir zaman sürecine yayılmıştır.
Seçime katılacaklar, nasıl bir propaganda dönemi geçireceklerini en ince detayına kadar belirleyip, öyle uygularlar..
Seçim sürecinde aday olanların programları bellidir..
Seçmene nasıl ulaşacakları konusunda, her detayı ayrı ayrı konuşulup, tartışılıp, lkarara bağlanmış yöntemleri hayata geçirirler..
Bu seçmen ile aday arasındaki en objektif, ne göz önünde olan kriterlerin yanyana getirilmiş şeklidir..
Seçimin görünen yüzüdür bir anlamda..
Ancak, seçimin görünmeyen bir başka yüzü daha vardır..
Seçmenlerin belirlenmesi bu geri plandaki yüzün ilk basamağını oluşturur..
Kimler, seçme hakkına sahiptir?
xxx
Kimler, nerede ve nasıl seçme hakkını kullanacaklardır?
Seçmenlerin oy kullanmaları nasıl denetlenecek, mükerrer oy kullanma durumuna nasıl bir önlem alınacaktır?
Seçmen listeleri nasıl ve kimler tarafından kontrol edilecek, nasıl denetlenecek, olası yanlışlıklara karşı ne tür itiraz ve düzeltme hakkı kullanılacaktır?
Bunlar seçmenin iradesinin şeffaf bir şekilde sandığa yansımasındaki en önemli kriterler arasında ilk sırayı alır..
xxx
Sonra ikinci aşama başlar..
Oy kullanma gününün kuralları gelir gündeme..
Seçimde sandık kurulları nasıl oluşacak, kimler ne görevler alacaktır..
Sandıklarda seçime katılanların sandık denetimlerine nasıl ve ne şekilde etki edebilecekleri konusu vardır, hep ihmal edilen..
Sandık denetimlerinde kimler görev alacak, bu görevi nasıl ve ne şekilde yapacaklardır?
Bu önemli bir eğitim sürecine ihtiyaç duyulan, ancak hep gözardı edilen bir konu olarak her seçimde ortaya çıkar..
Sandıklara sahip çıkmak olarak nitelendirilen bu konu, nedense seçim sonu en büyük zaafiyet olarak kaybedenlerin gündeminde ilk sırayı alır..
Seçmenin “kutsal” olarak görülen ve hep öyle nitelendirilen oyuna bir türlü istenilen biçimde sahip çıkılamaz..
Oy verme işlemi ile başlayıp, sandıktaki oyların, seçim kurullarına teslim edilmesinde sonlanacak süreç, nedense hep yolun yarısında bırakılır..
xxx
Kaybedenler, suçu hep sandıkları bırakıp görevini yapmadıklarını iddia ettikleri sandık görevlilerini suçlar..
Onları neden eğitmediklerine, neler yapmaları konusunda ciddi bir eğitim sürecinden geçirilmediklerine tek kelimelik laf bile etmez..
Oyların seçim kurullarında birleştirilmesi sistemine, bu sistemin geri planında yatan cevapsız kalmış sorulara hiç kimse değinmez, değinmek işlerine gelmez..
Olan olmuş, kazanan kazanmıştır..
Kaybeden, kaderine razı olmuş, köşesine çekilmiştir..
xxx
Çok daha değişik, seçimin kaderini etkileyecek çok daha başka faktörler var mutlaka..
Sadece herkes tarafından bilinen, ancak hep ihmal edilen birtakım gerçeklere parmak bastık bugün..
Neden acaba diye sormayın, zira kimsenin aklında şu anda bunlar yok..
Seçimde sandık kurulları çoktan oluşturulmuş durumda..
Büyük ölçüde eğitimleri gerçekleştirilmiş, ne yapacakları ve nasıl hareket edecekleri belirlenmiş çoktan..
xxx
Seçimde sandık başında görev yapacakları belirleyen en etkili kurum olan YSK ve İl Seçim Kurulları, İlçe Seçim Kurulları daha bugünden ne yapacaklarını, nasıl hareket edeceklerini bilen kişilerden oluşuyor..
Peki, bu kurulları belirleyen siyasi güç kimin elinde, kimin gözetiminde onu bilen, onların seçim sonuçlarına ne derece etkili olabileceklerini seslendirecek bir farklı güç var mı?
Buna cevap vermek güç..
xxx
Şimdi özellikle herkes, kim aday olacak, kim aday gösterilecek sorusu ile meşgul..
Kimsenin aklı, kimsenin düşüncesi henüz “seçim gerçeği”nin bu yönü ile meşgul değil..
Daha muhtarlıklara asılan seçmen listelerini bile denetleyemeyen, bunu yapabilecek bilgi,birikim ve tecrübeye sahip ekiplere sahip olamayan siyasi parti teşkilatlarından bunu beklemek de hayal olur..
Bugün birçok ilde, birçok ilçede Belediye Başkan adayları bile henüz belirlenmiş değil..
xxx
Hele Adana’da bu durum tam bir muammaya dönüştü..
Her iki ittifakın da birçok önemli noktada adayları bir türlü açıklanmadı..
Cumhur İttifakı için bu konuda bir sorun çıkacağını sanmıyorum..
Sorun CHP-İyi Parti ittifakında çıkacak..
İktidar Partisi AKP, seçim sandıkları, seçmen listeleri, seçim kurulları konusunda doğal olarak önemli bir avantaja sahip.. Hem bu konuda tecrübeleri var, hem de mevcut sisteme entegre olmuş ekiplere sahipler.. MHP’nin de daha önceden bu konuda tecrübe edinmiş seçim tecrübesine sahip elemanlarının da takviyesi olunca, son derece rahat görünüyorlar..
xxx
Peki CHP ne yapıyor?
Buna şu anda cevap verebilecek, hiçbir yönetim kademesinde, hiçbir yetkili yok..
Daha Belediye Başkan adaylarının çoğu belli değil, Meclis üyeliklerine adaylık konusundaki sıkıntılar bile aşılamadı..
Yani siyasiler önce kendi derdine düşmüş durumda.. Kimse sandıklarda ne olacak, sandık denetimi nasıl yapılacak, seçmenin kutsal görülen oyuna nasıl sahip çıkılacak diye bir konu aklının ucundan bile geçmiyor..
Sıkıntı, ittifakın bu cephesinde anlayacağınız..
Şimdi başlıktaki soruyu bir kez daha düşünelim mi?
Bu durum, özellikle bazı çevrelerce ortaya atılmış “hedef şaşırtma” projesinin bir görüntüsü olabilir mi?