Ağlanacak halimize güldürmek
Ali AKILLI
Geçenlerde gazeteleri karıştırırken gözüme ilişti. Yapılanaraştırmaya göre insanlar artık gülümsemek istiyormuş. O yüzden bende yeni yazı tarzımı belirledim. “Ağlanacak halimize güldürmek! Gerçeklerden kaça kaça bir hal olduk! Çocukluğumuzun akılda kalan en anlamlı modası; İspanyol paça! Şimdi yeni moda; “cep telefonun kaça?”
***
Yaz
tatilinde geçimini sağlamak için yere tezgah açıp elişi bileklikler satan
öğretmenleri gördüm.
Züppelik taslayan şöhretlerin derdine düşmekten öğretmenler için ayağa kalkmayı
öğrenemedik! Onların
öğrencileri olarak hep arka sıralarda saklanırken; tarih
bizleri “korkak” olarak kaydetti!
***
Oturduğum semtte mendil satan yaşlı bir kadınla sohbetim oldu da, “ihtiyaç halinde yağmurdan daha çok ses çıkarana dost derim” diye bir söz etti. “Kitap gibisiniz” dedim, “insanları çok okudum” diye karşılık verdi. Yüzü gülerken içi kan ağlayan bir çaresizlik sergisinde kimsesizdi ama hala anne kokuyordu.
***
Bir yağmurun altında ıslık çalarak yürümek için kaç Yeşilçam filmi izlemek gerekiyor? Bir kadının boğazına bıçak dayamak için kaç televizyon dizisi? Sosyal medyada birbirine lanet okumak için fırsat kollayanlar avlarını ararken, insanlığın hoşgörünün bütün halleri reddedilirken, “artık bir ömür bu karanlık gölgelerle mücadele etmek zorundayız” dersem kaç beğeni alırım?
***
Sosyal
medya mezbahalarında kurban kesimi günün her saatinde aralıksız sürmektedir!
Ederi; sıfır insanlık! Ama komik geliyor insanlara! Teknolojiye karşı değilim
meraklısı hiç değilim.
Teknolojinin tabiatında insanlık olmadığını bildiğim için belki. O yüzden lise
yıllarımın tebeşir tozunu teknolojinin altın tozuna değişmem sözünde komik bir
şey bulursanız bana haber verin!
***
Bu teknoloji sayesinde renkli bir dünya icat edildi ya! Bana hep soruyorlar; “neden hep siyah beyaz yılları yaşıyorsun?” Ben de diyorum ki; “milyonlarca yıl önce ölen yıldızlar bile hala yanıyor. Ben siyah beyaz yıllar için yanmışım çok mu?”