KEŞKE YAPMASAYDINIZ!..

Ziya Darendeli.. Orta boylu sarı saçlı bir adam.. Oldukça cevval.. Cumhuriyetçi bir öğretmen.. 1920’li yıllarda Atatürk’ün sinemayla ilgili şu sözleri kendine ilham kaynağı olur;

 “Sinema öyle bir keşiftir ki, bir gün gelecek barutun, elektriğin ve kıtaların keşfinden çok, dünya medeniyetinin cephesini değiştireceği görülecektir. Sinema, dünyanın en uzak köşesinde oturan insanların birbirlerini tanımalarını sevmelerini temin edecektir. Sinema, insanlar arasındaki görünüş ve düşünüş farklılıklarını silecek,insanlık idealininin tahakkukuna en büyük yardımı yapacaktır. Sinemaya layık olduğu yeri vermeliyiz.”

Atatürk böyle demişti.. Bir bildiği vardı mutlaka.. Merhum Ziya Darendeli, görüşmelere başladı, kentin ileri gelenleriyle fikir tartışması yaptı, bir taban oluşturdu ama  kimlerle yapılabileceği sorusuna yanıt bulamadı.

Ziya Darendeli, bu düşüncesini tanıdığı herkesle paylaştı.. En büyük destekçisi aydın Türk kadını Şenel Türker olur ve bir sinema kulübü kurulmasına karar verildi..

Adana Belediye Başkanı Erdoğan Özlüşen, Güney Sanayi’nin ortaklarından olan Şenel Türker, Doktor Rahime Ataş, Sinema Kulübü Genel Sekreteri Hülagu İlhan Tunç ve Ziya Darendeli yer aldı. Bu kurul İstanbul Film Arşivi ile birlikte festivalin tüzüğünü hazırlarladı.

Ve Ziya Darendeli daha sonra görevi; Şenel Türker’in başkanlığında kurulan Cahide Kolakoğlu, Nurten Öğretmengil, Turgut Yalkın, Bozkurt Ursavaş, ve Necibe Zaimler’e devretti.

Yıl,15-22 Mayıs 1969.. I. Altın Koza Film Şenliği’ne dokuz film, başvuru yaptı. Bu filmler; Orhan Elmas’ın “Ezo Gelin”, Atıf Yılmaz’ın “Köroğlu” ve “Menekşe Gözler”, Lütfi Akad’ın “Kader Böyle İstedi”, Orhan Aksoy’un “Kadın Asla Unutmaz” ve “Kederli Günlerim”, Metin Erksan’ın “Kuyu”, Yılmaz Duru’nun “Mekansız Kurtlar” ve Yılmaz Güney’in “Seyyit Han” adlı filmlerdir.

Başvuru yapan dokuz filmi değerlendirmek için Türk Filmleri Arşivi Başkanı Sami Şekeroğlu, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi Tamer Başoğlu, Ressam Ersu Pekin ve Adana Belediye temsilcisi, gazete yazar Orhan Baykara’dan oluşan ön eleme jürisi Filmarşiv salonlarında filmleri izledi ve dokuz filminde yarışmasına oy birliği ile karar verildi.

Ünlü Türk romancısı ve senaryo yazarı Kemal Tahir’in başkanlığında toplanan film prodüktörü Nusret İkbal, rejisör Orhon M. Arıburnu, sinema oyuncusu Sema Özcan, eleştirmen Turhan Gürkan, Akademi öğretim üyesi estetikçi Neşet Günal, İçişleri Bakanlığı temsilcisi Alim Şerif Onaran, Türk Film Arşivi temsilcisi Bülent Erkmen ve Adana Belediyesi temsilcileri Kasım Ener, Yalçın Remzi Yüreğir, Zeki Yüzüak’tan oluşan büyük jüri, filmleri Adana’da seyredip, şenliğin yönetmenliğine bağlı kalarak yılın en başarılı filmlerini ve sanatçıları belirledi.

İlk kez gerçekleştirilen bir sinema şenliğinde 8 oy ile en iyi film seçilen Metin Erksan’ın Kuyu filmi 15.000 lira ve Altın Koza heykelciği kazandı. 6 oy ile ikinci film seçilen Orhan Elmas’ın yönettiği Ezo Gelin filmi 10.000 lira ve Altın Koza heykelciği aldı. Yönetmenliğini Yılmaz Güney’in yaptığı Seyyit Han filmi ise üçüncü film seçilerek 5.000 lira ve Altın Koza heykelciği almaya hak kazandı.

İşte bu bir ciddiyettir.

Deprem gerekçe gösterilerek raflara kaldırılan Altın Koza’yı yeniden canlandıran da BÖLGE Gazetesi olmuştur. Aylar süren büyük kampanya, oluşturulan kamuoyu sayesinde, toplumun bakısı karşısında  yeniden başlaması sağlanmıştır.

Ancak açıkça söyleyelim, Altın Koza kerhen başlamıştır..Kamuoyunu tatmin için başlamış, ancak gereken destek verilmemiştir.. Elbette gerekçelerin içerisinde ekonomik durumda vardır, ancak ciddiyet sağlanamamıştır.

Sayın Zeydan Karalar’a söyleyecek bir sözümüz yok.. Çünkü koltuğuna dahi oturma fırsatı bulamadı.. Yığınla sorun var, hangi biriyle baş edeceğini, nasıl bir kadro ile Adana’ya hizmet vereceğini planlarken, Altın Koza’ya proje üretmek elbette beklenemez.

Ama, oluşan yönetim kusura bakmasın, işi ciddiye almadı .. Saçma sapan bir festival oldu.. Programı belli değil, kamuoyunu bilgilendirme eksikliği olağanüstü fazla.. Heyecan yaratılması sağlanamadı.. Rüzgar gibi geçti, arkasında hiçbir iz bırakamadan.

Kentte bir coşku var mıydı? Hayır!..

Ünlü sanatçılar Adana’ya getirilebildi mi? Hayır.!

Program kamuoyuna yeteri kadar tanıtılabildi mi? Hayır..

Sanatçılarla halk, Adana cadelerinde bir kortej sağlanıp  kucaklaşılabildi mi? Hayır..

Bir konser düzenlenebildi mi? Hayır..

KEŞKE YAPMASAYDINIZ.. Harcanan paralara yazık oldu..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor