İkinci Cumhurbaşkanımız merhum İsmet İnönü, “Yabancılarla ilişkiye girmek, ayıyla yatağa girmek gibidir” demiş, uluslararası görüşmelerde dikkatli olunması gerektiğini ifade etmişti..
Benim gibi çok sayıda insan merak ediyor;
Şu Suriye bataklığında bizim ne işimiz vardı?
Komşu ülkenin Cumhurbaşkanı’na ne güzel “kardeşim Esad” demiştik.. Ziyaretine gitmiş, ziyaretimize gelmişti ailecek.. Boğaz keyfi yapmışlardı ne güzel.. Fenerbahçe özel maç yapmıştı Suriye’de.. Neden o Esad, birden bire Esed oldu?
Çok kişi bu soruya cevap aramıyor mu?
Rusya’nın avucunun içindeydi Suriye.. Amerika’da petrol kuyularını kontrol etmek için göz koymuştul.. Ya biz?
Durup dururken, BOP denilen Orta Doğu Projesi çıktı başımıza.. Eş başkanlıkta bize verildi. Kim verdi, neden verdi onu da bilmiyoruz..
Hani prinaların bulunduğu havuzda yüzme yarışma yapılıyormuş. Kazanana büyük ödül verilecekmiş.. Adam tribünlerden havuza atlamış, bütün millet alkışlamış.. Ama prinalar adamın her tarafını yara bere içinde bırakmış.. Adam can havliyle havuzdan çıkarken “Ulan beni kim havuza itti” diye bağırmış ya, aynen biz de öyle olduk.. Kim bizi bu Suriye topraklarına itti, bilen var mı?
Amerika mı? Rusya mı? Kendi arzumuzla mı? Bilmiyoruz..
Bildiğimiz ne var biliyor musunuz;
1915 olaylarına ilişkin Ermeni tasarısı, gerekse Türkiye’ye yaptırım uygulanmasına ilişkin yasa tasarısı Temsilciler Meclisi’nde “ezici çoğunlukla” kabul edildi.
Ermeni kararı 10 ‘hayır’ oyuna karşılık 405 ‘evet’ oyuyla, yaptırım yasa tasarısı ise 16 ‘hayır’ oyuna karşılık 403 ‘evet’ oyuyla geçti.
Ankara, Demokrat temsilcilerin her iki tasarıya da lehte oy vereceğini ve Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğun Demokratlarda olması nedeniyle de tasarının geçmeyeceğine inanıyordu.
Ancak Cumhuriyetçilerin de büyük çoğunlukla iki tasarıya da destek vermesi, Ankara’da alarm zillerinin çalmasına yol açtı.
Kurnazlığı ile bilinen merhum 2. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü ne diyordu;
Yabancılarla ilişkiye girmek, ayıyla yatağa girmek gibidir.
Bakın şimdi, yaptırımların da sırada olduğu söyleniyor.. Yetmiyor, sayın Cumhurbaşkanımızın birinci derece yakınlarının yurt dışındaki menkul ve gayrı menkullerine el koyacakları söyleniyor..
Oldu mu şimdi!..
Bu ay içinde ziyaret olacaktı.. ABD Başkanı, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın nasıl yüzüne bakacak? Ya da sayın Cumhurbaşkanımız Trump’a nasıl güler yüzle bakacak?
NEREDESİNİZ MONŞERLER!..
