Barut, ‘Tarım kökünden havaya uçtu’
ANKARA- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili,
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, AKP eliyle ülke
tarımının nasıl bitirildiğini ve tarımda yaşanan acı gerçekleri bir kez daha
anlattı. AKP iktidarı öncesi 2.8 milyon olan çiftçi sayısının 2.1 milyona
gerilediğini ve Cumhuriyet tarihinde ilk defa ekim alanlarının 20 milyon
hektarın altına düştüğünü aktaran Barut, “Ekonomiyi uçurmuşlar mı?
Ekonomiyi değil ama ülkeyi ve tarımı köklerinden havaya uçurdular” dedi.
KÜRSÜDEN HAYKIRDI
Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 13’üncü
maddesi üzerine Türkiye Büyük Millet Melcisi’nde (TBMM) kürsüye çıkan Ayhan
Barut, yasayla ilgili eleştirilerini sıralayıp tarımda yaşanan can yakıcı
sorunlara da değindi. TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün yönettiği oturumda söz
alarak 17 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AKP’nin ekonomiyi ve tarımı sorun
yumağı haline getirdiğini bildiren Barut, “Ülkenin her yerinde ve her
alanında olduğu gibi tarımda da sorunlar derinleşiyor ama AKP’ye rağmen üretim
ve üretici odaklı politikalarla mutlaka çözüm üreteceğiz” diye konuştu.
“ADINI SARAY İHALE KANUNU YAPIN”
Toprak Mahsülleri Ofisi’ne (TMO) sınırsız ithalat yetkisi veren yasa
değişikliğine tepki gösteren Ayhan Barut, şöyle devam etti:
“Plan ve Bütçe Komisyonunda 1 Kasım’da yine tarımsal üretim kalemlerine
ilişkin bir değişiklik görüşüldü ancak ne Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu
olarak bizden ne de paydaşlarımız olan oda ve birliklerden yine görüş alınmadı.
Orada TMO Genel Müdürünün isteği üzerine bir düzenleme yapılıyor, bunu kınıyorum.
Kimse Meclisin itibarını, biz milletvekillerini ve komisyonları yok sayamaz,
saymamalı. Neden bunu söylüyorum? Orada arpa, buğday, mısır, mercimek, patates
yani tarım ürünleri konuşuluyor ve tarımsal ürünlerin yeterliliği,
yetersizliği, üretim miktarları değerlendiriliyor. Buna karşın, sınırsız
ithalat yetkisiyle bu ithalatın pazarlamasının Kamu İhale Kanunu’na tabi
tutulmadan, keyfiyet içerisinde yapılması isteniyor ve veriliyor da. Zaten bu
durumlar, ülkemizi de ithalat cennetine çevirmiş durumda ama komisyonumuza bir
görüş dahi sorulmuyor. Neden? Tarımla ilgili bir konuda, Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonumuzun tali komisyon olarak bir görüşünün, bir önerisinin
dahi alınmamasını ve bu düzenlemenin bu şekilde Plan ve Bütçe Komisyonunda
yapılmasını ayıplıyorum.
Her konuda ve her alanda Kamu İhale Kanunu’ndan kurtulmak isteyen bu tavrı
dikkatinize sunuyorum. Kamu İhale Kanunu’nun adını ‘Saray İhale Kanunu’ yapın,
tek maddeyle ‘Saray Hükümeti, istediği işi, istediği kişiye sorgusuz sualsiz
verir’ deyip geçin.”
“ŞAHA MI KALKTIK, YAYA MI KALDIK”
‘Ben yaptım oldu’ yaklaşımının ülke tarımına çok ağır bir darbe vurduğunu ve
hala vurmaya devam ettiğini ifade eden Ayhan Barut, şöyle konuştu:
“Ülkemizin 24 milyon hektar tarım arazisinin sadece yüzde 25’i sulanmaktadır
yani 6.2 milyon hektarlık alanı sulanabiliyor. 1991-2002 yılları arasında on
bir yılda 714 bin hektar alan sulamaya açılmış, 2003-2014 yılları arasında yine
on bir yılda 595 bin hektar alan sulamaya açılmış. Ne diyelim yani şimdi?
Sulamaya açılan arazi konusunda, AKP’nin söylediği gibi, şaha mı kalkmış
oluyoruz ya da yaya mı kaldık? AKP’den önce, ülkemizde yıllık ortalama 22-24
milyon ton arasında buğday üretimi vardı, bugün 20 milyon tonun altına düştü.
Yani 2002 yılı öncesinde kişi başına 380 kilogram buğday üretimi varken şu anda
bu rakam 250 kilograma indi.”
“İKİ TRAKYA BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ ALANDA EKİMDEN VAZGEÇİLDİ”
Türkiye’nin AKP iktidarından önce tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biri
olarak anıldığını anımsatan Ayhan Barut, şöyle dedi:
“Bugün bu iktidarın yanlış politikaları nedeniyle kendi kendine yetmeyen
bir ülke haline geldik. Ayrıca net bir şekilde ithalatçı duruma düştük. Bir
tarım ülkesi olan Türkiye’de AKP hükümetleri tarihinde ilk defa saman ithal
edildi, cumhuriyet tarihinde ilk defa bir yabancı ülkenin Tarım Bakanına devlet
nişanı verildi. Soruyorum buradan, ‘Yerliyiz, milliyiz’ diyenlere. Nerede kaldı
sizin yerliliğiniz, milliliğiniz? AKP’nin yanlışlarını say say bitiremiyoruz
ama tarihe de not düşmek adına yüce Meclis çatısı altında bazı gerçekleri de
haykırmak zorundayız. Çiftçinin ekip biçmekten vazgeçtiği, ekilmeyen 4 milyon
167 bin hektar alan var, tarımdan çıkarıldı. Yani bir diğer deyişle 2 Trakya
büyüklüğündeki alanda ekimden vazgeçildi ya da bir başka deyişle, Hollanda’nın
yüz ölçümü kadar büyük bir alan tarımdan koparılmış oldu.”
“NEDİR ZORUNUZ, ÇİFTÇİLERLE ALIP VEREMEDİĞİNİZ Mİ VAR?”
AKP’nin yanlış tarım politikaları nedeniyle Cumhuriyet tarihinde ilk defa ekim
alanlarının 20 milyon hektarın altına düştüğünü dile getiren Ayhan Barut, bazı
rakamları paylaşarak şunları belirtti:
“2003 yılında 2.8 milyon olan çiftçi sayısı, bugün 2.1 milyona geriledi.
2002 yılında çiftçilerimizin 4.5 milyar lira olan borcu, 110 milyar liraya
kadar çıktı yani 25 kat arttı. Yazık değil mi bu üreticilerimize? Sizlerin
döneminde çiftçilerimiz cezaevleriyle tanıştı. Çiftçilerimizle bir alıp
veremediğiniz mi var? Nedir acaba bu zorunuz? Bu kapsamda birkaç örnek
paylaşmak istiyorum. AKP iktidarından önce, 2002’de mazot 1 liraydı, bugün 6
kat artmış, 6 lira. Gübrenin tonu o günlerde, 2002’de ortalama 150 liraydı,
bugün 1.250 lira, 8 kat artmış. Süt yemi 200 lirayken 1.350 lira olmuş, tam 7
kat artmış. Besi tavukçuluğunda durum vahim yani tam bir felaket. 2002’de 320
lira olan besi tavuğu yemi tam 13 kat artmış, 4.100 lira olmuş.”
“ÜRETİCİLER KAN AĞLADI”
AKP döneminde yaşanan ürün maliyetlerindeki fahiş artışa rağmen ürün
fiyatlarının ne durumda olduğunu sorgulayan Barut, şunları vurguladı:
“Ürün fiyatları ne olmuş bu dönemde? Buğday 2003 yılında 35 kuruş; 4 kat
artmış, 1.35 lira olmuş. Mısır 2003’te 25 kuruş; 4 kat artmış, 1 lira 15 kuruş
olmuş. Pamuk 65 kuruştan 3 liraya çıkmış, 4.5 kat artmış. Karkas et 2002’de 7
lirayken 4 kat artmış, 25-30 lira arasına gelmiş. Özetle, fahiş oranda artan
maliyetlere kıyasla ürün fiyatlarında elle tutulur bir artış olmadığı için
üretici kazanamamıştır, kan ağlamıştır. Tüketiciler ise uygun fiyatlarla
ürününe kavuşamamıştır. AKP, güya ülkeyi uçurdu. Gerçekten uçurdular ama
çiftçinin ekmeğini havaya, ülkeyi de uçurumdan aşağıya uçurdular. Ekonomiyi
uçurmuşlar mı? Ekonomiyi değil ama ülkeyi ve tarımı köklerinden havaya
uçurdular.”