“SULAMA KANALLARININ REKORTMEN ALTIN KULAÇLARI” YAZI DİZİSİNE BAŞLARKEN

Ramazan ŞANIVAR

Rahmetli babam kolonya imalatçısıydı. Küçük Saat Çakmak Caddesi”nde  “ŞANIVAR KOLONYALARI” adında iş yerimiz vardı. Babam çok iyi bir eğitim almamıştı ancak; öncelikle Atatürkçü, çağdaş ve ileri görüşlü sporun yararına inanan birisiydi. Komşumuzun oğlu sulama kanalında boğulduğunda ailece çok üzülmüş ve kahrolmuştuk.

Küçük yaşlarda ailemden gizli bir şekilde özellikle hafta sonları mahalleden bazı arkadaşlarla birlikte hurmalı, palmiye ve turunç ağaçlarıyla çevrili havuza gider büyük keyifle yarışları izler ve imrenirdim. Sporu çok sevdiğimi, havuza gitmeyi çok arzuladığımı hisseden babam 10 yaşında beni rahmetli Milli Yüzücü Nihat Erdem”e teslim etti. Sert görünümlü, ancak altın kalpli Nihat Erdem kısa zamanda bana yüzme öğretti. Hatta start (çıkış) dönüş, serbest, kurbağalama, sırt ve kelebek yüzme tekniklerini de öğretti.

 Böylece havuzun müdavimi oldum. Yine hem de hakem olan Nihat Erdem”in desteğiyle yüzme yarışlarına katılmaya başladım. Sutopu da oynadım. Ancak çok önemli derecelerim yoktu. Kendime de o dönemin ağır ağabeyleri Ünsal Fikirci, Mustafa ve Erdal Acet, Tuncay Şenyüz, Faruk Morkal, Ahmet Bozdoğan, Ayhan Karataş”ı model alırdım. Daha sonra ki yıllarda da yüzme ve sutopu hakem ve antrenör kurslarına katılarak belge aldım. Ayrıca, Seyhanspor”da yüzme antrenörlüğü yaparak yeni yetenekler kazandırdım.

Bunları neden yazma gereği duydum; büyük çoğunluğu yüzmeyi sulama kanallarında öğrenen dar gelirli aile çocukları, havuzda sporculuğu, centilmenliği, yardımseverliği, mütevazılığı,  lider ve ağabeyliğinin yanı sıra, yüzme, sutopu, futbol, atletizm başka anlamda sporun tüm dallarında başarılı olan “BAYRAK ADAM” Muharrem Gülergin”i örnek alarak kısıtlı olanaklara rağmen rekorlar kırarak milli takımın değişmeyen sporcuları oldular.

Ancak, kimi vefat eden, kimisi hayatta olan milli ve rekortmen sporcuları yaşları 30”un altında olan genç jenerasyon tanımıyor. Bu konuda yeterli arşiv, kaynak ve kitap yok. Bu bağlamda; mümkün olduğunca ulaşabildiğim eski sporcuları hak ettikleri şekilde BÖLGE GAZETESİ”nde tek tek tanıtmaya, daha sonra da bunları kapsamlı olarak kitapta toplamayı hedeflemekteyim.

Güzel bir söz vardır, “Arabanın lastiği patladığında ve çamura saplandığında akıl veren çok olur, ancak en fazla yorulan arabanın sahibi olur.” Daha önceleri Cumhuriyet Gazetesi”nde spor sorumlusuyken çıkardığım “ADANA”DA SPORUN DÜNÜ BUGÜNÜ” adlı kitabımı hazırlarken arşiv ile kaynak sıkıntısı yaşadım. Fotoğrafları koruma ve tarih atma alışkanlığı yok. Ayrıca bilgi kirliliği var.

30 kez milli mayoyu giydiğini söyleyen sporcuyu federasyondan araştırdığımda sadece milli takım kampına çağrıldığını öğrendim. Kaynak kitap olarak çıkarmayı düşündüğüm kitapta böyle hataların olmasını arzulamıyorum. Milli Eğitim, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF), Çukurova Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu (BESYO) ve spor kulüpleri “BENDEN SONRA TUFAN” düşüncesinde çok ciddi arşiv yaptıklarını sanmıyorum.

“Gençler umutlarıyla, yaşlılar anılarıyla mutlu olurlar.” Bütün zorluklara rağmen eli öpülesi eski yüzücülerin desteğiyle kitabı oluşturacağız. Ünlü düşünür Benjamin Franklin”in dediği gibi, “UNUTULMAK İSTENMİYORSAN YA OKUNMAYA DEĞER ŞEYLER BIRAK, YA DA YAZILMAYA DEĞER BAŞARILAR SAĞLA.” Sağlıcakla kalın “SPOR” dolu günler dilerim…. 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor