ÇUKUROVA BAŞARMIŞ SIRA GELDİ SEYHAN’A

Evimiz yakın olduğu için yanından pek sık geçmeme karşın bir türlü gezememiştim. İstanbul’da oturmasına rağmen kısa, uzun her tatilde olduğu gibi, geçen haftaki tatilde de kentimize gelen Adanalı ruhlu torunum istedi, gittik. İçtenlikle söylüyorum, hem şaşırdım, hem utandım, hem de gurur duydum.

Sadık Ahmet Bulvarı’ndan bakıldığında sıradan bir düzenleme gibi algılanıyor. Nihayet torun arzusu üzerine gidip gezince, hem arazi düzenlemesini, hem de temaya pek uygun heykellerin güzelliğini hayranlıkla izleyebildik. Çocuk yaştaki asker mangası karşısında çok duygulandık. Bugün ancak fork-liftle kaldırılabilecek top mermisini sırtlamış Seyit Onbaşı’yı topun başında betimleyen yapıtı da mükemmel buldum. Temsili şehitlik olsun, Adanalı Güvenlik Şehitleri panoları olsun, inanınız, manevi duyguları derinden okşuyor.

Siperde sıralanmış karamanlarımızın karşıdaki Anzaklarla vuruşması da o kadar güzel canlandırılmış ki, adeta tüfek seslerini, Kur’an okuyan askeri duyabiliyorsunız. Ulu Önderimizin anıtsal heykeli de göz dolduruyor. Ben, eşim ve torunum heykeldeki yüz anatomisini yeterli göremedik ama simge olarak elbette saygı duyduk.

En çok etkilendiğim yapıt, bir kahramanımızın yaralı düşman askerini kucaklayıp ateş hattından kurtarmaya çalışmasını gösteren çalışma oldu. Bunu, tarih ve sosyal bilimler kitaplarında kapak resmi olacak kadar değerli ve anlamlı bulduğumu söyleyebilirim.

En üst basamakta, alafranga mimarisiyle göze çarpan büyük sergi salonu var. Bir yanda zengin ve anlam taşıyan fotoğraflar, diğer yanda üç boyutlu ve gerçeği başarılı biçimde yansıtan temaya uygun canlandırmalar yer almış.

Bu topraklarda yaşayan herkes gibi ben de tenkit edecek, kara atacak nokta ararken, ararken işte bu binada buldum. Salon, aklımda kalmayan Frenkçe isimle takdim edilmiş. Bu takdim, Sayın Cumhurbaşkanınızın Trump’a mektup takdimi gibi değil; düpedüz kompleksin ismi. Çukurova Belediyesinde buraya Türkçe isim verebilecek değer ve donanıma sahip pek çok çalışan olduğunu biliyorum. Hadi vaz geçtik, Soner Başkan’ın kendisi bizzat çok rahat Türkçe isim verebilirdi.

Ohhh beee!.. Geleneklerimiz gereği ben de çok başarılı bir çalışmayı zorla da olsa tenkit edebildiğim için rahatladım.

Şimdi sıra Seyhan’da. Kurtuluş Savaşımızı simgeleyecek bir çalışma da Seyhan’a, daha doğrusu Adana’ya yakışır. Örneğin, Dilberler Sekisine konuşlandırılmış “çakar almaz” topla İngiliz uçağını vuran askerimiz rölyeflerle desteklenmiş yapıtla simgelenebilir. Vurulan uçak Yalmanlı Köyü yakınlarında nehre düşmüş ve pilotu da sağ olarak ele geçirilmişti. Bu, benim bir anda aklıma gelen tema. Eminim ki Seyhan Belediyesinın Kültürel faaliyetlerinden sorumlu birbirinden değerli mensupları da birçok temayı ortaya koyabilecektir.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor