Barut’un Meclis’te dile getirdiği acı gerçekler AKP’yi kızdırdı
ANKARA (BÖLGE)- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana
Milletvekili Ayhan Barut, Meclis kürsüsünden tek adam rejiminin ülkeyi uçuruma
sürüklediğini, yaşanan tüm sorunların kaynağında liyakatten uzak bu yönetim
biçiminin yer aldığını vurguladı. Meclis kürsüsünde dile getirilen acı
gerçeklerden rahatsız olan AKP milletvekilleri, sataşarak Ayhan Barut’u susturmaya
çalışsa da başarılı olamadı. Liyakatsiz yönetim anlayışına sahip tek adam
rejiminin her türlü kararı tek başına alarak ülkeyi krize soktuğunu bildiren
Barut, gerçekleri haykırmaya devam edeceklerini, kimsenin kendilerini
susturamayacağını belirtti.
“VESAYET ALTINDA DÜZENLEMELER YAPILIYOR”
Meclis’te kürsüye çıkıp konuşan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, 16 Nisan
referandumuyla Türkiye’de yönetim sisteminin değiştiğini, tek adam rejimine
geçildiğini vurguladı. Referandumda halka yürütmenin yasama faaliyetlerine
katılmayacağı, yasama faaliyetlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)
eliyle yürütüleceğinin söylendiğini anımsatan Barut, “Ancak, atanmış
bakanlar ve bürokratlar eliyle hazırlanıp, AKP milletvekillerine imzalatılıp,
bürokratların onay vermediği hiçbir değişikliğin dahi yapılmadığı bir vesayet
altında düzenlemeler yapılmaktadır. Ülkemizin geleceğini, yurttaşlarımızı,
çalışanlarımızı ve devlet işleyişini bu kadar yakından ilgilendiren kanunların
ortak akla gerek duymadan cididyetsiz bir şekilde çıkarılmasını kabul
etmiyoruz” dedi.
TEK ADAM REJİMİNİ ELEŞTİRİP LİYAKAT İSTEDİ
Tek adam rejiminin yönetimde liyakati esas almadığını vurgulayan Ayhan Barut,
“Tek adam rejiminin göz ardı ettiği ancak en çok ihtiyaç duyduğumuz
konuların başında atamalardan görevlendirmelere kadar her alanda liyakate
dikkat edilmesidir. Ancak saray rejimi, yandaş dışında hiçbir seçenek
tanımıyor. Bu ülkenin her alanda birliğe, ortak akla ve birlikte üretmeye
ihtiyacı var. Zaten iktidarınız dönemi boyunca hiçbir meslek grubuna ve
liyakate önem vermediğinizi biliyoruz. Bu, kendini beğenmiş, kibirli tavrı da
kınıyoruz. Sizi ortak akla, liyakate, işinin ehli olan insanlara güvenmeye
çağırıyoruz. Unutmayalım ki bu vatan hepimizindir” diye konuştu.
“YALANI SİZ SÖYLÜYORSUNUZ”
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut’un gerçekleri sıralamasına tahammül edemeyen
AKP milletvekilleri ve AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, sataşmada
bulunarak Ayhan Barut’u yalan konuşmakla suçladı. Bunun üzerine kürsüye gelerek
daha önce söylediklerini tekrarlayan Ayhan Barut, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“AKP Grup Başkan Vekilinin bir hukukçu olarak bilmesi gereken konuları
saptırmasını ve alanından uzak bir şekilde iftira ve suçlamada bulunmasını,
hukukçu kimliğine yakışmayan bir tutum ve davranış sergilemesini kınıyorum.
Konuşmamda ifade ettiğim tüm gerçekleri tekrar ediyorum. 16 Nisan
Referandumuyla birlikte Türkiye’de rejim değişti mi değişmedi mi?
Demokratik Parlamenter Sistemden tek adam rejimine geçildi mi geçilmedi mi?
Geçildi tek adam rejimine. Bugün hükümet sistemi var mı, yok mu? Yok. Ülkede
yönetim kademelerinde liyakat uygulaması var mı? Yok. Eğer liyakate önem
veriyor olsaydınız, mesleğe önem veriyor olsaydınız, demokratik parlamenter
sistemdeki son hükümette bulunan Tarım Bakanınızın 10 bin 551 ziraat, gıda, su
ürünleri, veteriner hekimlere liyakatlerine dayalı o görevleri verir ve bugün,
devamınız olan hükümet bunu uygulardı. Hangi liyakate değer verdiniz de burada
vereceksiniz? Dolayısıyla, liyakatin olmadığını, yandaşın olduğunu tüm uygulamalarınızla
ortaya koyan sizsiniz. Yalanı siz söylüyorsunuz, ben değil.”
“POLİS VE ASKERLERİMİZ İÇİN NE YAPSAK AZDIR”
Polis, jandarma ve askerlerin özlük hakları, atama, tayin ve terfilerine
ilişkin düzenlemelerin yer aldığı yasa teklifindeki eksikliklere değinen Ayhan
Barut, şunları kaydetti:
“Ülkemizin güvenliğinin yılmaz savunucuları, askerlerimiz, polislerimiz,
jandarmalarımız ve diğer bütün güvenlik kuvvetlerimizdir. Vatan toprağının
korunması, insanımızın huzur ve refahı için güvenlik temelli kurulmuş
kurumlarımız, her türlü maddi ve manevi hakkı fazlasıyla hak etmektedirler.
Bizler, dağda, ovada, şehirde gözünü kırpmadan görev yapan polis ve
askerlerimize ne versek ne yapsak azdır. Terfiden atamaya, sınavla yükselmeden
ihtiyaca binaen görev uzatmasına elbette karşı değiliz. Ancak tüm bunların
gayet şeffaf, liyakate dayalı mesleki görev ve başarı kriterleri esas alınarak,
her türlü kayırmacılıktan uzak tutularak yapılmasını istemekteyiz. Özellikle
tüm devlet organlarında personel istihdam edilirken öncelikle ‘sana yakın, bana
yakın, senin, benim tarikattan, cemaatten, partiden’ anlayışıyla değil,
eğitimi, beceresi, meslek tecrübesi, görev süresi gibi liyakati oluşturan temel
kıstaslar dikkate alınmalıdır.”