SPORDA YAŞAYAN KÜTÜPHANE RUHİ POLİSÇİ….

HAZIRLAYAN: Ramazan ŞANIVAR

Yüzme Federasyonu Eski Yönetim Kurulu Üyeliği, Yüzme Federasyonu Adana İl Temsilciliği, Adana Demirspor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeliğinde bulunan Devlet Demiryollarının 40 yıllık avukatı Ruhi Polisçi, Adana’ya modern yüzmenin ilk adımlarının 1938 yılında Türkiye’de ilk olimpik ölçülerde çağdaş yüzme havuzu yapılmasıyla atıldığını söyledi. Polisçi, İstanbul’dan Halil ve Mahmut Dalhan kardeşlerin antrenör olarak atanması ile Rıza Salih Saray ve Cemil Oka gibi İl Spor Müdürlerinin yüzmeye önem vermesiyle patlama yaşandığını ifade etti.

Ruhi Polisçi,1950-1975 yılları arasında Adana’nın yüzme ile sutopunda altın dönemlerini yaşadığını, milli takımın yarısından fazlasının Adanalılardan oluştuğunu,  Efsane sporcu Muharrem Gülergin’in ağabeylik, kaptanlık ve liderlik çabalarıyla yenilmez armada takımının İstanbul kulüplerine kafa tutarak 13 yıl aralıksız Türkiye Şampiyonu olduğunu söyledi. Polisçi, yüzme fideliği olan Adana’nın son yıllarda ne rekor kıran ne de milli takıma giden sporcusu  bulunmadığını üzülerek anlattı.

-Sayın Polisçi, spor yaptınız mı ? Sizi herkes DDY başarılı bir avukat olarak tanıyor.  Biraz kendinizden söz eder misiniz?

Sporu seven ve yararına inanan bir aile yapımız vardı. Ben spora atıcılık ile başladım. Daha sonra yüzmede hem Adana hem de Türkiye genelinde önemli dereceler elde ettim. Kardeşlerim Selçuk ve Yaşar Polisçi de iyi birer yüzücülerdi. Bunların yanı sıra çok da iyi bilardo ve masa tenisi oynardım.  Yüzme ve sutopunda hakem ve antrenörlüğümün yanı sıra 1968-1972 yılları arasında Yüzme Federasyonu İl Temsilciliği yaptım. Aynı dönemlerde Adana Demirspor’da yüzme ve sutopundan sorumlu yönetim kurulu üyeliğinde bulundum.   Adana’dan il kez1967-1971 yılları arasında efsane başkan Fehiman Akdağ’ın federasyon başkanlığı döneminde yönetim kurulu üyesi oldum. 1971 Akdeniz Oyunları’nda yüzme milli takımın kafile başkanlığını yaptım. Birçok Adanalı yüzücünün üniversite okuması ve milli takımlara kazandırılmasını sağladım.

-SULAMA KANALLARINDAN MODERN YÜZMEYE-

-Sayın Polisçi, Adana’da deniz yok. Ancak, yüzme ve sutopunda yüzlerce sporcu milli takımlara gitti. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Türkiye’nin 3 tarafı denizlerle çevrili. Ancak, sadece deniz olan il ve ilçelerden yüzücü çıkmıyor. Adana’nın 3 tarafı deniz değil, ancak Seyhan Baraj Gölü ile sulama kanalları var. Kentin gençleri, hava koşullarının hayli iyi olduğu, 9-10 ay kadar açık havada yüzmenin mümkün olduğu Adana’da serinlemek için ters akıntıya karşı evlerinin önünden geçen sulama kanallarında yüzerlerdi.

Adana’da özellikle 1940-1970 yılları arasında altın dönemini yaşamasında en büyük etken, hava koşullarının uygun olması, 1938 yılında Türkiye’de 8 kulvarlı en modern havuzun Adana’da yapılmasıydı. Ayrıca Halil Dalhan-Mahmut Dalhan gibi 2 ünlü sporcunun Adana’da sporculara rol model olmaları ve antrenörlük yapmaları. Sporcuların yanı sıra diğer hakem, antrenör, hatta seyirciyi bile eğitmeleri övgüye değer ve Adana için fırsattı. Bir de Muharrem Gülergin gibi bir ağabey- kaptan ve liderin sporcular üzerindeki etkisi de önemliydi.

-REÇETE; EKİP RUHU VE AİLE ORTAMINDA ÇALIŞMA-

-Sayın Polisçi, sizler çok başarılı eski adı ajanlık, şimdiki adı federasyon il temsilciliği görevinde bulundunuz. Sporcuların eğitimi, yüzmede derecelerini asla unutmuyorsunuz.  Reçeteniz neydi?

Ekip çalışmasına inanan birisiyim. Başta Spor İl Müdürü Cemil Oka olmak üzere, sporculara model olan deneyimli antrenörler Halil ve Mahmut Dalhan, kaptan Muharrem Gülergin ve sporcularla ekip ruhu ve aile ortamında  çok başarılı yıllar geçirdik.  Başarı reçetemiz şöyleydi:

Atatürk Yüzme Havuzu her sene Nisan ayının başında açılır, Ekim ayı sonunda kapanırdı. Yüzme teşvik yarışması 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, ikinci ciddi yarış ta 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’nın yanı sıra her hafta sonu yapılan ve esnaftan topladığımız  hediyeleri dağıttığımız teşvik yarışmalarına tüm kulüpler katılırdı. Okullarla işbirliği yapılarak 6-10 yaş grubu öğrenciler arasından yüzmeye yatkın olanlar belirlenerek başarılı olanların kulüplere kazandırılırdı. Milli ve rekortmen yüzücüler Muharrem Gülergin’in sahibi olduğu Gar Lokantası’nda beslenme kampına alınırlardı. Sporcuların büyük bölümü yoksul, dar gelirli ailelerin çocuklarıydı. Bu nedenle yemek kampına alınmak milli takıma seçilmek kadar önemliydi. Kışın Menderes Spor Salonu’nda halter-ağırlık çalışmaları, koşu ve kültür-fizik yapılırdı. Gece antrenman ve müsabaka yapılması için Atatürk Yüzme Havuzu’nun ışıklandırılması sağlanmıştı. Acemi yüzme kursuna gelen kursiyerler izlenirdi. Bunların arasından başarılı olanlar kulüplere lisansiyer olacak ve müsabakalara katılmaları sağlanırdı. Hakem ve antrenör eğitimine büyük önem verdik.

-13 YIL YENİLMEZ ARMADA TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞU-

-Sayın Polisçi, Adana Demirspor’un efsane sutopu takımı 13 yıl İstanbul kulüplerine kafa tutarak Türkiye şampiyonluğu yaşadılar. Bu takımda kimler oynuyordu. Başarı nasıl oluştu?

Adana Sutopu Karması 1944-1956 yılları arasında bütçesi, tesisleri, olanakları her dönemde iyi olan İstanbul takımlarını yenerek 13 yıl aralıksız şampiyon olmuştur. Halil Dalhan ve Kaptan Muharrem Gülergin’in çabasıyla yeniden üst üste 4 yıl daha Türkiye şampiyonu olmuştur. Başka anlamda Adana takımı 17 kez Türkiye şampiyonluğunu kazanarak Türk spor tarihine adını altın harflerle yazdırdı.  Hatta dönemin başarılı Yüzme Federasyonu Başkanı Fehiman Akdağ,  sporcu, antrenör, ağabey ve lider Muharrem Gülergin’in  havuzlarda yaptığı reform ve devrimi ve Adana Demirspor sutopu takımına hayranlığını şu sözlerle anlatmıştı ” Başlarında Muharrem Gülergin gibi müstesna yaradılışta bir ağabeyleri bulunduğu ve böylesine severek çalıştıkları sürece, Demirspor’u havuzlarda alt etmek mümkün değildir.”  Adana karmasında tamamı vefat eden Başta antrenör sporcu Halil Dalhan, Kaptan Muharrem Gülergin,  Mahmut Dalhan, Ahmet Güçlüoğlu, Şükrü Ağcaoğlu, Halil Yüksel, Hasan Sime, Mecit Gülergin, İhsan Seriner, Faruk Suvar, Nihat ve Lütfü Erdem, Sefa Aydın, Cavit Tan ve Yaşar Polisçi bulunuyordu.  İkinci kuşak olarak Aytaç Pekkoçak,  Bora Özkök,Behçet  Kurtiç, Ali Rıza Öngören, Fahri Gez, Gürhan Bencan, Tuncay Şenyüz, Turhan Demirdal  Mustafa ve Erdal Acet, Ünsal Fikirci, Ahmet Bozdoğan, Faruk Morkal, Ayhan Karataş, Ergüven Merkezli, 3. Kuşak olarak da Fahri Yılmaz, Cabbar Yuva, Yılmaz Boztay, Zafer Çokduygulu, Cemil Şahbaz,  İrfan Verekdal,Haydar ve Zafer Çakırgil, Ahmet Gökbuket,   O dönemlerde yüzme ve sutopu milli takımının yarısından fazlası Adanalı sporculardan oluşurdu. Milli yüzücülerin büyük çoğunluğu spor sayesinde üniversite okudu, İstanbul kulüplerine transfer olarak hayatları kurtuldu.

ADANA’DA YÜZME VE SUTOPU KÜLTÜRÜ İSTANBUL’UN ÖNÜNDEYDİ-

-Sayın Polisçi, bundan 60 yıl kadar önce özellikle sutopu maçlarını 2-3 bin sporseverin izlediği doğru mudur?  Adana’nın yüzme ve sutopu kültürü İstanbul’un önünde miydi?

Yüzme Adana’nın Ata  sporu sayılır. Bundan 60 yıl kadar önce gerçekten yüzme ve sutopu kültürü İstanbul’un önündeydi. Size bir anıyı aktarmak istiyorum. 1955 yılında Türkiye Şampiyonası Adana’da gerçekleştirildi.  İstanbul’dan gelen yüzücüleri Milli Yüzücü merhum Yaşar Polisçi bir kebapçıya götürür. Bütün garsonların tamamı o günkü sonuçları ve Adanalı sporcuların aldığı dereceleri sorarlar. Yine kebapçıdan çıktıktan biraz sonra, yöresel kıyafetli (şalvarlı-kasket şapkalı) bir sporsever Yaşar Polisçi’yi durdurarak, “Yaşar abi, 100 metre sırt üstünde kim geçti. Ahmet mi?, yoksa Şükrü mü?” ve ilave ediyordu “Derecesi kaçtı?”, İstanbullu yüzücüler gerçekten bu garsonundan, simitçiye kadar Adana halkının yakın ilgisine hayran kalarak, Yaşar Polisçi’ye dönerek, “Yaşar birinci suali anladık. Kim kimi geçti ? Ancak, çok samimi söylemek gerekirse ikinci soruya şaşırıp kaldık. Çünkü, İstanbul’da bile kim kimi geçti bilinir, ama derecesi kaçtı ? bunu sormazlar. Adanalı sporseverleri kutluyoruz” dedikleri anlatılır.

-TESİSLER ARTTI, ANCAK REKOR VE MİLLİ TAKIMA GİDEN SPORCU YOK-

-Sayın Polisçi, kentimizde tesisler arttı, bilimsel çalışmalar başladı, çağdaş malzemeler çoğaldı. Ancak üzülerek söylemek gerekirse son 20 yıldır rekor kıran ve milli takımlara giden sporcumuz yok. Bunu neye bağlıyor sunuz?

Ben bu duruma çok üzülüyorum. Gerçekten bir tane hurma ağaçlı havuzumuz vardı. Şimdilerde kapalı havuzun yanı sıra olimpik ölçülerde havuzlarımız oldu. Özel sektöre ait havuzlarda çoğaldı ne yazık ki yüzme fideliği olan Adana’da ne rekor ne de milli takımlara giden sporcumuz yok. Burada herkes suçlu. Ama duyuyorum ki Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi, spordan gelen birisi. Havuzları gece bile açıyor. Eğitim sistemi kötü.  Öğrenciler Anadolu, Fen liseleri veya iyi bir üniversite kazanmaları için yarış atı gibi hazırlanıyorlar. Yaz geldi mi aileler çocuklarını yaylaya, denize götürüyor. Kulüpler günü kurtarıyor. Antrenörler bu işi biraz da maddiyata dökmüş.  İl Spor Müdürlüğü, antrenör, kulüpler, sporcu, veli işbirliğiyle eski başarıları yakalamak zor değil. Bir de Çukurova Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü ile işbirliği yapmakta büyük fayda var.

-Sayın Polisçi, size göre Adana’nın yüzme ve sutopu tarihinde en fazla emeği bulunan, sizi en çok etkileyen, en başarılı sporcu, antrenör ve yönetici kimdir?

Bunun çeşitli kriterleri var. Öncelikle İl Spor Müdürü Cemil Oka, adeta havuzda yatar kalkardı. Misyoner gibi çalışanHalil Dalhan’ın sporcu ve antrenörlüğü, Adana’ya kazandırdığı değerler tartışılmaz. Daha sonra, sadece yüzme ve sutopunda değil. Futbolcu, atlet, komple sporcu olan Muharrem Gülergin’i atlamak mümkün değil.  1960 Roma Olimpiyatlarına giden Ünsal Fikirci, 100 metre serbesti Türkiye’de ilk kez 1 dakikanın altında yüzen yine komple sporcu Ayhan Karataş, Manşı rekorla geçen Erdal Acet,  Manşı kadın olarak Türkiye’den ilk geçen Nesrin Olgun Arslan,  rekortmen sporcu şimdi Federasyon Başkanı Ahmet Bozdoğan, yine rekortmen sporcu 1972 Münih Olimpiyatlarına katılan Faruk Morkal, 1976 Montreal Olimpiyatlarına katılan atlayıcı Ahmet Kızıl ve diğer değerleri unutmak mümkün mü?

-ADAMLIĞIN DEĞER ÖLÇÜSÜ AHDE VEFAYA ÖNEM VERMEK GEREKİR-  

-Sayın Polisçi, Allaha şükürler olsun sağlığınız iyi Karataş’ta yazlığınızda halen denize girdiğinizi ve uzun süre yüzdüğünüzü öğrendim. Neden havuzlara gitmiyorsunuz ? Dargınlığınız var mı?

81 yaşındayım. Halen yüzüyorum. Sağlığıma önem gösteriyorum. Asla dargınlığım yok. Ayrıca, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi, nezaketli bir spor adamı. Zaman zaman ona uğruyorum. Sporla ilgili çok şeyler paylaşıyoruz. Ama havuzda beni tanıyacak hiçbir sporcu, antrenör kalmadı. Ben Dalhan Kardeşler adına yüzme yarışı düzenlerdim. Federasyon Başkanı Ahmet Bozdoğan’ın vefalı davranarak Ünsal Fikirci ve diğer vefat eden hayatta olan eski milli yüzücüler anısına yüzme yarışları düzenlediğini öğrendim. Çok mutlu oldum. Bunu Adana’da İl Temsilcisi Pervin Bulut ve diğer arkadaşların sürdürmesi en büyük dileğimdir. Adamlığın değer ölçüsü olan ahde vefaya önem vermek gerekir. Ünlü sporcuların özgeçmişleri fotoğrafları, öyküleri, dereceleri havuzun uygun bir yerinde sergilenmelidir.

-MİLLİ VE REKORTMEN SPORCU KİMSESİZLER MEZARLIĞINDA TOPRAĞA VERİLDİ-

-Sayın Polisçi, Halil Dalhan’ın İstanbul’da Kimsesizler Mezarlığı’nda toprağa verildiği doğru mu ? Bu durum sizleri nasıl etkiledi ?

 Havuzda çok anılarım var. Bir de beni yine çok etkileyen bir anıyı paylaşmak istiyorum. İstanbul’a eşimle ve kızımla her gittiğimde, Adana’dan hediyeler yaparak Zeytinburnu Kulübü’nde kalan  Halil Dalhan’ı ziyaret eder elinden öperdim. Son gittiğimde öldüğünü öğrenince yıkıldım oturup eşimle kızımla uzun süre ağladık. Zeytinburnu Belediyesi kimse sahip çıkmayınca, ne yazık ki Halil Dalhan’ı kimsesizler mezarlığında toprağa vermiş. Çok üzüldüm, kahroldum. O koca insan, rekortmen milli sporcu, misyoner gibi çalışarak Adana’dan  yüzlerce sporcuyu milli takıma kazandıran, Adana’nın sesinin Balkan ve Akdeniz  ülkeleri, Avrupa’da sesini duyuran büyük antrenörün sonu böyle mi olacak tı ? Burada Zeytinburnu Kulübü’nün, Federasyonu’nun biz Adanalıların hiç mi suçu yok?  

RUHİ POLİSÇİ KİMDİR ?

1933 yılında Adana’da doğdu. Eğitimini Adana Birinci Ortaokulu ve Erkek Lisesi’nde tamamladı, ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.

Askerlik hizmetini Yedek Subay olarak yaptıktan sonra avukatlık stajını tamamlayarak Milli Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla dövizli özel öğrenci olarak Viyana’ya gitti. Viyana Üniversitesi’nde ihtisas çalışmaları yaparak Almanca ve Latince sınavlarını başarıyla tamamlayarak yurda döndü.

39 yıl aralıksız Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları 6. Bölge Müdürlüğü’nde avukat ve hukuk müşavirliği görevinde bulunan Ruhi Polisçi’ye meslekte 50 yılını doldurduğu için Adana Barosu tarafından “50. Yıl Plaketi” verildi.

Atıcılık, masa tenisi, yüzme ve bilardo sporlarıyla yakından ilgilenen Ruhi Polisçi, ilk madalyasını 13 yaşında 1944 yılında atıcılıktan aldı. Türkiye genelinde yüzmeden de çeşitli ödüller kazandı. Daha sonra 1967-1971 yılları arasında Adana’dan ilk kez Türkiye Yüzme, Atlama ve Sutopu Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Ayrıca, 1968-1972 yılları arasında başarılı Yüzme İl Temsilciliği görevlerinde bulundu. Federasyon Başkanı Fahiman Akdağ döneminde, Adanalı sporcuların haklarını savunarak milli takımlara kazandırdı.

Yüzme ve sutopu hakemliğinin yanı sıra yüzme hakemliği kurs öğretmenliği yapan Ruhi Polisçi, 2 kez Balkan ve Türkiye’de ilk defa 1971 İzmir’de gerçekleştirilen “Akdeniz Oyunları”nda yönetici olarak görev aldı. Ayrıca Adana Demirspor’da yüzme ve sutopundan sorumlu yönetim kurulu üyeliği yaptı.

 Yaşamı boyunca spor ve hukuk otoritesi olarak tanınan ve bilgisine başvurulan Ruhi Polisçi, evli ve 3 çocuk babasıdır. 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor