STATLARDAN HAFTANIN 7 GÜNÜ NEDEN YARARLANILMAZ ?

Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin (TSYD) bundan 25 yıl kadar önce bir seminerinde uzun yıllar Spor Genel Müdürlüğü yapanTevfik Sarpkaya’da konuşmacıydı. Kurumun faaliyetlerini hakkında bilgilendirici açıklamalar yaptı. Sorular bölümünde yıllardır kafama takılan statların haftada bir gün değerlendirilmesini dayanamayıp sordum; ”Sayın Genel Müdür büyük yatırımlarla hizmet veren statlar neden daha verimli hale getirilmiyor? Başka etkinlikler için kullanılamaz mı?”

Aydın doğumlu olduğu için “Efe” lakabıyla bilinen sert görünümlü Sarpkaya, soru hoşuna gitmediği için savuşturarak şöyle yanıtladı, “Statların kuruluş amacı sadece futbol maçlarına hizmet vermek. Burada başka etkinlik düşünemeyiz. Önümüzdeki yıllarda bununla ilgili araştırma yapabiliriz.”

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk,  geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaları gerçekten yaşama geçirirse ve başkaları engellemezse reform sayılacak nitelikte. Selçuk, meslek liselerinde iş garantili sisteme geçileceğini açıklayarak, özel otellere turizm lisesi, statlara ise futbol, basketbol ve çim teknolojisiyle ilgili okullar açacaklarını söyledi. Sadece haftada bir gün hatta bazen 15 günde bir kullanılan statları haftanın 7 günü değerlendirmek için projeler ürettiklerini, bunların içinde statlara uygun sporların yapılması için çalışmalar başlattıklarını ifade etti.

Günümüzde futbol, taşıdığı anlam, hitap ettiği milyonlarca taraftar ve ekonomik hacmi ile küresel bir gösteri sektörüne dönüştü. Yerel ve uluslararası platformlardaki sportif mücadele dışında markalaşma, kurumsallaşma, altyapı yatırımı, yeni gelir ve yatırım alanları yaratma gibi konularda da kulüplerin kıyasıya bir yarış içinde olduğu futbol endüstrisine her geçen gün yeni aktörler ekleniyor. Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse, Türkiye Futbol Federasyonu’nun bütçesi, Afrika ülkelerinin çoğundan daha fazla.

Stadyumun mülkiyetinin kamunun elinde olmasını ve kullanımın kamu yararı gözetilerek düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır. Türk futbol ekonomisi içerisinde en büyük pay, dört büyükler olarak adlandırılan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüplerine ait. Spor Toto Süper Lig’de mücadele eden diğer takımların ticari gelirlerine, maç günü gelirlerine ve naklen yayın gelirlerine bakıldığında, hem sportif hem de finansal açıdan futbol pazarını dört büyüklerin hakimiyet kurduğu söylenebilir.

Stadyumların “spor sosyal ortamları”nın oluşturulmasındaki rolü ve etkisi, yöneticiler, spor kuruluşları ve yatırımcılar tarafından olduğu kadar, stadyumların planlama, tasarlama, yapım ve işletmelerine yönelik mimar ve mühendisler, şehir plancıları ve diğer paydaşların görüş ve deneyimlerimin paylaşılması yararlı olacaktır. Avrupa’da stat içinde bulunan VIP locaları, aynı zamanda ünlü işadamları ve kuruluşlar büro olarak da değerlendiriliyor. Ülkemizde locaların değeri anlaşılmış değil.

Devletin her ile havaalanı, üniversite ve çağdaş statlar yapması elbette olumlu bir davranış. Ancak, havaalanında yeterli yolcu sirkülasyonu yoksa, üniversitelerde altyapı, öğretim görevlisi doçent ve profesör yoksa, statları sporseverler doldurmuyorsa bu doğru bir yatırım değildir. Ayrıca, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi statları da kullanıcılar olan kulüpler yapmalı. Avrupa’da futbolun marka değerinden en fazla yararlanan ülkeler yüzde 46 ile İngiltere, yüzde 16 ile Almanya, yüzde 15 ile İspanya, yüzde 9 ile İtalya, yüzde 7 ile Fransa’dır. Türkiye sıralamada çok aşağılarda yer almaktadır.

Bundan 30-40 yıl kadar önce statlarda özellikle devre aralarında atletizm ve bisiklet yarışları yapılırdı. 23 Nisan ile 19 Mayıs çağdaş kıyafet ve tribün gösterileriyle kutlanırdı. Seyirciler bundan büyük keyif alırdı. Ayrıca statlarda, toplantılar, konferanslar, konser, okçuluk, cimnastik, defile ve dans yarışmaları neden yapılmaz ? Bunlardan iyi de gelir sağlanır. Çimlerin bozulacağını düşünerek bu gibi etkinliklere izin vermemek büyük eksiklik ve kayıp olur.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor