Alyaprak: AKP’den ayrılan Yeniden Refah’a geliyor
Merhum Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın lideri olduğu Yeniden Refah Partisi, Adana genelinde, teşkilatlanma çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Kurucular Kurulu Üyesi ve Adana İl Başkanı Necati Alyaprak, sanılanın aksine Saadet Partisi’nden ziyade AK Parti’den katılımlar olduğunu belirterek, ‘’AKP’de kalıp siyaset yapanlar ise ‘Reisten sonra ki liderimiz Fatih bey’ diyor. Bu söylemleri sık duyuyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Röportaj: Yener EKİNCİ
ADANA (BÖLGE) – Merhum Necmettin Erbakan’ın Türk siyasetine kazandırdığı bir akım olan Milli Görüş’ü ülke geneline benimsetmeye çabalayan Yeniden Refah Partisi, teşkilatlanma çalışmalarını, aynı fikri savunan başka bir siyasi yapı olmadığını vurgulayarak sürdürüyor. Yeniden Refah Partisi Kurucular Kurulu Üyesi ve Adana İl Başkanı Necati Alyaprak, ortak çizgide durdukları Saadet Partisi ile aralarında büyük farklılıklar bulunduğunu ifade ediyor. Ulaştıkları kitlelere, bunu altını çizerek anlattıklarını kaydeden Alyaprak, eleştirilerini ise şu sözlerle ifade ediyor: Tabanın yeni bir heyecan arayışı vardı fakat bunlar Erbakan’ın çocukları Fatih bey ve Elif hanımı dışlayıp, partiyi cami derneğine çevirdiler… Buna rağmen, olası bir erken seçimde Saadet Partisi’nin de yer alacağı bir ittifaka katılabileceklerini kaydeden Başkan Alyaprak, ‘’Diğer partilere açığız, onlara kapalıyız gibi bir düşüncemiz olamaz. Fakat, Milli Görüş’e sahip çıkamamalarıyla ilgili eleştirilerimizden de vazgeçmeyiz’’ dedi. Sanılanın aksine Saadet Partisi’nden ziyade AK Parti’den katılımlar olduğunu belirtti ve çok daha fazlasını röportajımızda söyledi.
Kısaca sizi tanımakla sohbetimize başlayalım, Necati Alyaprak kimdir?
Sivas’ta, 1966 yılında dünyaya geldim. 1969 yılında ailece Adana’ya yerleştiğimizden dolayı, kendimi Sivaslı’dan ziyade bir Adanalı olarak görüyorum. Üniversite eğitimimi Kayseri’de tamamladıktan sonra ticaret hayatına atıldım. Evli ve 3 çocuk babasıyım.
Siyasi hayatınız ne zaman ve nasıl başladı?
Babam Rahmi Alyaprak siyasetin içinde olan bir isimdi. Büyükşehir Belediye eski Başkanlarından Selahattin Çolak ile çalışmalar yürüttü, Demokratik Sol Parti İl Genel Sekreterliği yaptı, 1987 seçimlerinde milletvekili adayı oldu. Bu nedenle Bülent Ecevit’e karşı benim de bir ilgim ve sevgim vardı. 1988 yılında Necmettin Erbakan hoca ile tanışma ve davasını tanıma imkanı bulmuştum. Benimsemem çok zaman almadı ve o yıldan beri Refah Partisi, Fazilet Partisi, Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi çatıları altında Milli Görüş’e hizmet vermekteyim. Erbakan hocanın ardından Saadet Partisi’nin yürüttüğü siyaseti Milli Görüş ile bağdaştırmadığımdan uzak durmak zorunda kaldım. Bu süreç içerisinde Sayın Fatih Erbakan ön plana çıktı. Milli Görüşten anladığımız çizgiyi ve zihniyeti onda gördüm. Bu vesileyle ara verdiğim siyasete geri dönüş yaparak, 2018 yılında Yeniden Refah Partisi’nin kuruluşunda yer aldım. Partinin kurucular kurulu üyesiyim aynı zamanda.
Saadet Partisi’nden sizi uzaklaştıran unsurlar hakkında biraz detay paylaşabilir misiniz?
Erbakan hoca ile uzun yıllar siyaset yaptık. Kendisinin hiç kimseyi dışladığına ne tanık oldum, ne de işittim. Onun vefatından sonra yönetime gelenler Erbakansız bir siyaset oluşturma derdine düştüler. Erbakan hocanın çocukları Fatih beyi ve Elif hanımı davet edip sohbet programları düzenleyen teşkilatları görevden aldılar, onlara ilgi gösterenleri de barındırmadılar. Tabanın yeni bir heyecan arayışı vardı fakat bunlar partiyi cami derneğine çevirdiler. Erbakan hocadan sonra göreve gelen ilk genel başkan olan Mustafa Kamalak, Fetullah Gülen’e övgüler yağdırmaya başladı. Oysa, sağcısı-solcusu bütün herkes biliyor ki, Fetullah Gülen ile Milli Görüş birbirine tamamen zıttır. O teröristin kandıramadığı tek lider Erbakan hocadır. Erbakan hocadan sonra Saadet’i ele geçirenler, Feto’ya mehdiyeler dizmeye başladılar. Bu da gerçek Milli Görüşçülerin midesini bulandırmıştır.
Gerçek Milli Görüşçüler, Yeniden Refah Partisi’nde iseler, Saadet Partisi’nde kalanlar kimler şu an? Onları nasıl tabir ediyorsunuz?
Yaşanan olayları ve haksızlıkları detaylarıyla takip edenler partimize katıldılar, yüzeysel takip edenler ise orada kaldılar. Onlar da şöyle bir anlayışla kandırılıyor: Genel Merkez ne derse o dur. Biat kültürü vardır bizde… Bizde diyoruz ki; Hz. Hüseyin’i şehit eden Yezid’in askerleri de bu mantıkla gidip peygamber çocuklarını öldürdüler. Oysa, körü körüne itaat bizim inanç sistemimizde yok. Gerçekleri araştırıp öğrenen Saadet Partililer şaşırıp kalıyorlar ve partimize teveccüh göstermeye başlıyorlar.
Muhalif bir partinin temsilcisi olarak, Türkiye’de ana muhalefet olan solun siyasetini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Solda bir kimlik bunalımı yaşanıyor. Ancak bu yeni bir şey değil. Bu 70 seneden beri süregelen bir durum. Net olup bir şeye inandıktan sonra, o inandığınızı ortaya koyacaksınız ki güven oluşsun. Kendi oturmuş siyasi bir yapıları yok. Mesela Ayasofya tartışmalarında, içlerinden bir milletvekili çıkıp, ‘Sultanahmet de müzeye çevrilmeli’ diyor. Bu bir örnek. Solun gel-gitleri hep böyle… Ne yazık ki Kemalizm çok fazla istismar edildi. Atatürkçülük maskesi bürünenler en büyük zararı Atatürk’e verdiler. Yaptıkları her haksızlıktan, hukuksuzluktan Atatürkçü maskesi takarak dokunulmazlık kazanmaya çalışanlar oluyor. Bunlara geçit vermemeleri lazım.
Siyaset kulislerini erken seçim söylemleri meşgul ediyor. Muhalif kanadın oluşturduğu ve Saadet Partisi’nin de içinde yer aldığı bir ittifaka siz de katılır mısınız?
Bunları konuşmak için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Çünkü siyasette her şey bir günde değişebiliyor. Fakat şunu açıkça ifade edebilirim ki, Türkiye son yıllarda kutuplaşmadan çok çekti. ‘Benden olmayan hain’ tarzı bir görüş benimsendi. Bizim böyle bir siyasi anlayışımız yok. Görüş ayrılıkları olabilir ancak bu ülkenin büyük çoğunluğu vatanseverdir. Saadet Partisi de bizim için bir siyasi partidir. Diğer partilere açığız, onlara kapalıyız gibi bir düşüncemiz olamaz. Fakat, Milli Görüş’e sahip çıkamamalarıyla ilgili eleştirilerimizden de vazgeçmeyiz.
Saadet’e küsenlerin Yeniden Refah’a, Yeniden Refah’a küsenlerin Saadet’e gidip-geldiği bir süreç yaşandı mı hiç?
Daha çok, AKP’den bize bir katılım söz konusu. AKP’de siyaset yapanlar ise ‘Reisten sonra ki liderimiz Fatih bey’ diyor. Bu söylemleri sık duyuyoruz. Saadet Partisi’nin de aslında kitlesinden çok bir ismi var. Onlar, 300 bin oy almış bir parti konumunda biliyorsunuz. Şu andakiler o ismin mirasını tüketiyorlar. Saadet Partisi’nin tabanını hedef alan bir çalışmamız da yok zaten. 82 milyonun tamamını hedef alıyoruz.
Teşkilat yapınızla, kent içinde söz sahibi olacak bir konuma geldiğinizi düşünüyor musunuz?
Dünya rekoru sayılabilecek şekilde hızlı teşkilatlandık. Adana’da hazır konumdayız ve ülke genelinde de 3’de 2’yi tamamlamış durumdayız. Yani seçime girme yeterliliğine sahibiz. Teşkilatlanma çalışmalarımız son hızıyla devam ederken pandemi süreci her şeyde olduğu gibi bizi de etkiledi. Sekteye uğrayan çalışmalarımıza 3 ay aradan sonra yeniden start verdik. Bu sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum
Ben teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılar diliyorum.