Ekmek israfını kalite önler

Adana’da, ekmek ve unlu mamuller denilince akla ilk gelen firmalardan biri olan Kardeşler’in işletmecisi İbrahim Meşale, Türk insanının simit ve poğaçayı çok sevdiğini ancak bir o kadar da israf etmekten çekinmediğini dile getirdi. Meşale, israfın önüne geçilmesi için yapılması gerekeni şöyle anlattı; ‘’Eğer bir ürünü kaliteli şekilde üretirsek, o ürün israf edilmez. Bugün de yenilir, yarın da yenilir. Kurulduğumuz günden bu yana bu kriteri esas aldık.’’

Röportaj: Yener EKİNCİ

ADANA (BÖLGE) – İnsan beslenmesinde temel gıda olarak yerini koruyan ekmek ve unlu mamuller, tüketim grafiğini son yıllarda da artarak sürdürüyor. Ürünlerin hem kolay ulaşılan, hem de besleyici bir gıda maddesi olması, ekonomide ciddi bir pazar oluşturuyor. Hal böyle olunca da, neredeyse adım başı bir fırına rastlamak da mümkün oluyor. Tüketiciye de, bunların içinden iyisi ayıklamak görevi düşüyor.  İşlerini iyi yapan, ürünlerini kaliteli ve temiz bir şekilde müşteriye sunan firmalar, vatandaşlar arasında kısa sürede isim yaparak büyüyorlar. Kardeşler Unlu Mamuller ve Ekmekçilik de bu işletmeler arasında yer alıyor. Bir merkez ve iki şubeyle 7/24 hizmet veren firmanın işletmeciliğini İbrahim, Yusuf ve Mehmet Meşale kardeşler yapıyor. Takımın kaptanı ise İbrahim Meşale…  Firmanın, Turgut Özal Bulvarı, Anadolu Lisesi civarında ki merkezine konuk olduk. Özenli ve düzenli yapısıyla dikkat çeken işletmeye çok emek verildiğine gözlerimizle şahit olduk. Bizleri de müşterileri gibi sıcak bir ortamda ağırlayan İbrahim Meşale ile samimi bir röportaj gerçekleştirdik.   İşte o röportaj: 

Sizi kısaca tanımakla sohbetimize başlayabilir miyiz?

Dedem, Kafkasya’dan 1948 yılında Adana’ya göç etmiş. Bende, 1980 yılında Adana’da dünyaya geldim. İlkokulu tamamladıktan sonra yaşadığımız maddi sıkıntılar nedeniyle, aile bütçesine katkı sağlamak için eğitimime son vermek zorunda kaldım. Bir unlu mamuller fırınında çırak olarak işe başladığımda, seneler 1997’yi gösteriyordu. İşimi o kadar severek ve fedakarlıkla yapıyordum ki, bir yıl sonra kalfalığa kadar yükseldim. Kısa süre sonra ise artık bir ustaydım. Vatani görevimin ardından, 2002 yılında, çalışarak biriktirdiğim sermayeyi koyarak, bir ortak ile Baraj Yolu’nda 100 metrekarelik bir işyeri açtım. Buranın ticari hayatı 3 yıl sürdü. 2005-2007 yılları arasında taşımacılık işiyle uğraştım ancak başarılı olamayınca kendi mesleğime geri dönüş yaptım. Baraj Yolu’nda ortağımla devrettiğim yeri bu defa tek başıma devraldım. Aynı dönemde Bursa’da da 3 tane işyeri açtım. Fakat işler istediğim gibi yürümedi ve ne yazık ki iflas yaşadım. Adana’da, 4 ay kadar usta olarak çalıştıktan sonra Baraj Yolu’nda ki işyerine bu kez yeniden ortak oldum.  8 ay sonra da tamamını satın aldım ve kısa bir süre sonra da, 2012 yılında Turgut Özal Bulvarı’na şube açtım. Çukurova Üniversitesi kampüsünde ve Tarsus’ta biri şubemiz daha bulunuyor. Kardeşlerim Yusuf ve Mehmet Meşale ile aile firması olarak işletmecilik yapıyoruz. Evli ve 3 çocuk babasıyım.

İşletmenizde olmazsa olmazlarınız nelerdir?

Hiçbir başarı tesadüf değildir. Markamızı oluştururken zorluklarla karşılaştık, sektörde sıkıntılar çektik. Hani derler ya büyüklerimiz “Cefa çekmeden sefa sürülmez.” O yüzden sektörün cefasını da çektik, cefasını çektikten sonra altyapıyı devam ettirerek, süreci daha iyi hale getirmeye çalıştık. Geniş bir üretim alanımız var. Altyapınıza yatırım yaparsanız başarı kendiliğinde gelir. Kaliteli üretim, sağlıklı üretim, hijyenik üretim önceliğimiz arasında. Bunlardan kesinlikle taviz vermiyoruz.

Mağazanızda kaç çeşit ürün bulunuyor?

Simit, ekmek, poğaça çeşitleri, kuru pasta, yaş pasta çeşitleri, dondurma, bici bici, sütlaç, içecekler olmak üzere yelpazemizde 100’e yakın ürün yer alıyor.

Toplam kaç çalışanla hizmet veriyorsunuz?

Virüs salgınından önce 32 mevcudumuz bulunuyordu. Şu an 14 çalışanımız var. Hayat yavaş yavaş normale dönmeye başlıyor. Bu nedenle çalışan sayımızı yeniden 32’ye çıkarmayı planlıyoruz. Aslında benim hedefim 100 personelle çalışmak. Kısmetse onu da göreceğiz.

Adana’da Kardeşler adı altında unlu mamul işletmelerine sık rastlıyoruz. Sizi diğerlerinden nasıl ayırt edebiliriz? 

Adana’da, Kardeşler olarak iki firma bulunuyor. Onlar da Kardeşler Unlu Mamuller yazar, bizimkinde ise Kardeşler Ekmekçilik ve Unlu Mamuller ibaresi yer alır. Diğer Kardeşler ile bir ortaklığımız ve akrabalığımız bulunmamaktadır.   

Adana insanının unlu mamullere olan talebi nasıl?

Bu işi Bursa’da da yaptım. Farklı şehirlerde çalışan meslektaşlarımla da görüşüyorum. Adana kadar tüketimi fazla olan başka bir şehir olduğunu düşünmüyorum. Adana insanı simit ve poğaçayı gerçekten çok seviyor. Ben bunu biraz da ekonomik sebeplere bağlıyorum. Bir simit ve bir çaya 3 lira vererek karnını doyuruyor.

Tüketiciler tarafından özellikle poğaçaların malzemelerinden kısıldığı, peynir, zeytin gibi içeriğin az miktarda olduğu söyleniyor. Bunun hakkında ne söylemek istersiniz?

Adana’da 100 tane unlu mamul fırını varsa iddia ediyorum malzemeyi hepsinden bol kullanan bizizdir. Çünkü amacımız fazla para kazanmak değil müşteriyi memnun etmektir. Zaten o nedenle bir gelen, bir daha bizim dışımızda başka yerden alışveriş yapmıyor.

Değindiniz ama özetlemek gerekirse başarının sırrı sizce nedir?

Başarının anahtarı, başaracağınıza inanmak ve yaptığınız işe aşık olmaktır. İşimize olan aşkımız ve başaracağımıza olan inancımız bizi zirveye taşıdı. Biz börektede en iyisiyiz, yaş pasta da en iyisiyiz, ekmekte de en iyisiyiz. Hiçbir ürünü birbirinden ayırmıyoruz. Her ürüne aynı argeyle aynı inovasyonla yaklaşıyoruz. Bizim firma olarak ilk denetçimiz müşterimizdir. Müşterilerimiz istediği zaman, istediği vakitte,  üretim merkezimize gelip, gezebilirler.

Sektörde yaşadığınız sorunlar nelerdir?

Her sektörde olduğu gibi merdiven altı ürünler kanayan yaramız. Bununla ilgili bizim sektörde de sıkıntılar var. Yerel yönetimlerin bununla ilgili yapması gereken denetimler var. Pazara gittiğiniz zaman bakıyorum, adam pazarda köy ekmeğini koymuş satıyor. Vergi yok, belge yok, izin yok. Böyle sıkıntılı süreçler var. Daha birçok daha örnek verebilirim. Şimdi burada yerel yönetimlere çok büyük iş düşüyor.

Hamur işlerinin israfa yatkın olması hakkında neler söylemek istersiniz?

Ben şöyle söylemek istiyorum. Ülkemizde yüksek miktarda israf var. Unlu mamuller bazında baktığımız zaman bu israfın ana nedeni kaliteli üretim yapmamaktır. Eğer bir ürünü kaliteli şekilde üretirsek, o ürün israf edilmez. O ürün bugün de yenilir, yarın da yenilir. Çünkü; kaliteli üretmişsin sen onu. Ama kalitesiz ürettiğin zaman o zaten bayatlıyor, yenmiyor israf ediliyor. Ülkemizde şuan baktığımız zaman 1 yılda yaklaşık 20 milyar adet ekmek israfımız var bizim. Bu büyük bir sıkıntı.

Hiç şikayet aldığınız oluyor mu?

Sık sık teşekkür alıyoruz. Sıkıntı olmuyor mu? İllaki oluyordur. Sorunu hemen sıcağı sıcağına çözmeye çalışıyoruz. Bu zamana kadar mutsuz ayrılan bir müşterimiz olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Son olarak, bu röportajı okuyup da alışverişe gelen gazetemiz okurları için özel bir indirim yapmanız söz konusu olabilir mi?

Bütün hizmetlerimizden seve seve yüzde 20 indirim sağlayabiliriz.

Bu sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim

Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor