Eskinin sekreter hastalığı “Karpal Tünel”
ADANA (İHA) – Avrupa Hospital Adana Hastanesi El Cerrahisi ve Mikro Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Bicik, elin en önemli siniri olan “median” sinirinin sıkışması sonucu ortaya çıkan ve eskiden daktilo kullananlarda sık görüldüğü için “sekreter” hastalığı olarak bilinen “Karpal Tünel Sendromu”nun, tedavi edilmediğinde ilerleyen dönemde kalıcı sorunlara neden olabileceğini bildirdi.
Op. Dr. Ahmet Bicik, günlük yaşantıda en önemli organlardan biri olan ellerin sağlığını tehdit eden en önemli hastalığın “Karpal Tünel” olduğunu, bu rahatsızlığı geçmişte daktilo kullanımı tetiklerken, günümüzde ise ofis çalışanlarında mause kullanımından kaynaklanabildiğini söyledi.
“Karpal Tünel”in 40 yaş üzerindeki kadınlarda daha sık görüldüğünü belirten Op. Dr. Ahmet Bicik, “10 kadına karşı 1 erkekte görülen bu hastalıkta kadınlardaki öströjen hormonları etkili oluyor. Kadınlarda yumurtalıklar tarafından salgılanan östrojen hormonunun inişli çıkışlı grafik çizmesi hastalığın oluşmasına yol açabiliyor. Menopoz sonrasında ise bu hormon daha da azaldığı için kadınların yüzde 60’ından fazlasında görülüyor” dedi.
Belirtileri
Op. Dr. Ahmet Bicik, elde üç sinir bulunduğunu ve bunların en önemlisinin tam ortada bulunan median siniri olduğunu, bu sinirin el bileğinde sıkışması sonucu ortaya çıkan hastalığın, işaret parmağı ve orta parmakta uyuşma ve karıncalanma gibi şikayetlere yol açtığını belirterek, şunları kaydetti:
“Hangi el daha aktif kullanılıyorsa bu rahatsızlık o elde daha sık görülüyor. Bu orta sinir kanala benzer bir yapının içinde olur. Bunun içinde üstte bir bant vardır. Hanımlarda hem eli çok kullanma hem de hormonal değişikliklere bağlı olarak sinirin etrafındaki kılıf kalınlaşır. Bu kılıf kronik travmaya bağlı olarak da kalınlaşabilir. Bilek kanalının içerisinden sadece sinir geçmez. Beraberinde parmaklarımıza gelen her bir parmağımız için bükücü tendonlar vardır. Bunlar da bu kanalın içinden giderler. Bunların etrafında kayganlığı sağlayan bir zar vardır. Zarın da hormonal etkenlere bağlı kalınlaşması ve kayganlığının azalması hareketlerde güçlüğe ve uyuşmaya yol açar.”
Op. Dr. Ahmet Bicik, esas rahatsızlık parmaklarda olmasına rağmen ağrının bilekte başladığını ifade ederek, “Hastalarımız bize ‘parmaklarım uyuşuyor’ diye gelir. Yani sıkıştıran bölge el bileği, klinik olarak kendini gösterdiği yerler parmaklardır. Hastalarımız çoğunlukla çaydanlığı, sürahiyi kaldırırken elinin boşluğa düştüğü hissine kapılmasından ve elinin güçsüzleşmesinden şikayet eder” şeklinde konuştu.
Tedavi
Hastalığın tedavisinde ilk etapta hiçbir zaman cerrahi müdahaleyi düşünmediklerini, ilaçlı tedavinin ise sadece geçici olarak ağrıyı dindirse de sürekli iyileşme sağlamadığını anlatan Op Dr. Ahmet Bicik, “Bu nedenle tercihimiz fizik tedavi oluyor. Fizik tedavi sonuç vermezse bir takım tetkiklerle sorunun boyutunu tespit ediyor, ona göre cerrahi müdahaleye karar veriyoruz. Hasta yakınmaları ve EMG sonuçları bizi yönlendirir. Artık cerrahi boyuta gelmiş ve bu operasyon yapılmadığında hastanın yaşam kalitesi düşecekse hastamıza bunu öneriyoruz” diye konuştu.
Op. Dr. Bicik, cerrahi müdahale gerekmesine rağmen eğer hasta bunu kabul etmiyorsa ilerleyen dönemlerini büyük bir risk altına girdiğini belirterek, “Çünkü, bu rahatsızlık ilerleyen dönemde elin tamamen kullanılamaması gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Zira, hasta tedavi olmazsa sorun oluşan bölgenin belirli bir dejenerasyona direnci vardır. Bir siniri elektrik kablosuna benzetebiliriz. İçindeki bakırların dışındaki plastik tarafından boğulduğunu düşünün. Yapılan baskı median sinirini öldürür. İşte o zaman kalıcı sorun başlar” dedi.
Op. Dr. Ahmet Bicik, tedavisi son aşamada bile basit bir operasyonla gerçekleşebilen, hastanın aynı gün taburcu olabildiği Karpal Tünel Sendromunun kişiyi bu hale getirmesinin acı birşey olacağını, bu yüzden bu şikayetleri bulunan hastaların mutlaka uzman bir hekime başvurması gerektiğini sözlerine ekledi.