CHP KÜLTÜRÜ

Aslında yanlış, CHP lideri sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak kürsüye davet ettiği, sayın Muharrem İnce’ye “Gel bakalım Muharrem” diyerek kürsüye davet etmesiyle başlamıştı..

Bir siyasi parti liderinin Cumhurbaşkanı adayına o şekildeki hitabı  kamuoyu önünde küçük düşürücü, değersizleştirici, kerhen gibi algılara yol açmıştı..

Sanıyoruz o dönem eli taşın altında olan sayın İnce kan kusmuş, “Kızılcık şurubu içtim” demiş,  olağanüstü bir gayretle ve şahsında CHP’nin oyunu yüzde 31’e yükseltmişti..

Bugün oy oranı yüzde 22’ler civarında olan CHP, geçtiğimiz günlerde kurultayı topladı, yeni yönetimini belirledi.. Peki sayın Genel Başkan, “Gel bakalım Muharrem” diye kürsüye davet ettiği CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yle herhangi bir temas kurdu mu? HAYIR..

Bir talebi olup olmadığını sordu mu? HAYIR       

Bir önerisinin olup olmadığını sordu mu? Hayır

Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı  adayı olarak ilan ettiği sayın İnce’yi YOK saymış mı? EVET..

Tüm bunlar olurken sayın İnce, sessiz kalmış, kamuoyuna bir açıklamada bulunmamış, partiyi ya da Genel Başkanı hırpalayacak bir söz sarfetmemiş ve sessizliğini korumaya devam etmiştir…

Birkaç gündür sayın Muharrem İnce’nin CHP’den koparak yeni bir parti kuracağı şeklinde haber ve yorumlar yapılmaktadır..

İlginç tarafı, CHP’den ya da  sayın lideri Kılıçdaroğlu’ndan herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi, sayın Muharrem İnce’den de bu konuda açıklama gelmemiş, ancak gazete ve televizyonlarda haber ve yorumlar artarak devam etmiştir.

“Tırnak içinde Hatırlatalım, CHP Genel Başkanlığı’na adı geç en İstanbul Barosu eski Başkanı Ümit Kocasakal da bir televizyondaki tartışma programına katıldığı için  CHP’den ihraç edilmiştir.”

Demek istediğimiz şudur;

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Potansiyel rakip olduğunu hissettiklerini ya etkisizleştirmekte, ya da ihraç ederek ilişkisini tamamen koparmakta” görüşü toplumda  giderek yaygınlaşan bir görüş haline gelmiştir.. Bu manzara iyi bir manzara değildir.

Oysa, CHP’de demokrasi her zaman ön planda olmalıdır, aksi düşünülmemelidir..

Bakınız gazeteci-yazar Güneri Civaoğlu anısında Merhum İnönü’nü ve Ecevit’i kısaca nasıl anlatıyor;

XXX   XXX  XXX

 “CHP’nin iki kurucusundan biri ve Atatürk’ün ölümünden sonra 35 yıl genel başkanı olan İsmet İnönü, Kurultayda seçimi kaybetmiştir. Onun eski genel sekreteri genç Bülent Ecevit’le çarpışmış ve genel başkanlığı Ecevit kazanmıştır. O günü anımsıyorum. Ecevit önünden geçerken, 90’lı yaşlarındaki İsmet İnönü ayağa kalktı, kostümünün düğmelerini özenle ilikledi, yeni Genel Başkanın elini sıkarak, nezaket duruşunda onu tebrik etti. Az önce Ecevit’in Genel Başkan seçildiği açıklandığında patlayan alkış yağmuru, İsmet Paşa’nın bu büyük jestiyle alkış sağanağına dönüştü. Ecevit taraftarlarının sevinç gösterileri ve sloganları atılırken, koltuğunda, Paşa “yel karşısında bir kaya” gibiydi. Demokrasinin bir aşamasını daha içselleştiriyordu. Nazik, dik ve vakur. Türkiye’yi, tek parti cumhuriyetinden, çok partili parlamenter demokrasiye geçiren İsmet Paşa, 1950 seçimlerini kazanan DP’ye yönetimi devrederken de gene bu nazik, dik, vakur görümündeydi. Demokrasinin kurucusu, demokrasi kurallarına uymayı görev biliyordu. İşte CHP kültürü”

XXX   XXX  XXX

Evet.. CHP’ye Genel Başkan olanlar ya da olmak isteyenler önce CHP kültürünü bilmek durumunda değil, zorunda olmalıdırlar.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor