HAVUZLARIN YAKIŞIKLI EFENDİSİ: ERGÜVEN MERKEZLİ (KASNAK ERGÜVEN)

HAZIRLAYAN: Ramazan ŞANIVAR

Ergüven Merkezli 13 Haziran 1942 yılında Adana’da doğdu. İlk ve ortaokulu Tepebağ Okulu’nda tamamladı. Daha sonra Tarihi Adana Erkek Lisesi’nden mezun oldu. Okul dönemlerinde boyunun uzun, fiziğinin iyi olması nedeniyle başta basketbol olmak üzere çeşitli spor dallarıyla yakından ilgilendi. Daha sonra ki yıllarda yüzme ve sutopuna ağırlık vererek önemli dereceler elde etti. Ellerinin büyük olması ve kollarının uzun olması nedeniyle arkadaşları tarafından “Kasnak Ergüven” lakabı takılmıştı.

Özellikle sutopunda başta 1971 İzmir’de gerçekleştirilen Akdeniz Oyunları olmak üzere, Bulgaristan’ın Başkent’i Sofya ve Romanya’nın Başkent’i Bükreş’te gerçekleştirilen Balkan Şampiyonaları’nda sutopu milli takımının kalesini uzun yıllar başarıyla korudu. Ayrıca Efsane sporcu Muharrem Gülergin’in kaptanlığını ve antrenörlüğünü yaptığı, ayrıca 17 mağlubiyet görmeyen Yenilmez Armada unvanını alan Demirspor sutopu takımında Aytaç Pekkoçak’tan sonra da kalesini korumuştu. İyi sporcu olduğu kadar, arkadaş canlısı, iyi dost,  bilgili, deneyimli, herkes tarafından sevilen ve sayılan donanımlı biriydi.

Ergüven Merkezli, daha sonra ki yıllarda Çukobirlikspor Takımı’nda Ünsal Fikirci ile birlikte yüzme ve sutopu antrenörlüğü yaptı. Bunun yanı sıra Hasan Baysaler ile birlikte uzun yıllar deplasmanlı hentbol liginde mücadele eden Çukobirlikspor’da yöneticilik yaparak emekli oldu.

ZERRİN MERKEZLİ EŞİNİ ANLATTI

Zerrin Hanım sanıyorum siz İstanbullusunuz Ergüven Merkezli ile nasıl tanıştınız ve evlendiniz ?

Ergüven, İstanbul’da Fenerbahçe’de Petek Otel’de Sutopu Milli Takımı ile kamp yapıyorlardı. Hatta Adana’dan Mustafa-Erdal Acet kardeşler, Ünsal Fikirci ve Ayhan Karataş ta vardı. Ben de Atatürk’ün son yıllarda sağlığıyla yakından ilgilenen hemşire Sadiye hanım ile otelin kafesinde oturup kahve içerek sohbet ediyorduk. Ergüven, öncelikle Atatürk sevgisi nedeniyle masamıza gelerek Sadiye hanıma Atatürk’ü anlatmasını rica etti. Hayranlıkla dinledi ve zaman zaman gözleri doldu. Bu arada hayli yakışıklı, bakımlı, ağırbaşlı birisi olduğunu fark ettim. Benimle de ilgilenmeye başladı. Yarın yine otele gelmemi istedi. Yok diyemedim. Çünkü, Ergüven’in ciddi olduğunu hissettim. Milli takım kampı bitince Ergüven gitti. Daha sonra Ergüven benim için özel İstanbul’a yeniden geldi. Aileler tanıştı. Önce nişan, ardından düğün yaptık.

Ergüven Merkezli nasıl bir eşti. Ayrıca kaç çocuğunuz oldu ?

Öncelikle yanlış anlaşılmasını istemem. Adana’yı ve Adanalıları çok seviyorum. Ergüven, sanki Adanalı değildi. Çok kibar, nezaketli, her konuda bilgi sahibi. Donanımlı biriydi. Ergüven sayesinde Adana’yı çok sevdim. Adana yemeklerini öğrendim.  Sıcakkanlı olan Adanalılardan çok sağlam dostlarım oldu. Halen görüşüyoruz. Cenk, Mustafa ve Ceyda adında 3 çocuğum var. Üçü de iyi konumdalar. Babalarının izinde yürüyorlar. Beni asla ihmal etmiyorlar. Yolları açık olsun.

Ergüven Merkezli çok erken vefat etti. Daha sonra ne yaptınız ?

Ne yazık ki Ergüven 50 yaşında vefat etti. Çocuklarımın hepsi çok küçüklerdi. Asla kötü bir alışkanlığı yoktu. Sigara içerdi. En iyi dostları yine spor ailesinden Ünsal Fikirci, Hasan Baysaler ve diğer arkadaşları vardı. Onlarla birlikte olmaktan büyük keyif alırdı. Erken kaybetmemiz nedeniyle uzun süre kendimize gelemedik. Çocuklar çok olumsuz etkilendi. Yapacak bir şey yoktu. Buna alışmamız gerekirdi. Ergüven’in hatıralarıyla yaşamımızı sürdürüyoruz. Dünya’ya bir daha gelsem kesin Ergüven ile yeniden evlenir ve yine Adana’yı seçerdim.

KIZI CEYDA GÖZLERİ DOLARAK BABASINI ANLATTI

Ceyda, baban spor ailesi içinde sevilen ve sayılan birisiydi. Baban ile ilişkilerin nasıldı. Ergüven Merkezli nasıl bir babaydı?

Babam benim idolüm ve kendime model aldığım en değerli varlığımdı. Babam öldüğünde henüz 12 yaşındaydım. Beni erkek gibi yetiştirmişti. Her şeyin farkındaydım. Çok erken ve zamansız vefat etti. Çok kitap okurdu. Bana da kitap okuma alışkanlığı edindirdi. Hatta ilk aldığı kitap görgü kuralları kitabıydı. İnce düşünceli, ışıklı, kırılgan ve duygusaldı. Bilgili, kültürlü, sosyal, donanımlı biriydi. Ailesini çok severdi. Yemekte herkesin evde olmasını ve aynı saatte yemeğe oturmamızı isterdi. Yemekte sohbet etmeyi çok severdi. Türk kahvesini çok severdi. Özellikle küçük yaşlarda kahve yapmayı babam için öğrendim. Benim yaptığım kahveyi büyük keyifle içerdi.

Siz spor yaptınız mı? Babanızın spor geçmişiyle ilgili neler biliyor sunuz ?

Babam küçük yaşlarda bizlere yüzme öğretti. Yarışlara da katıldım. Babamın her yaptığınla gurur duyduğum gibi spor sayesinde mutlu olduğunu ve tanındığını gayet iyi biliyorum. Yüzücü arkadaşlarının büyük bölümünü tanıyorum. Hepsi babamı sever ve sayardı. Özellikle havuz görevlileri bile babama ayrı bir yakınlık gösterirlerdi. Bir gün simit yiyordum. Babam tek başıma yediğim için bana kızdı ve tüm görevlilere simit almamı istemişti. Babamın en büyük özelliği mütevazı olmasıydı. Her zaman yoksullara yardım etmeyi severdi. Cebindeki parayı arkadaşlarınla paylaşırdı. Bir tarafa altın veya dolar atayım düşüncesi asla olmadı. Para yerine dost biriktirdi. Kazandığı paraları giyime ve kitaplara harcardı. KDV fişleri vardı bir zamanlar vergi iadesi. Onunla uğraşmak istemezdi. Ben fişleri doldurur zarfa koyardım. Gelen iade parayı bana verirdi. 

Babanız hangi takımı tutardı? Futbola merakı varmıydı. Fanatikmiydi ?

Babam koyu ve hasta bir Galatasaraylıydı. Sarı-kırmızılı takımın maçlarını kaçırmazdı. Biraz fanatik tarafı vardı. Galatasaray kazandığında Fenerli ve Beşiktaşlı arkadaşlarını kızdırırdı. Babamdan dolayı Galatasaray Kulübü üyesi olmak için form doldurdum. Şaka yapmayı çok severdi. Beni de zaman zaman maçlara götürürdü. Adeta arkadaş gibiydik. Fotoğraf çektirmeyi ve övünmeyi hiç sevmezdi. Bunu yapanlara da kızardı. Apartmanın kapıcısı Nusret amca vardı. Ona asla kapıcı denilmesini istemezdi. Görevli dememizi isterdi. Babam için erken yaşlarda ütü yapmayı öğrendim. Her gün geleceği saatlerde balkondan veya pencereden bakarak terliğini hazırlardım. Özel bir insandı. Boğazda rakı içmeyi ve balık yemeyi severdi. Onun anısına eşimle boğaza giderek rakı-balık yapıyoruz. BMW 4X4 Jip severdi. Şükürler olsun jipimiz de oldu. Jipi kullanırken babam yanımda gibi düşünüyorum.

Nasıl bankada üst düzey yönetici oldunuz ? Küçükken öyle bir hedefiniz varmıy dı ?

Bir gün babamla bankada bir işimiz vardı. Sonradan müdür olduğunu öğrendiğimiz bir kadın güzel bir arabayla bankaya geldi, kapısını görevliler açtı ve etrafına talimatlar yağdırmaya başladı. Babam bana dönerek “Sana banka müdürlüğü uygun ayrıca yakışır” dedi. Samimi söylemem gerekirse bundan etkilendim ve hayalini kurmaya başladım. Babamın her söylediğini yerine getirmeye çaba gösterdim. Tanrıya şükürler olsun şu anda özel bir bankada üst düzey yönetici konumdayım. Babam inanıyorum ki benimle gurur duyuyor. Fırsat buldukça annem ve kardeşlerimle mezarına giderek dualar ediyoruz. Mekanı cennet olsun. Herkese iyiliği olmuştur.

-YÜZME OTORİTESİ POLİSÇİ, ERGÜVEN MERKEZLİ’Yİ ANLATTI

Yüzme Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana İl Temsilcisi Avukat Ruhi Polisçi, Merhum Ergüven Merkezli’ye yüzmeyi kendisinin öğrettiğini belirterek şunları söyledi:

“Ergüven Adana’nın köklü ailelerinden birisinin çocuğu. 1954 yılında 12 yaşında fiziği düzgün olan kolları uzun olan Ergüven’i kardeşim Selçuk Polisçi ile ilk kez havuza ben götürdüm. Yüzmeyi de her ikisine ben öğrettim. Özellikle kolları uzun olduğu ve bacakları, makası güçlü olduğu için sutopuna yönelmesini sağladım. Önce Karataşspor, daha sonra da Demirspor’da uzun yıllar yüzdü ve sutopu oynadı. 1971’de Romanya’da Balkan Şampiyonası için Türk Milli Takımı üçü kaleci toplam 12 gün İstanbul’da kampa alındı. 2 önemli sutopu kalecimiz Turgay Şenyüz ile Ergüven Merkezli kadroya alınmamıştı. O dönemlerde Yüzme ve Sutopu Federasyonu’nun Beyoğlu’nda bürosu vardı. Yönetim kurulu üyesi ve Adana’nın sorumlusu olarak Federasyon Başkanı’nın odasına girerek özellikle Ergüven Merkezli’nin çok formda olduğunu milli takım hazırlık kampına alınmasını istedim. Haluk Toygarlı Ahmet Tekant ve Orhan Elberger’in yanı sıra Ergüven’in de kadroya alınması, aksi halde istifa edeceğimi söyledim. Ayrıca, Ergüven’in başarısız olması halinde kamp harcamalarını ödeyeceğimi söyledim. Büyük tartışmalarının ardından kaleci sayısı 4 oldu. Ve Ergüven Romanya’da yapılacak Balkan Şampiyonası kadrosuna alındı. Bükreş’teki Balkan Şampiyonası’nda Ergüven turnuvanın en başarılı kalecisi seçildi ve bu nedenle kupa da verildi. Turnuvada 3. olan Bulgaristan’ın ünlü hocası “Bizim kalemizde Türk Ergüven gibi biri olsaydı kesinlikle şampiyon olurduk” dedi. Daha sonra Federasyon Başkanı Fehiman Akdağ, benim ve Ergüven’in gönlünü almıştı. Ayrıca Ergüven insan olarak da çok kibar, nezaketli, düzgün birisiydi. Çok erken kaybettik.”

-HAKSIZ YENİLGİYE DAYANAMADI

Manş Denizi’ni rekorla geçen milli yüzücü ve sutopucu Erdal Acet, Ergüven Merkezli’nin çok iyi sporcu olduğu kadar arkadaşlarıyla ilişkileri, dostluğu ve nezaketiyle havuzda ve kentte çok sevildiğini söyledi. Acet, Merkezli’nin haksızlığa hiç tahammül gösteremediğini belirterek İzmir’de Sutopu Türkiye Şampiyonası’nda yaşananları şöyle anlattı:

“17 yıl üst üste mağlubiyet yüzü görmediği için “Yenilmez Armada” unvanını alan Adana Demirspor’un sutopu takımının kalesini Ergüven koruyordu. Hayli de başarılı maçlar çıkartıyordu. İzmir’de Demirspor ile ezeli rakibimiz İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü ile final maçı oynayacağız. Maçı İtalyan hakem yönetiyor. Maç 4-4 golü atan Türkiye şampiyonu olacak. Kötü niyetli hakem bizim akınlarımızı sürekli keserek galip gelmemizi engelledi. Hiçbir faul yokken bir de penaltı yarattı. Maçtan 5-4 yenilgiyle ayrılarak Türkiye ikincisi olduk. Maçtan sonra hatasını bilen hakem hemen soyunma odasına kaçtı. Hepimiz son saniyelerde kaçan şampiyonluk için ağlamaya başladık. Haylli duyarlı olan ve haksızlığa hiç gelemeyen Ergüven soyunma odasında cama yumruğunu vurdu. Eli, bileği kanlar içinde kaldı. Hemen hastaneye kaldırdık. Daha sonra tüm takım olarak hastaneye giderek Ergüven’i yalnız bırakmadık. Mekânı cennet olsun. Ergüven’i çok erken kaybettik.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor