ŞİRİN AKSOY ADALET ARIYOR

Öncelikle müvekkilimin yargılandığı Adana 8.AĞır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı K.S.’in kardeşi V.S. ve onun ortağı, hükümlünün oğlu Fırat Aksoy’a ait TuranGüneş Bulvarı 29/B Yıldız/Çankaya/Ankara adresinde bulunan Okyanus Group adlı işyerine 13.02.2008 tarihinde gelerek hükümlünün müdafii Av.Bayram Yüksekkaya ile görüşmüşlerdir. Bu görüşmede kendilerinin yargılamanınseyrini değiştirebileceklerini, kardeşinin mahkeme başkanı olduğunu, ayrıca heyeti de kendi istedikleri şekilde oluşturabileceklerini, Hakim D.Ş.’i de yakından tanıdıklarını, diğer hakimlerden birinin olmadığı bir gün kendi heyetlerini kuracaklarını ve bu heyetle Mehmet Şirin Aksoy’u beraat ettirebileceklerini söylemişler, ancak bu söylediklerinin yerine getirilebilmesi için kendilerine 10milyon TürkLirası vermeleri gerektiğini söylemişlerdir. Eğerbu para kendilerine ödenmezse Mehmet Şirin Aksoy’un büyük bir cezayla karşılaşacağını, savunma dahi yaptırılmayacağını dile getirmişlerdir. Bayram Yüksekkaya bu bedelin kendilerine ödenmeyeceğini bu tarz usulsüzlüklere bulaşmayacaklarını söylemiş bunun üzerine Reis K.S.’in kardeşi V.S. ve onun ortağı ‘olacaklara karışmayız, bunu siz istediniz’ diyerek işyerini terk etmişlerdir.
(V.S’ın parayı istediği tarihlerde blankalara çokborcu bulunmaktadır. Bu resmi kayıtlarda da mevcuttur.)
Ayrıca bahsi geçen yüksek miktardaki paranın sadece kendilerine ait olmadığını himmet adı altında yardım yapılacağını belirtmişlerdir. (Bahsi geçen hakimlerden reisliğini K.S.’ınyaptığı heyette başkan vekili olan D.Ş. paralel yapıya yardım suçlamasıyla açığa alınmıştır. Bu da karar veren hakimlerin neye ve nereye hizmet ettiklerini aleni şekilde göstermektedir.
Bu durum; hükmün açıklandığı anda anda sanık Mehmet Şirin Aksoy tarafından mahkeme salonunda “Kardeşin bize 5 sefer geldi, para verseydik karar böyle olmazdı, görüntüleri göndereceğim, sana da bir gün gerçek adalet lazım olacak” denilmek suretiyle dile getirmiş ve durum mahkeme heyetine tutanak altına alınmıştır. (EK-1)
Ancak mahkeme heyeti tarafından tutanak altına alınan bu beyanlar tutanağın düzenlendiği gün yapılan duruşmada söylenenlerin iftira niteliğinde olduğunu belirtmek ve mahkeme tarafından müvekkile karşı iş bu beyanlardan dolayı suç duyurusunda bulunmak maksadıyla tutanak tutulmuştur. Zira mahkemenin böyle bir durumda tutanak mevcut olduğu halde uzunc abir süre (11 yılı aşkın bir süre) geçmiş olmasına rağmen suç d uyurusunda bulunmamaşlardır. Hali hazırda mevcut herhangi bir suç duyurusu da bulunmamaktadır. Müvekkilin iddiaları ve söylemleri karşısında tutanağa geçirilip de gereğinin yapılmaması (Suç duyurusunda bulunulmaması) eşyanın tabiatına aykırılık taşımaktadır.
Mahkeme hakimleri aslında olayın üzerini örtmek için suç duyurusunda bulunmamışlardır.
Malumunuz olduğu üzere yapılacak soruşturmada; deliller toplanılacak, derinlemesine araştırmalar yapılacaktır. Ve bu soruşturma ve araştırmalar neticesinde rüşvet olgusunun ortaya çıkmasından korkan hakim K.S. ve K.A. kasten suç duyurusunda bulunmamışlardır. Sadece bu husus dahi müvekkilimden rüşvet istendiğini açıkça gözler önüne sermektedir.
Ancak ne yazık ki bu görüntülere şimdiye kadar ulaşma olmamıştır. Yaptığımız detayla araştırmalar neticesinde ekte sunduğumuz görüntülere şu anda ulaşmış bulunuyoruz.
Ekte sunmuş olduğumuz işyeri kamera görüntülerinde (EK-2) de açıkça anlaşılacağı üzere olay tarihi olan 13.02.2008 tarihinde yukarıda zikredilen şahıslar işyerine gelmiştir. İşyerinin giriş katında bulunan kameranın kaydettiği görüntülere göre şahıslar saat 12:40:39 ve 12:40:50 saniyeleri arasında işyerine giriş yapmışlardır. Daha sonra üst katta bulunan Bayram Yüksekkaya’nın yanına çıkmışlardır. (EK-3) Şahıslar Bayram Yüksekkaya’nın yanına vardıklarında Mehmet Şirin Aksoy’un kardeşi Ali Aksoy ve işyeri yetkilisi Ergün Şahin de ordadır ve şahıslarla Av.Bayram Yüksekkaya’nın buluştuklarına şahit olmuştur. Şahıslar yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından üst katta yer alan kamera kayıtlarına göre 13:10:06 ve 13:10:17 saniyeleri arasında üst kattaki koridordan yürüyerek alt kata inmişler, alt kattaki kamera kayıtlarına göre de 13:10:25 ve 13:10:45 saniyeleri arasında çıkış yapmışlardır.
Bunlarla beraber Hakim K.S. karar duruşmasından önceki Cuma günü sanığın hem vasisi hem avukatı olan Süleyman Ekren’i adliyedeki makam odasına çağırmıştır ve saatlerce görüşmüşlerdir. Buradaki görüşmede de Hakim K.S. önceki teklifini yineleyerk 10 milyon TL vermelerini istemiş. Süleyman Ekren’den de olumlu yanıt alamayınca “Bu miktar biraz çok oldu herhalde, bunu 7,5 milyon yapalım,kapatalım dosyayı” demiştir. Bunun üzerine Süleyman Ekren odayı terk etmiştir.
Müvekkil Mehmet Şirin Aksoy, Türkiye çapında bilinen bir kişidri. Ve Mehmet Şiin Aksoy’un avukatı ve vasisi de bu sebepten Adana’da ismen ve fiziken bilinen tanınan biridir. Olay tarihi itibariyle adliyedeki kamera görüntülerinin izlenmesi ve tespiti suretiyle Mehmet Şirin Aksoy’un vasisi ve avukatı olan Süleyman Ekren’in duruşmadan önceki günlerde Mahkeme Başkanı K.S.’ın odasına gittiği,oturduğu ve çıktığı açıkbir şekilde görülecektir.
Yukarı da açıklandığı üzere yargılama bir çıkar sağlama faaliyetine dönüştürülmüştür. Bu faaliyet kapsamında müvekkilden 10 milyon Türk Lirası gibi fahiş bir rakam istenmiş, bu istek kabul edilmeyince “Belki çok gelmiştir” düşüncesiyle 7,5 milyonluk yeni bir teklif yapılarak ‘Yargılama Pazarlığa Dökülmüş.’ Bu teklif de kesin bir dille reddedilince yargılamaya müdahale edilmiş, bu istek karşılanmadığı için ikinci tekilfin yapıldığı günden (İkinci teklif Cuma günü yapılmaktadır; iki günsonra Pazartesi gün üsaat 09.30’da yapılan duruşmada) iki gün sonra müvekkilin savunması dahi alınmadan alelacele hüküm kurulmuş ve müvekkil ağır cezalara mahkum ettirilmiştir.
Mehmet Şirin Aksoy hakkında;
Suç örgütü kurmak, yönetmek suçundan 1 yıl 8 ay hapis,
Tehdit suçundan 1 yıl 8 ay hapis,
Yağmaya teşebbüs suçundan 5 yıl hapis,
Sahte senet düzenleme suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis,
İhaleye fesat karıştırma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmiştir.
Gerekçeli kararda; çıkar amaçlı suç örgütü kurma, yönetme suçundan her ne kadar “Daha önceden de başka dosyadan ceza aldı deyip”; gerekçe gösterip ceza vermiş ise de; EK-3’de ibraz ettiğimiz resmi sabıka kaydında da görüleceği üzere (daha önceden çıkar amaçlı suç örgütü cezası almadığı açık olmasına rağmen) sadece bir daha yapabilir gibi bir temelsiz vemesnetsizce bir gerekçe ile verilmiş bir ceza olduğu aşikardır.
YAĞMA-TCK 148.Md.
Madde 148-(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönielik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak,bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecubr kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yağma fiilini tanımlayan madde metninde bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi yağma filiinden cezalandırılır. Yani; bahis geçen cümle yağma suçunun en temel unsurunu açıklamaktadır. Unsurlardan hiçbiri gerçekleşmediği halde, müvekkile ceza verilmiştir. Nitekim Ömer Sinan Yurttagül, başvuru dilekçemizde tekrar tekrar belirttiğimiz gibi şirketin kurulmasından itibaren bütün maddi desteğin nakit olarak Mehmet Şirin Aksoy tarafından verildiğini beyan etmekle aslında şirkette kendisinin hiçbir hissesinin olmadığını, şirketel kendi beyanlarına da ikrar etmiştir.
Böylelikle aslında trajikomikbir şekilde kendi malvarlığını yağma etmek usçundan –ki kanunda böyle bir tanım yoktur-müvekkilim cezalandırılmıştır.
Müşteki denilen Ömer sinan Yurttagül’ün ifadelerine baktığımızda alacak-verecek konusunda Mehmet Şirin Aksoy’un evine çağırıp şirketle ilgili hesaplaşma yapacağını söylediğini, eve gidince kayıtlara göre alacak ve borçları çıkardıklarını ancak bundan sonra kendisine para ödemeleri gerektiğini beyan etmiştir. Bu noktadan sonra; müşteki müvekkili şikayet etmiştir. Müteaddit defalar belirttiğimiz gibi buradaki amacın var olan alacak borç ilişkisini atfı cürüm yoluyla ortadan kaldırmak ve müvekkili mağdur etmektir. Zira Ömer Sinan Yurttagül müvekkilimi dolandırmıştır.
Yerel Mahkemenin bütünsel olarak yapmış olduğu yargılamaya konu fiiller başkaca mahkemelerce tek tek ele alınmış ve yargılaması yapılmıştır. Neticeten müvekkilim aklanmıştır. Bunlar;
1-EVRAKTA SAHTECİLİK-Sahte senet düzenleme suçundan her ne kadar ceza cihetine gidilmiş ise de; senetlerin sahteliği hususunda araştırma yapan ve sayın mahkemece incelenen Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/87-84 E.dosyalarından da anlaşılacağı üzere senetlerinsahte olmadığı açıktır. İş bu suçun maddi unsuru; “DÜZENLEMEK” hususudur. Belirtilen nedenler ve Ticaret Mahkemsi’nin kararları dahilinde suçun oluşmadığı açık ve sarihtir. İlgili dosyayı EK-4’te ibraz etmekteyiz.
2-İHALEYE FESAT KARIŞTIRMADaha önceden Adana 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/14 E.sayılı dosyasında ihaleye fesat karıştırma suçundan-müvekkilin isminin geçmemesine-dosyada taraf bulunanherkese beraat kararı verilmesine rağmen Hakim K.S. bu d osyay ıda müvekkilimin mevcut yargılandığı dosya ile birleştirmiş ve müvekkilim yönünden ceza cihetine gidilmiştir. (EK-5) Yağ-Adana 8.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/167 E beraat kararı almıştır.
Sizler de takdir edersiniz ki; isnadın az olduğu bir dosyada mahkeme heyeti daha dikkatli, daha genişaraştırma yaparak, karar verir. Tekbir fiil üzerinde yargılama yapmak,maddi gerçeği daha doğruortaya çıkarır. Dolayısıyla her bir fiil için ayrı mahkemelerde yargılamakyapılmış ve hepsinden beraat edilmiştir.
Beraat yönünde karar verilen dosyaların ısrarlı bir şekilde yargılanılan dosyaya konulması ve müvekkilimin isminin dahi geçmediği davanın mevcut yargılanılan dosyayla birleştirilip; tarafının soyut suçlamalarla yargılanıp; bunu müteakip itibar edilmeyecekşekilde mesnetsizce ceza cihetine gidilmesi müvekkilimle sürekli uğraşıldığını ve adaletten yoksun kararlar verildiğini gözler önüne sermektedir.
Ne hikmetse yerel mahkeme müvekkilime hepsinden ceza vermiştir. Yerel mahkemenin burada yaptığı yargılama ve sağladığı adalet değildir. Tüm çabası müşteki denen Ömer Sinan Yurttagül’ün haksız ve müfteri nitelikli beyanlarını haklı çıkararak müvekkilime ceza cihetine gitmek olmuştur. Müşteki Ömer Sinan Yurttagül’ü 8.AĞır Ceza Mahkemesi Başkanı öyle bir kollamışlardır ki; bir duruşma da Ömer Sinan Yurttagül’e ‘dolandırıcılık’ suçunu işlediğinden ve bu kişinin geçmiş dönemlerde de bir çok insanı dolandırdığını beyan eden ve bu konuda araştırma yapılmasını talep eden müdafilerden Av.Süleyman Ekren mahkeme başkanı K.S. tarafından “Siz müştekiyee hakaret ediyorsunuz, suç duyurusunda bulunmak zorunda kalırım” demiştir. Bunun üzerine adı geçen müdafii “Benim hakkımda suç duyurusunda bulunacaksınız bulunun hiç önemli değli; talebime yanıt vermek zorundasınız, ayrıca savunma bağışıklığı kapsamında; beyanda bulundum. Suç duyurusunda bulunmaya hakkınız yok, benim talebimi nazara almak zorundasınız” şeklinde beyanda bulunmuştur. Kendisi tanık olarak dinlenmeli ve bu durumda bu şekilde gerçekler açığa çıkarılmalıdır.
(DEVAMI YARIN)