Yoksulluğa karşı ortak platform çağrısı
TÜİK verilerine göre Adana ve Mersin’in yoksullukta 2. sırada yer almasının üzüntü verici olduğunu belirten ÇUKUROVA SİFED Başkanı Süleyman Sönmez, iki kentin yöneticilerine ortak platform çağrısı yaptı
(HABER MERKEZİ) Çukurova Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (ÇUKUROVA SİFED) Başkanı Süleyman Sönmez, kalbi kenti için atan, bu uğurda üreten, girişimci bir ruhla kalkınmaya öncülük etmek isteyen tüm insanların, valiliklerin, kalkınma ajansının, üniversitelerin, belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak platformda buluşarak ekonomik atılım sağlamanın yollarını araması gerektiğini vurguladı.
ADANA’DA TOPLANTILAR
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ‘Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’ sonuçlarına göre TR62 Bölgesi olarak belirlenen Adana ve Mersin’in yoksulluk oranında ikinci sırada yer alması nedeniyle ÇUKUROVA SİFED üyeleri; Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Hasan Engin, Adana Genç İş İnsanları Derneği (ADANAGİAD) Başkanı Halid Milli, Mersin Girişimci İş Kadınları Derneği (GİŞKAD) Başkanı Ayferi Tuğcu, Adana İş Kadınları Derneği (İŞKAD) Başkanı Berman Mantı ve ÇUKUROVA SİFED Yönetim Kurulu Üyesi, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanvekili Gülcan Kış’la bir araya gelen Sönmez, “Çukurova, gelişen ve geliştiren bir bölge olmalı. Bölgemizin yoksullukla mücadele eden değil, dünya ile rekabet eden bir yapıya kavuşması şarttır” diye konuştu.
BİRLİKTELİK ÇAĞRISI
TÜİK’in yoksullukla ilgili verilerinin Adana ve Mersin açısından üzüntü verici olduğunu kaydeden Süleyman Sönmez, öteden bu yana dile getirdikleri gibi Çukurova’da yatırımcının önünün açılmasının yanı sıra kamu kurumları, iş dünyası ve iki kentin potansiyelinin senkronize edilmesinin önemine işaret etti.
“Bölgemizin neden yoksullaştığını araştırmalı, teşhisi koymalıyız ve iki kent olarak yoksulluğu sona erdirmek için aynı çatı altında toplanmalıyız” ifadelerine yer veren Sönmez, Adana ve Mersin’in fert gelirinin yükselmesine rağmen Türkiye ortalamasının altında kalmasının nedenlerinin araştırılması ve önlem alınması için tüm kesimleri birlikte hareket etmeye çağırdı.
Dünyanın hızla değiştiği bir ortamda Türkiye’nin ve Çukurova Bölgesi’nin değişen dünyada yerini etkin bir şekilde alabilmesi için teknolojik gelişmelerin yakından takip etmesinin önemine işaret eden Sönmez ile Adana ve Mersin’in iş dünyası temsilcileri, “Öteden beri çağrı yapıyoruz ve çağrımızı yinelemekte fayda görüyoruz. Yetişmiş insan gücü, tarım, sanayi, lojistik ve turizm altyapısıyla öne çıkan Adana ve Mersin’de ekonomik enstrümanların doğru kullanımını gerçekleştirebilirsek yoksulluğu yeneceğimize inanıyorum. İş dünyası iki kentin tüm yöneticileriyle gelişime ve olumlu yönde değişime katkı koymak için elini taşın altına koymaktan çekinmeyecektir” dedi.
“GENÇ İŞ İNSANLARININ ÖNÜ AÇILMALI”
Teknolojik gelişmeleri yakından takip edecek olanların daha çok genç iş insanları olacağından hareketle gençlerin ekonomiye adaptasyonunun daha hızlı gelişmesi gerektiğini ifade eden Sönmez, “Almanya’da başlayan Endüstri 4.0, AR-GE, inovasyon, dijitalleşme, yapay zeka, 3D, bilişim ve iletişim teknolojilerine odaklanmamızın zamanı geldi de geçiyor bile. Adana’da tarım ve hayvancılık vazgeçilmez boyutlarda. Tarım ve hayvancılığın, tarıma dayalı sanayinin gelişimi için hep birlikte mücadele edilmelidir. Çukurova topraklarındaki ürün deseni çeşitlenmelidir. Katma değeri yüksek ürünlere yön verilmelidir. Tarım sektörü sanayiye entegre edilmelidir. Tüm bunların gerçekleşmesi hayal değildir. İş dünyamız,üniversitelerimiz ve öğrencilerimiz geleceklerini şekillendirirken hem bilişimi, bilimi, teknolojiyi, Araştırma-Geliştirme faaliyetlerini esas almalı, hem de tarımın sürdürülebilir, inovatif pazarlama teknikleriyle dünyaya adeta meydan okuyan bir yapıya bürünmesini sağlamalıdır. Unutulmasın ki, teknolojiyi en iyi kullanan ülkeler yarışa 1-0 önde başlayan ülkelerdir” diye konuştu.
“TEKNOLOJİYİ SADECE TÜKETEN OLMAMALIYIZ”
Türkiye’nin ve Çukurova Bölgesi’nin gerçek gündeminin, A’dan Z’ye dijital dönüşüm olması gerektiğine inandığına dikkati çeken Sönmez, şunları söyledi:
“Yüksek teknolojili üretim yaparak, yüksek katma değer yaratmak ve küresel rekabet gücümüzü artırmak için dijitalleşmeyi kaldıraç olarak kullanabiliriz. Dijital dönüşüm bir amaç değil, kalkınma odaklı sürdürülebilir ekonomi için bir araçtır. Küresel bir güç olmanın anahtarı, kendi teknolojimizi geliştirmekten geçiyor. Teknolojiyi tüketen değil; hayal eden, araştıran, geliştiren, üreten ve ihraç eden bir ülke olmalıyız. Dijitalleşmeyle birlikte suyun akışını dönüştürme gücümüz var. Hayal gücü, bilgi, nitelikli eğitim, nitelikli insan kaynağı, yüksek teknoloji ile yüksek katma değerli üretime odaklanarak; değişimi zamanında yakalamak mümkün.”
İSTİHDAM ARTIRICI POLİTİKALARA İŞARET ETTİ
İşsizliğin Türkiye’de en önemli sorunlardan biri olduğunu belirten Sönmez, koronavirüs ve diğer etkenler nedeniyle inşaat sektöründe 500 bin kişinin işini kaybettiğini, özellikle genç işsizliğin yüzde 26,1’lere yükselmesinin 2021 yılında istihdam artırıcı politikaların acil olarak devreye alınması gereğini ortaya koyduğunu ifade eden Sönmez, “Özel sektörün yatırım iştahını artırmamız şart görünüyor. Markalı, yüksek katma değerli üretim ve ihracat çıkış yolumuz. Çukurova Bölgesi gelişimini tamamlayan Marmara Bölgesi’nin alternatifi olmaya aday bir bölgedir. Yatırım, ulaşım ve yeni pazarlara erişim açısından tıkanan Marmara’ya karşı tek alternatif verimli Çukurova Bölgesi’dir. Çukurova’nın ekonomik potansiyelinin doğru değerlendirilmesi halinde büyük bir kalkınma hamlesi yapacağına inanıyorum. Bunun için bölgesel işbirliği kadar merkezi yönetimin de teşvik başta olmak üzere önemli desteklerini bekliyoruz” diye konuştu.
“HEDEFE ULAŞABİLİRİZ”
Adana ve Mersin’in iş dünyası temsilcilerinin oluşturduğu, Adana ve Mersin ekonomisine, ihracatına, istihdamına büyük katkı koyan iş insanlarını çatısı altında toplayan ÇUKUROVA SİFED Başkanı Süleyman Sönmez, Adana ve Mersin’in tüm katmanlarıyla ortak bir platformda buluşarak ekonomik potansiyeli ortaya koyup yoksulluğu yenecek bir model oluşturabileceğini, verimli tarım topraklarında dünya tarım sektörüyle rekabet edebilecek ürün çeşitliliğinin yanı sıra yetişmiş insan gücüyle gastronomi, turizm, hizmet ve enerji sektöründe öne çıkabileceğini, bu açıdan bakıldığında görevin çok da zor olmadığını ve samimiyetle hareket edilmesi halinde hedefe emin adımlarla ilerlenebileceğini sözlerine ekledi.