YOLSUZLUK BATAKLIKTIR

Güzelim ülkemizde sendikalar sindirilmiş,demokratik kitle örgütleri var mı, yok mu belli değil. Üniversiteler sinmiş, öğrenci, işçi, köylü, memur eylemleri yok!…
Bu boşluğu, özellikle kaosun yaşandığı bu güzelim ülkede kim dolduracak. Hele adaletin-hak aramanın-demokrasinin asamesinin okunmadığı bir ülkede, anatomisi yerle bir edilmiş bir ülkede bu boşluğu mafya-tarikat-cemaat ve suç çeteleri dolduracaktır.
Yolsuzluğun, yokluğun ve yasakların egemen olduğu ülkemizde ister istemez gelir adaletsizliği ile birlikte, hak aramanın mafya ve suç örgütlerine devredilmesine şaşırmamalıyız.
Böyle bir ülkede; günlük yaşam ve ekonomik yaşamla birlikte siyasal yaşama da ister istemez tarikatlar, cemaatler-suç örgütleri ve mafya yön verecektir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun tehdit edilmesi bir sonuçdur. Ülke tam 19 yıldır bu koşullara ışık hızıyla hazırlanırken maalesef başta aydınlarımız olmak üzere hiç kimse önünü göremedi.
Paradan par akazanma üzerinden yürütülen vahşi kapitalizm, kendi yaşam biçimini de dayattı ve buna uygun toplumsal, siyasal ve kültürel ilişkileri de ortaya çıkmış oldu.
Dünyanın en önemli ahlaki ve sosyal gelişme sorunlarının başında yolsuzluk gelmektedir. Yolsuzluk olayları; tehdit, şiddet, sindirme boyutu da olan; karmaşık ilişkiler ağı içerisinde gelişen ulusal ve uluslararası organize eylemler şeklinde karşımıza çıkmıyor mu?
Bu nedenledir yolsuzluğun organize suçların en önemli silahı haline geldiği-yolsuzlukla mücadele edilmeden organize suçlarla mücadele de başarı sağlanamayacağını artık görmeliyiz.
Kısacası yolsuzluk, yokluk ve yasaklar… Özellikle yolsuzluk, bataklıktır…
Bataklığın sivri sineği de mafya, tarikat, cemaat ve organize suç örgütleridir…
19 yıldır ülkeyi yöneten AKP ve Recep Tayyip Erdoğan; ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarını yolsuzluk bataklığına dönüştürmedi mi. Bir ülkede ihale yasası bizzat hükümet tarafından yüzden fazla ve ihaleye göre kanun değişikliğine uğratılırsa yolsuzluğun önü kesilebilinir mi?
Üstelik akıl almaz bir şekilde yolsuzluk-yasal hale yasalar çıkartılarak meşru hale geiriliyor…
Yolsuzluğun!…
Yokluğu!..
Yoksulluğu!..
Mafyalaşmayı!..
Gelir adaletsizliğini!..
Çeteleşmeyi!..
Siyaseti kirlettiğini !…
Böyle kalın harflerle belirtmemize karşın; sonuç alıcı bir çalışmanın başlatılmaması bile sindiğimizin, pıstığımızın, korktuğumuzun, meydanı yolsuzluk bataklığının sivri sineklerine terk ettiğimizin anlamını çıkartmıyalım mı?