(HABER MERKEZİ)-HDP Adana Milletvekilleri Tülay Hatimoğulları ve Kemal Peköz, Mecliste, Türkiye genelinde olduğu gibi Hatay ve Adana’da ciddi bir tırmanış sergileyen Koronavirüs salgını hakkında basın toplantısı düzenledi.
Hatimoğulları; Hatay ve Adana’da hastanelerin yoğun bakım yataklarındaki doluluk oranları, alandan sağlık emekçilerinin aktarmış olduğu gerçek veriler, hastanelerdeki yetersiz koşullar, filyasyon ekiplerinin sayıca yetersizliği, test yaptırmak için yaşanan yoğunluk, günlerce çıkmayan test sonuçları ve sağlık emekçilerinin insanüstü çalışma koşulları epey endişe verici durumda olduğunu iletti.
Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın, yoğun bakım doluluğu konusunda sorun yaşanan iller arasında olduğunu açıkladığı Adana’da resmi sayılara göre; yatak doluluk oranı yüzde 62, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 81. Hatay’da yatak doluluk oranı yüzde 64, yoğun bakım doluluk oranı yüzde 89 olduğunu ve son iki haftada Adana’da Kovid-19 vaka sayısında %100’ün üstünde, Hatay’da ise %125’in üstünde artış yaşandığı bilgisini paylaştı.
Tülay Hatimoğulları, “İl bazında günlük vaka sayısı ve ölüm sayısı açıklanmamaktadır, pandeminin en başından beri Sağlık Bakanlığına bu talebimizi iletmişsek de maalesef süreç halen şeffaf bir şekilde yürütülmemektedir. Sahada çalışan sağlık emekçileri dolayısı ile edinilen bilgiler ışığında; Hatay ve Adana’da gerçek tablonun çok daha vahim olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş’in ve kendisi de şu anda Kovid-19 tedavisi için hastanede yatmakta olan Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sadık Nazik’in paylaşımlarına yer veren Hatimoğulları; “sadece bir hastanede (Adana Şehir Hastanesi) 60’ı hekim 400 sağlık çalışanı pozitif olduğunu, 16 kamu hastanesinde toplam bin 412 yoğun bakım yatağı bulunan kentte hasta sayısının 2 bin civarında olduğunu ve vefat sayısının hızla arttığını” ve “Acillerde ve ilçe sağlık müdürlüklerinde test için hastalar saatlerce beklemek zorunda kalmaktadır. Filyasyon ekipleri vakalara yetişememekte, teşhis edilen hastalar bir veya iki gün ilaç beklemek zorunda bırakılmaktadır. Temaslı hastalar belirti gösterdiğinde 112 ambulansları yetersiz kalmakta, özel aracı olmayan kişiler toplu ulaşım araçlarıyla hastanelere gitmek zorunda kalmakta olduğunu” ifade etti.
Adana ve Hatay illerindeki hastalık artışlarında dikkat çeken Hatimoğulları; pandemiye ayrılan tüm yatak ve yoğun bakımlar dolmuş durumda olduğunu, acil servislerinde sedye bulan hastaların kendini şanslı hissedecek durumda olduğunu, pozitif çıkan hastaların büyük çoğunluğunun evlerinde ve uygunsuz koşullarda takip edildiğini vurguladı.
Hatimoğulları konuşmasında; Adana’da atıl durumdaki eski Göğüs Hastalıkları, eski Çukurova Devlet ve Askeri Hastanesinin vaka artışlarından kaynaklanabilecek ihtiyaç için tam kapasite ile çalışmaya hazırlanması; Hatay’da bölge ve nüfus özellikleri dikkate alınarak “pandemi dışı hastaneler” belirlenmesi ve Defne, Arsuz ve Payas ilçelerinde halkın yıllardır karşılanmayan devlet hastanesi ihtiyacının bir an önce sağlanması gerektiğinin altını çizdi.
Basın toplantısında Adana Milletvekilleri olarak acilen kentlerinde alınması gereken önlemleri sıraladılar:
“Adana ve Hatay’da gerçek verilerle pandemi takip komisyonunun oluşturulması ve kış aylarında Adana’nın hava kirliliğinden doğabilecek vaka artışlarına dikkat edilerek, buna yönelik hazırlık yapılması sağlanmalıdır. PCR testi için sürüntünün kentin belli noktalarında kurulan merkezlerde alınması sağlanarak, hastanelerin meşgul edilmemesi mümkün kılınabilir. Hatay’da test sonuçlarına ulaşmak 5 günü bulmakta ve dolayısı ile hastanın tedavisine başlaması epey gecikmeye uğramaktadır. Bu sürelerin kısaltılması için testlerin yapıldığı cihazların sayısının artırılması sağlanmalıdır. Bulunamayan ilaçların tedariğini sağlamak, hastaların ilaca ulaşımı hasta ve hasta yakınlarının bulaş riski ve mağduriyetini ortadan kaldırmak üzere gerekli önlemler alınmalıdır.
Kovid-19 pandemisinin oluşturduğu istihdam ihtiyacı nedeni ile KHK ile ihraç edilmiş ve ataması yapılmayan hekimlerin/sağlık çalışanlarının acilen göreve başlatılması sağlanmalıdır. Hatay ve Adana’da, elbette tüm ülkedeki, sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu malzemelere olan ihtiyacı karşılanmalıdır. Kamu çalışanlarının mesailerinin altı saat olarak düzenlenmesine rağmen virüs riskine en çok maruz kalan ve pandemi boyunca 228 sağlık çalışanını kaybettiğimiz sağlık emekçilerine yönelik düzenleme yapılmaması kabul edilemez. Bir an önce sağlık emekçilerinin bu haktan yararlanması ve Kovid-19’un meslek hastalığı statüsüne alınması sağlanmalıdır. Ülke genelinde yaşanan koronavirüs vakalarındaki ciddi artış nedeni ile bilimin, meslek odalarının ve sendikaların işaret ettiği gibi; en az iki hafta sokağa çıkma kısıtlaması ile tam kapanma gündeme alınmalıdır.”
Basın toplantısında iktidarın pandeminin dahi “Allah’ın lütfu” olarak görmesi ve halkın sağlığı yerine kendi iktidarlarının, artan işsizlik ve yoksulluğun üstünü örtme telaşının öncellendiği vurgusu yapıldı. Pandemiyle mücadele için yasa çıkarırken dahi iktidar Varlık Fonu’nun batan yandaş şirketleri kurtarmak için kullanmanın önünü açtığı belirtildi.
Kemal Peköz ise birkaç ek yaparak; her yurttaşın hakkı olan sağlık hakkının hastalık önleyici tedbir almak demek olduğunu vurgulayarak, pandeminin başından beri ülkede alınmayan önlemlere dikkat çekti. Bugün illerimizde ve Türkiye’de gelinen durumun nedeninin bu olduğunu söyleyen Peköz, bugün pandemide gelinen vahim tablonun nedeninin halk sağlığını değil ekonomiyi önceleyen adımlar olduğunu bir kez daha vurguladı.
Tülay Hatimoğulları; TTB’nin dediği gibi salgını ancak şeffaflık ve bilimsel yaklaşımların bitirebileceğini ve bu manada aşılamanın yaygınlaşmasının da, Sağlık Bakanlığı tarafından verilerin şeffaflıkla paylaşılması ve ancak toplumun güveni ile mümkün olabileceğini ifade etti. Son olarak, aşının tüm toplumun ücretsiz yararlanacağı bir hak olduğunu ifade ederek sözlerini bitirdi.
