YÜZMEDEKİ BAŞARISINI İŞ DÜNYASINA TAŞIDI: FERİDUN DEVECİ

HAZIRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR

Feridun Deveci 10 Mayıs 1946 yılında Adana’da doğdu. İlkokulu 23 Nisan, orta ve liseyi ise Ticaret Lisesi’nde tamamladı. Yüksek okulu ise İstanbul İktisadi Ticari İlimler Fakültesi’nden mezun oldu.

Yüzmeyi 12 yaşında milli yüzücü Nihat Erdem’den öğrendi. Milli ve rekortmen yüzücülerin antrenman ve müsabakalarını izleyerek kendini geliştirdi. Efsane sporcu Muharrem Gülergin’i model aldı. Karataşspor’un kurucu milli atlet Ökkeş Koşkun, şort ve havlu armağan ederek Karataşspor’a lisans çıkartarak yarışmalara katılmasını sağladı.

Serbest ve kelebek branşlarında hayli başarılı olan Feridun Deveci, ilk yarışında eli, ayağı titreyerek, büyük heyecanla 50 metre serbest branşında Tuncay Şenyüz, Bülent Belin, Ömer Akın gibi deneyimli rakiplerinin arasında 3.oldu. Dönemin Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Cemil Oka ile Ruhi Polisçi’nin esnaftan topladığı ilk hediyesini aldı.

Ticaret Lisesi okul takımında voleybol ve basketbolda oynayan Feridun Deveci, daha sonra yüzmede defalarca şampiyonluk kazandığı gibi sutopu da oynamaya da başladı. Adana’da kendi branşıyla ilgili yüksekokul olmadığı için İstanbul İktisadi Ticari İlimler Fakültesine kayıt oldu. Aynı zamanda çok sevdiği yüzmeden kopmamak için Adanalı olan Behçet Kurtiç ve Ahmet Özuzun’un desteğiyle İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’ne(İYİK) transfer oldu.

İYİK takımıyla yüzme ve sutopu takımıyla 4 yıl Türkiye şampiyonluğu yaşadı. Yüzdüğü dönemlerde aynı zamanda İYİK yöneticileri Süha Erler, Şarık Tara ve Sadi Gülçiçek’in destekleriyle ENKA Pimaş şirketinde çalıştı. Sutopu’nda 20’yi aşkın milli mayoyu giydi. İYİK 2 dönem yöneticilik yaptı. Daha sonra ki yıllarda PİMAŞ’ın Adana Bölge bayiliğini alarak Adana’ya döndü.

Yüzmedeki başarını iş dünyasına taşıyan Feridun Deveci, Adana Yüzme İl Temsilciliği, Yüzme Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği, Demirspor yönetim Kurulu üyeliği ve Tenis Dağcılık Su Sporları Kulübü başkanlığını başarıyla sürdürdü.  İnşaat ve tesisat malzemeleri ile müteahhitlik yapan Feridun Deveci’nin iyi eğitim almış 3 kızı ve 2 torunu bulunuyor.

Kaptanlık brövesi bulunan ve su sporlarından kopamayan Feridun Deveci, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Kendinizden söz eder misiniz ? Eğitiminiz nedir? Yüzmeye kaç yaşında başladınız ve kim size yüzmeyi sevdirdi ?

1946 Adana doğumluyum. Babamlar Selanik göçmeni mübadele yıllarında Kozan ilçesinin Ufacıkören Köyü’ye yerleşmişler. Hatta Demirspor başkanlığı ve milletvekilliği yapan rahmetli Muhammet Kaymak aynı köyden benim çocukluk arkadaşımdı. Yüzmeyi bana 12 yaşında milli yüzücü Nihat Erdem öğretti ve sevdirdi. Efsane sporcu Muharrem Gülergin, bizlerin hamisi, arkadaşı, hocası ve babası gibiydi. Hepimiz onu model aldık. Okul dönemlerinde de Ticaret Lisesi takımında voleybol ve basketbol takımında yer aldım. Spor Akademisi mezunu çok genç olan Alman Herman Hörsgen’den çok yeni bilgiler edindik.

Yüzme ve sutopunda ne gibi başarılarınız vardı ? İlk kulübünüz hangisi ? Ayrıca İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’ne transferinizi kimler sağladı?

Adana’da serbest ve kelebekte defalarca bölge birincisi oldum. Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Cemil Oka ile hepimizin saygı duyduğu yüzme otoritesi Ruhi Polisçi adeta havuzda yatıp kalkar ve bizlerle çok yakından ilgilenirlerdi. İlk kulübün milli atlet, ailece sporcu olan Ökkeş Koşkun’un kurduğu Karataşspor oldu. O dönemlerde transfer ücreti diye bir şey yoktu. Ökkeş ağabey bana şort ve havlu armağan etmişti. Ayrıca bizler için önemli olan beslenme sorununu Muharrem ağabeyin sahibi olduğu Gar Lokantası’ndan gideriyorduk. Bu bizim için büyük mükâfattı. Havuzda Ünsal Fikirci’nin yanı sıra Mustafa ve Erdal Acet kardeşleri de çok beğenirdim. Karataşspor’da sutopu da oynadım. Adana’da kendi branşımla ilgili yüksekokul olmadığı için İstanbul İktisadi Ticaret İlimler Akademisi’ne kayıt oldum. Aynı zamanda Adana’dan İstanbul’a giden ilk milli yüzücüler Behçet Kurtiç ve Ahmet Özuzun’un desteğiyle İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’ne transfer oldum.  Burada özellikle sutopunda önemli başarılar elde ettik. 4X100 metre karışıkta ben kelebek yüzdüm, Behçet Kurtiç sırt, Uğur Çilingiroğlu kurbağalama, Feridun Aybars serbest yüzerek Türkiye rekoru kırmayı başardık. 4 yıl üst üste yüzme ve sutopunda Türkiye şampiyonluğu yaşadık. Muharrem Gülergin nasıl Adana’da efsaneyse, Mithat Hantal’da Yüzme İhtisas Kulübü’nde hem marka hem de efsaneydi. 1965 yılında İbrahim Sulu beni milli takıma aldı. O’nu mahcup etmedim 4 yıl milli takımda 20’yi aşkın milli mayoyu giydim. Bulgaristan, Romanya, Yunanistan’da gerçekleşen Balkan Oyunları’na katıldım. Ayrıca Avusturalya sutopu milli takımı dünya turuna çıkmıştı. Onlara karşı da Burgazada’da milli takımda yer aldım.

İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nde unutamadığınız anılar var mı ? Ayrıca vatani görevinizi nerede yaptınız ?

Öncelikle İYİK’te Behçet Kurtiç, Tuncay Şenyüz, Ahmet Özuzun ile Adana’yı iyi temsil ettik, dayanışma örneği sergiledik ve kendimizi kanıtladık. Unutamayacağım anılar çok. İYİK ile Galatasaray arasında sutopunda Türkiye finali oynuyoruz. O dönemlerde Amerika’dan dönen ve benim Adana’dan tanıdığım Bora Özkök, Galatasaray’a transfer olmuştu. Antrenörümüz İbrahim Sulu, Amerika’da havalara giren Bora’yı benim tutmamı istedi. Bora’da tik olduğunu yakından biliyordum. 3-5 kez hık-mık yaptım. Bora su yuttu. Tiki tuttu ve maçın 4. dakikasında oyundan çıkmak zorunda kaldı. Görevimi başarıyla tamamlamıştım ve maçı kazandık. Bir de ünlü rahmetli yüzücü Nejat Nakkaş ile Adanalı dostum hemşehrim Erdal Acet’in Pendik-Burgazada-Fenerbahçe arasında maraton yarışı vardı. Erdal, tüm spor otoritelerini mahcup ederek birinci oldu. Bu yarışta benim üzüldüğüm, yine Adanalı olan Selahattin Morkal’ın bir sandal tarafından iple çekilmesi iddiasıydı.

Vatani görevi spor adamı hakkını ödeyemeyeceğim rahmetli gazeteci Nezih Demirkent’in yardımıyla denizci olarak Gölcük Orduevi’nde muhasebeci olarak, rahat bir kısa dönem askerlik yaptım.

Üniversite bitince sanıyorum yeniden Adana’ya döndünüz, ne gibi işlerle meşgul oldunuz? İş yaşamınızda yüzmenin yararı oldu mu?

İş yaşamımda ki başarımı kesinle spora ve yüzmeye borçluyum. Yüzme İhtisas Kulübü’nde herkese babalık yapan ve iyiliği dokunan Suha Erler, Şarık Tara ve Sadi Gülçiçek sayesinde ENKA firmasında Pimaş şirketinde çalıştım. ENKA’da görev yapmam geleceğimi şekillendirdi. Babam da Adana’da kalp krizi geçirmişti. Üniversitem de bitmişti. 1969 yılında Pimaş’ın Adana bayiliğini üstlenerek Adana’ya dönmek zorunda kaldım. Başarılı bir iş yaşamımı kesinlikle yüzmeye borçluyum. İnşaat ve Tesisat malzemeleri, ayrıca müteahhitlik yaptım. Çok kişiye iş imkanı sağladım. Spordan yine kopmadım. 1970 yılında Yüzme İl Temsilciliği yaptım. Fehiman Akdağ’ın döneminde 6 yıl yönetim kurulu üyeliğinde bulundum.  Aynı yönetimde milli sutopu kalecisi ve gazeteci Aytaç Pekkoçak’ta vardı. Gazeteci Hamit Deste de Merkez Hakem Kurulu üyeliği yaptı. 1979 yılında efsane başkan Hacı Döner’in döneminde Demirspor’da amatör şube sorumlusu ve genel kaptanlık yaptım. Hocamız Zeynel Soyuer’di. Futbolcuları topladım, hepsinin boş mukaveleye imza atmalarını istedim. Önce şaşkınlık yaşayan sporculardan bir tek itiraz geçtiğimiz günlerde vefat eden Reşit Karasu’dan (usta Raşit) geldi. Sonra tüm futbolcuları mutlu edecek transfer ücreti vermiştik.

Adana Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü’nde (TDSS) başkanlık yaptığınız dönemde, kulüp altın yılını yaşadı. Bunu nasıl başardınız. Hangi branşlarda faaliyet göster diniz ? Şimdilerde neler yapıyor sunuz ?

TDSS 1969 yılında kuruldu. Buranın gelişmesi, üye sayısı ve faaliyetin artması için büyük çabalar gösterdim. 1974 ile 1975 yıllarında 2 dönem başkanlık yaptım.  Başta yüzme ve sutopu olmak üzere yelken, kürek ve tenis olmak üzere 5 branşta faaliyet gösterdik ve milli takımlara sporcular kazandırdık. Rahmetli dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın onuruna kulüpte yemek vererek dikkati çektik. Hatta rahmetli Turgut Özal siyasete girmemi istedi. Başka partilerden de milletvekilliği için teklif aldım. Kabul etmedim. Siyaset pek bizlere göre değil. TDSS günümüzde sadece teniste faaliyet gösterilmesine üzülüyorum.  Geçtiğimiz yıllarda hizmetimden dolayı bana şilt verdiler.

Mersin’in Susanoğlu beldesinde yazlığım var. Ayrıca, kıyı kaptanlığı brövesine sahibim. Teknem var. Koranadan kaçmak için sürekli yazlıkta kalarak balık tutmaktayım.

ÖZUZUN: “FERİDUN İYİ SPORCULUĞUN YANI SIRA BAŞARILI İŞADAMI OLDU”

İstanbul’da yaşayan, Adanalı Milli Yüzücü Ahmet Özuzun, takım arkadaşı olan Feridun Deveci’nin iyi sporculuğunun yanı sıra başarılı bir iş adamı olduğunu, birçok kişiye iş olanağı yarattığını söyledi.

İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’ne (İYİK) Adana’dan ilk giden sporcunun milli ve rekortmen Behçet Kurtiç, ikincisinin ise kendisi olduğunu anımsatan Ahmet Özuzun, şunları söyledi:

“Elbette Adana’da Muharrem Gülergin ağabeyin bizlere her alanda model olarak, iyi insan, başarılı sporcu olmamız için gösterdiği çabayı asla unutamayız. Mekânı cennet olsun. Ancak, İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’ne gelince ufkumuz genişledi. Çünkü Süha Erler, Tarık Şara, Sadi Gülçiçek gibi saygın, itibarlı yöneticiler, çağdaş havuzumuz ve çok deneyimli antrenörlerimiz vardı. Burada geleceğimiz şekillendi. Feridun Deveci’nin İYİK gelmesini ben sağladım. Aynı şekilde Adana’dan Tuncay Şenyüz, Cemil Şahbaz, Ali Rıza Öngören ile birlikte Feridun bizleri mahcup etmedi. Yüzdü, sutopu oynadı, milli takıma seçildi. Şampiyonluklar yaşadı. Üniversite bitirdi. Hatta İYİK’in kongre üyesi bile oldu. Bunların yanı sıra ENKA’nın Pimaş şirketinin Adana baş bayiliğini alarak Adana’ya döndü. İnsan olarak da çok sevdiğim Feridun Deveci, başarılı bir işi adamı olarak yüzlerce kişiye istihdam sağladı. Yolu açık olsun.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor