TDP’nin hedefi iktidar olmak
Genel Başkanlığını Mustafa Sarıgül’ün yürüttüğü Türkiye Değişim Partisi, büyüme yolunda Adana’da emin adımlarla ilerliyor. İl Başkanı Hakan Malgaf;Atatürk ilkelerini savunan, Cumhuriyetin değerlerini geliştirerek koruyan, evrensel hukuk kurallarına uyan, bütün inançlara saygılı ve laikliği yaşatan, üretimi destekleyip emeği koruyan, hudut bütünlüğünü ve bayrak birliğini savunan bir demokratik kitle partisi olduklarını ifade etti. Malgaf ayrıca, gelecek seçimlerde partisinin iktidar olacağını ve bu hedef doğrultusunda çalıştıklarını söyledi.
RÖPORTAJ: Yener EKİNCİ
ADANA (BÖLGE) – Türk siyasetinin önemli isimlerinden biri olan Mustafa Sarıgül, uzun yıllardır bir hareket olarak yürüttüğü çalışmalarını, yakın geçmişte kurduğu Türkiye Değişim Partisi ile seçim sandığına taşıyor. Şişli’den sonra ülkenin yönetimine talip olan Sarıgül’ün Adana’da ki ekibi de, başarıyı yakalamak için var gücüyle çalışarak kendini gösteriyor. Öyle ki, İl Başkanı Hakan Malgaf’ı, önceden randevu almadan giderseniz makamında bulmanız mümkün değil… Yoğun çalışma programı arasında zaman ayırıp sorularımızı cevaplayan Hakan Malgaf; partisinin amacı, ilkeleri ve hedefleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Yeni bir parti oluşunuz hasebiyle insanlar manifestonuz hakkında pek bilgi sahibi değiller. Türkiye Değişim Partisi neden kuruldu ve nasıl bir politika izleyecek?
Türkiye Değişim Partisi, adından da anlaşılacağı üzere, Türkiye’de bir değişim sağlamak için yola çıktı. Şunu özellikle belirtmek isterim ki, bu partiyi kuran Genel Başkanımız Mustafa Sarıgül ve bizler değil, bir değişim olması gerektiğine inanan milletin kendisidir. Bunun yanı sıra, değişim derken biz bunu lafta bırakmadık, tüzüğümüze de işledik. Örnek verecek olursak, genel başkanımız partiyi iki dönem iktidara getiremeyecek olursa, üçüncü kez aday olamayacak. Bu da, genel başkanımızın özgüveni ve azmi ile alakalı olan bir duruştur. Yine diğer partilerden ayrı bir özelliğimiz ise; biz de delege hakimiyeti bulunmamasıdır. Bizde delege sistemi yok. Çünkü, Türkiye’nin en demokratik partisi olma kararındayız. Bizde genel başkanı, il ve ilçe başkanlarını delegeler değil, üyeler seçecek. Biliyorsunuz ki, bir gecede delege listeleri değişiyor ve bin delegeyi kendi safına alan uzun yıllar ülkeyi yönetebiliyor. Bize göre, hizmet edecekleri en iyi halk belirler. Bunu delegelerin inisiyatifine bırakamayız. Bu ülkenin artık liyakat sahibi insanlarla yönetilmesi lazım; torpillerle, akrabalıklarla ve dostluk ilişkileriyle değil… Şunu da eklemek istiyorum ki; biz Adana’da il başkanlığı değil, iktidara hazırlık merkezi açtık. Diğer illerde de böyle.
Tespitlerinize göre, Türkiye’nin ne gibi bir değişime ihtiyacı var?
Önceliğimiz adalet… Adalet sisteminde köklü bir değişiklik olması lazım. Akabinde sağ-sol ayrımı yapmadan, milli birlik ve beraberliği tesis etmeye ihtiyacımız var. Bu nedenle, bizde sağ-sol kavramı yoktur. Biz ne sağcıyız, ne solcuyuz. Biz millet için varız ve kimsenin kişisel tercihleri bizim için önem arz etmiyor. Bizim için önemli olan ortak değerlerimizdir. Eğer bize katılmak isteyen birey, ortak değerlerimizi benimsiyorsa, kapımız kendisine sonuna kadar açıktır. İlkelerimiz ise zaten bellidir. Atatürk ilkelerini savunan, Cumhuriyetin değerlerini geliştirerek koruyan, evrensel hukuk kurallarına uyan, bütün inançlara saygılı ve laikliği yaşatan, üretimi destekleyip emeği koruyan, hudut bütünlüğümüzü ve bayrak birliğimizi savunan bir demokratik kitle partisiyiz.
Teşkilatlanma çalışmalarınız nasıl ilerliyor, halkın ilgisi nasıl?
Yakın zamanda toplu geçişler olacak. Şu an bunun hazırlığı içerisindeyiz. Şu an müthiş bir ilgi hakim. İnsanların teveccühü günden güne artıyor. Toplu geçişi büyük bir organizasyonla duyuracağız. Hatta törene Genel Başkanımız Mustafa Sarıgül de bizzat katılacak, rozetleri kendisi takacak.
‘Sağ-sol ayrımı yapmıyoruz’ demiştiniz. Farklı görüşte ki insanlar partiniz çatısı altında birleştiğinde, sizce bir uyum sorunu yaşanır mı?
Nereden geldiğine pek önem vermiyoruz. Önemli olan niçin geldiği… Vatana, devlete ve millete hizmet etmek amacında olan insanlarla büyüyeceğiz. Her partinin, kendisinden asla kopmayacak yüzde 10, yüzde 15 civarında bir tabanı vardır. Onun haricinde kalanların ise başka bir partiye geçmesi çok fazla eleştirilmez. Hangi partiden gelirse gelsin, ortak değerlerimize inandıkları için hiçbir uyum sorunu yaşamayacaklardır. Sağ-sol kavramları bana göre insanlara kurulmuş tuzaklardan başka bir şey değildir. İddia ediyorum; Suriye’nin başına gelen Türkiye’nin başına gelseydi, 80 milyon insan yek vücut olurdu ve en son kalan ferdi dahi, yurt dışında sığınmacı olacağına, kendi topraklarında can vermeyi yeğlerdi.
CHP’nin oylarını böleceğinize dair yorumlar yapılıyor. Gittiğiniz yerlerde karşılaştığınız CHP’lilerden olumsuz tepkiler alıyor musunuz?
Ufku geniş olan insanlardan eleştiri almamız mümkün değil. Biz, CHP’den alacağımız oylarla iktidar olamayız ki… Bugün iktidarın oy kaybettiğini görüyoruz. Oyunu arttırması gereken ana muhalefet de oy kaybediyor. Bu durumda, olmayan bir şeyi nasıl böleceğiz? Kaldı ki, AKP’nin sofrasından ekmek alalım, CHP’nin sofrasından ekmek alalım gibi bir amacımız da yok bizim. Tam tersi, biz hep beraber büyük varan sofrasını kurmaya geldik. Seçimlerde yüzde 35 gibi, oy kullanmayan kararsız bir kitle var. Bu çok ciddi bir rakam… Bize parti kurduran da bu kitledir.
Olası bir erken seçime karşı hazırlıklı mısınız ve olursa nasıl bir başarı elde edeceğinize inanıyorsunuz?
Kadro olarak hazırız. Yasal prosedürler gereği, seçimlere katılmayı hak etmemiz nisan sonunu bulacak. Barajı çok rahat geçecek bir potansiyeli yakaladığımızı gönül rahatlığıyla ifade edebilirim.
Parti logonuz sosyal medyada çok konuşuldu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Logomuz bizim için gurur kaynağıdır. Hiçbir siyasi partinin logosu bu kadar konuşulmamış ve tartışılmamıştı. Baktığınız zaman da, gerçekten içinde çok anlam barındırdığını görüyorsunuz. Soldaki küçük kalp Trakya’yı, sağda ki büyük olan da Anadolu’yu temsil ederken, her ikisi de ortada bayrağımızın yıldızıyla birleşiyor. Dolayısıyla, insanları kalbimizle birleştiriyoruz. Oy almak için değil, sevgilerini kazanmak için insanların kapısını çalıyoruz. Bunun da en büyük sembolü logomuzdur.
Türkiye’de son iki yılda çok sayıda parti kuruldu. Sizin onlardan belirgin farkınız nedir?
Yeni kurulan partiler de dahil iktidar da muhalefet de hep bir değişimden bahsediyor ancak bu onlar için tamamen sözde kalıyor. Türkiye Değişim Partisi ise beklenen o değişimi gerçekleştirmek için yola çıktı. Kaldı ki, bize göre yeni kurulan bir parti yok. Sadece yeni gelen isimler var. Yoksa tüzükleri hep aynı. Bizde ki demokratik tüzük hiç birinde yok.
Adana için projeleriniz neler? Adana’da neyi değiştirmeyi hedefliyorsunuz?
Bence, şehrimizin en büyük sorunu ekonomi… Biz Adana’da ilk önce bunu düzelteceğiz. Düne kadar Adana’nın bir ilçesi kadar dahi gelişmemiş şehirler şimdi Adana’yı geride bırakmış durumda. O şehirlerimizin kalkınmasına, gelişmesine elbette seviniyoruz ancak Adanamızın her geçen gün geriye doğru gittiğini görmek hepimizi derinden yaralıyor. Ekonomiyle birlikte imar problemi dolayısıyla çarpık kentleşme de şehrimizin en büyük problemlerinden birisi. Normalde bütün dünyada kentler batıya doğru gelişir. Bizde ise yöneticilerimiz tam tersi istikamette şehrin doğuya doğru gelişmesini istiyor. “Eller gider Mersin’e biz gideriz tersine” deyimi burada gerçeğe dönüşmüş durumda. Hadi bunun farkı bir strateji ürünü olduğunu düşünelim. Pekiyi bu strateji tuttu mu? Hayır. Neden? Çünkü; alt yapısını tamamlamadan bir sokağı dahi imara açsanız büyük sorunlar yaşarsınız ancak Adana’da şehrin doğusunun neredeyse tamamını imara açtılar fakat hiçbir altyapı çalışması gerçekleştirmediler. Düşünsenize çöp kokulu bir şehirde yaşıyoruz. İki üniversitemize giden yol hazır değil. Stadyumun, hastanenin olduğu bölgelerde alt yapı ve ulaşım çok büyük bir sorun. Şehrin merkezindeki keşmekeş herkesin malumu. Araçla şehrin merkezine giremez duruma geldik. 5 dakikada gidebileceğimiz bir yere saatlerce gidemiyoruz. Doğalgaz yok çarşı merkezinde. Böyle bir şey olabilir mi? Organize Sanayi Bölgesi’ndeki sorunları konuşacak olsak sayfalar sürer. Böyle bir kentleşmeyi doğru bulmuyoruz. Bunu da değiştireceğiz. Yine, Adana’da değiştireceğimiz konulardan birisi de tarım ve sanayi. Bu kent eskiden her gelene bir ekmek kapısıydı. Şimdi ise azalan nüfusuna rağmen ülkenin en çok işsizliğinin yaşandığı şehir konumunda. Tırların sırayla fabrika önlerinde beklediği zamanları yaşadık biz. Bugün o eski fabrikalardan eser kalmadı kentimizde. “Çukurova’nın bereketli topraklarına adam ekseniz yetişir” derler; fakat biz soğan ve patatesin bile karaborsa olduğu zamanları yaşadık. Turizm konusunda da çok gerilerde kaldık. Türkiye’nin en büyük ve en temiz sahilleri Adana’da ama Adanalılar bile denize gitmek için başka şehirleri tercih ediyor. Çünkü Karataş veya Yumurtalık’ta tatil yapmak eziyet çekmekle eşdeğer konuma gelmiş durumda. İşte bu anlayışı kökten reddediyoruz. Bu şehri büyük köy görüntüsünden kurtaracağız ve hepsini değiştirmeye geliyoruz.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Partimize, kurulduğu günden bu yana ilgisini esirgemeyen Adana haklına sizlerin aracılığıyla bir kez daha şükranlarımı iletiyorum. Ayrıca içinde bulunduğumuz pandemi süreci kapsamında, bizlerin sağlığını ve huzurunu korumak için çabalayan bütün sağlık çalışanlarımıza ve güvenlik güçlerimize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.
Bu röportajın gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim
Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim