“Ulusal madenciliğe darbe vuruldu”

ANKARA – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine alınarak kabul edilen ‘Maden Kanunu’nun sektördeki onbinlerce maden çalışanının, binlerce maden, jeoloji ve jeofizik mühendisinin sorunlarını çözmekten uzak olduğunu söyledi.

Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşülmesi esnasında CHP grubu adına aleyhte konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, kanunun ulusal madenciliğin önünü açmayacağını, çevreyi kirletmekten geri kalmayacağını, mülkiyet hakkını korumaktan uzak olduğunu vurguladı. Dr. Şevkin, “Aslında, kanun geri çekilip sektörün, mimar, mühendis ve şehir plancıları odalarının, üniversitelerin, sendikaların tüm kesimlerin görüşleri alınarak hazırlanması gereken bir yasaydı. Bu nedenle biz bu yasanın tümüne “Hayır” diyoruz ve ret oyu veriyoruz” diye konuştu.  

SİCİL BELGESİ TANIMI KORUNDU

Yasal düzenlemelerin, ihtiyaçları yerine getirmek üzere yapıldığını ancak bu Maden Yasası’nın 14 kez değiştirilmiş olmasına rağmen çok fazla bir yenilik getirmediğini söyleyen Dr. Şevkin, “Kömür alımında Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) ile ilgili sermaye şirketi arasında yapılan sözleşme kapsamında devlet alım garantisi uygulanmaz şeklinde bir teklif getirmiş olmamıza rağmen önergemiz kabul edilmeden geçmiştir” dedi.

SAHALAR AMACI DIŞINDA MI KULLANILACAK?

Jeoloji ve maden mühendislerinin odalarıyla mesleki bağlantıları olan “oda sicil belgesi” tanımının aynen korunmasıyla ortaya çıkabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi amacıyla “ihtisaslaşmış devlet kuruluşu” tanımına “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları”nın eklenmesi ibaresinin CHP’nin önerge ve söylemleri sonunda metinden geri çekilmesinin sevindirici olduğunu kaydeden Dr. Şevkin, şunları söyledi:

“Teklifin 8’inci maddesinde “Ruhsat sahibi veya madencilik faaliyeti bağlı tesisi olanlar ancak kurul tarafından uygun görülmesi hâlinde ticari ve sınai faaliyette bulunur” ifadesinde “kurul” kaldırılmış, yerine “Bakanlık” getirilmiştir. Bu, maden sahalarının amacı dışında kullanılmasının yolunu açacak bir maddedir. Bu maden faaliyetlerinin farklı ticari ve sınai yatırımlar adı altında zeytinlik alanlarda ve meralarda daralmaya gidecek bu sürece yönelimi engellemek istemiştik ama yine bu önergemiz de reddedildi.

BELGELENDİRMENİN ÖNEMİ

 10’uncu madde Maden Kanunu’nu bir ceza kanununa dönüştürmekteydi. Özellikle yetkilendirilmiş tüzel kişilerin ve nezaretçiliğin bir anlamda sahada etkinliği kalmayacaktı. Bu da yine görüşmeler ve müzakereler sonucunda ilk etapta 5 bin TL’den bin liraya düşürülmüştür. Ancak 10’uncu maddenin ikinci fıkrasında “Mühendislik hizmeti üreten tüzel kişiler ile daimî nezaretçiler beyanlarını ilgili meslek odasında aldıkları oda sicil kayıt belgesiyle belgelendirmek zorundadır” ibaresinin konulmasını istedik. Bunu neden istedik? Çünkü dünyadaki bütün gelişmiş ülkelerde mühendisler odalarından bu sicil durum belgesini alırlar. Çünkü madencilik faaliyetlerinin gerçekten doğru olarak yapılıp yapılmadığı odalar tarafından kontrol edilir ve bir sicil verilir. Ancak ne yazık ki bu maddeye, ikinci fıkraya bunu yine koyduramadık. 18’inci madde, ihalelik sahaları ihale edilmeksizin devlet kuruluşlarına bakanlık onayı verebilmeyi düzenlemektedir. Bu da bizim karşı durduğumuz bir maddeydi, yine geçti. 

BÖL-PARÇALA-YÖNET!

En önemlilerinden biri 20’nci madde, havza madenciliğini ortadan kaldırarak zaten sorunlu olan redevans madenciliğini yeniden gündeme getirerek böl-parçala-sat yöntemini dayatmaktadır. Buna bütün itirazlarımıza, birçok muhalefet partisinden milletvekillerinin tüm itirazlarına rağmen bu madde ne yazık ki olduğu gibi geçmiştir. 21’inci maddede “Genel müdürlük rodövans sözleşmelerinin tarafı değildir.” denmektedir ancak sicile şerh edilmeyen sözleşmeler geçersiz sayılmakta ve yine ceza görmektedir

Evet, 25’inci maddede yine elektrik mühendislerini ilgilendiren damga süresi geçmiş ölçü aletinin kullanımının kontrolü kullanıcı açısından neredeyse imkânsız bir durumdur çünkü elektrik, doğal gaz, su sayacı gibi yaygın kullanılan ölçü aletlerinde aboneler, abone olma süreçlerinde damga üzerindeki tarihi kontrol etmedikleri gibi damga süreleri ve mevzuat konusunda bilgi sahibi olmaları da mümkün değildir. Allah aşkınıza, size soruyum iktidar milletvekilleri, hangi biriniz sayaçlarınızın tarihini kontrol ediyorsunuz? Böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Bu, şirketlerin yükümlülüğünde olan bir şeydir ve şirketin keyfî yaklaşımına bırakılmaması gereken bir maddeydi. Bir ölçü aleti arızalandıysa bu kişinin herhangi bir sorumluluğu olmadığı hâlde cezai bir müeyyide getirilmektedir. Buna da karşı durduk ama yine bu hâliyle geçti bu madde. 

ABONELERİ KORUMAYA ÇALIŞTIK

27’nci maddede dağıtım şirketlerinin hiçbir bedel talep etmeden yapmaları gereken işlemin abonelerin üzerine yıkılması ve bunun için doksan gün süre verilmesini yine uygun bulmadığımızı belirttik. Teklifin 30 ve 40’ıncı maddeleri, genellikle petrol sektörünü ilgilendiren, sektörün büyük oyuncularının ayrı ayrı, küçük oyuncularının ayrı tutum sergiledikleri maddelerdi. Burada sektörün büyük oyuncularını tatmin edecek düzenlemeler var. Küçük oyuncularsa bu düzenlemeden memnun değildir.”

45. MADDE YENİDEN MECLİSE GELMESİN!

Teklifin ömrünü doldurmuş en az 10 termik santrale 2 yıl daha baca gazı filtresi olmadan çalışma imkanı veren 45’inci maddesinin mecliste grubu bulunan 5 siyasi partinin ortak önergesi ile geri çekildiğini hatırlatan Dr. Şevkin, “Son derece olumlu buluyoruz tabii bunu. Ancak, bu maddenin yeniden Meclise getirilmesini düşünmek dahi istemiyoruz. 3 partinin önergesinden sonra 2 partinin de katılmasıyla seçim öncesi çekilen bu 45’inci madde eğer tekrar getirilirse bu samimiyetsizliğin çok özel bir ifadesi olacaktır. Bunu da buradan tüm kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum” diye konuştu.

CHP’li Dr. Müzeyyen Şevkin, “Kanun teklifi aslında geri çekilip sektörün, mühendis odalarının, üniversitelerin, sendikaların tüm kesimlerin görüşleri alınarak hazırlanması gereken bir yasaydı. Bu nedenle biz bu yasanın tümüne “Hayır.” diyoruz ve ret oyu veriyoruz” ifadelerini kullandı.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor