MARATONA ADANAN BİR ÖMÜR: SELAHATTİN MORKAL

HAZIRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR
Selahattin Morkal, 13 Ağustos 1940 Adana’da doğdu. İsmet İnönü okulundan mezun oldu. Yüzmeyi evlerinin önünden geçen sulama kanalında öğrendi.
12 yaşında Atatürk Yüzme Havuzu’na kart çıkartarak yüzmeyi geliştirdi. Eski yüzücülerin antrenmanlarını izleyerek küçüklerde yüzme yarışlarına katılmaya başladı. Kendine efsane sporcu Muharrem Gülergin’i model aldı. Özellikle kelebek branşında önemli dereceler elde etti. 100 metre kelebeği 1.14’de yüzerek otoritelerin dikkatini çekti.
Adana’dan İstanbul’a transfer olan ilk sporcuların başında gelen Selahattin Morkal, o dönemlerde yüzme branşına büyük önem veren ve imkânları iyi olan ve havuzları bulunan Modaspor’a transfer oldu.
12 yıl aralıksız Türkiye ve yurtdışında gerçekleştirilen maraton yarışmalarına katıldı. 30’a yakın milli mayoyu giydi. Şah Rıza Pehlevi döneminde 1965 yıllarında Demirspor yüzme takımıyla İran’a gitti. Defalarca Erdal Acet, Gürhan Bencan ile Fenerbahçe, Pendik, Burgaz maratonları ile Marmara maratonlarına katıldı.
Galatasaray’a transfer olan Selahattin Morkal, burada da önemli başarılar elde etti. 1961 yılında Kara Harp Okulu’nda vatani görevini yapan Morkal, yüzme ve sutopunda önemli başarılar sağladı.
Barış Harekatı kapsamında 2010 yılında oğlu Suat Morkal ile birlikte Mersin Taşucu’ndan KKTC Girne’ye yüzdü.
Üsküdar Belediyesi’nden emekli olan ve yaşamını İstanbul’da sürdüren Selahattin Morkal, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Kendinizden söz eder misiniz ? Eğitiminiz nedir? Yüzmeyi nerede kimden öğrendiniz?
1940 Adana doğumluyum. İsmet İnönü okulundan mezun oldum. Yüzmeyi çok küçük yaşlarda Gazipaşa Mahallesi’nde evimizin önünden geçen sulama kanalında öğrendim. Zaman zaman boğulmalarda yaşanıyordu. Bu nedenle ailelerimiz hayli endişeliydi. Faruk Morkal başta olmak üzere tüm kardeşlerime de yüzmeyi sulama kanalında öğrettim. Daha sonra milli takımlara seçilen birçok yüzücü bizler gibi sulama kanalında öğrenmiştir. Bizim mahalleden yetişen İhsan ve Ali Rıza Öngören kardeşler, Bülent Belin, Mehmet Çetin daha birçok sporcu önce sulama kanalı, daha sonra Atatürk Yüzme Havuzu’na gittiler. Gençler arasında yarışlar düzenliyordum. Benim rahmetli babamda kart çıkartarak havuza gitmemi sağladı. Orada gerçekten herkese yardımcı olan, komple efsane sporcu Muharrem Gülergin ile tanıştım ve kendime model aldım.
Atatürk yüzme havuzunda ilk yarışınızı hatırlıyor musunuz ? Ayrıca, hangi branşlarda yüzdünüz? Size hangi branş uygun geldi ?
Sulama kanalında akıntıya karşı serbest yüzerdik. Havuzda da ilk yarışımda da serbest yüzdüm ve çok heyecanlandım. Deneyimli sporcular arasında yüzerek yarışı tamamladım. Ancak her gün kendimi biraz daha geliştirdim. Serbestin yanı sıra, sırt ve kelebeğim de hayli iyiydi. Bu kez yarışlarda ilk üçe girmeye başladım. Demirspor’a lisans çıkardılar. O dönemlerde İstanbul’dan milli yüzücüler Mahmut ve Halil Dalhan kardeşler Adana’ya gelerek ve stil göstererek yüzme ve sutopuna büyük katkı sağladılar.
O dönemlerde Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Cemil Oka, havuza çok zaman ayırarak bizlerin tüm sorunlarını karşılıyordu ve destek oluyordu. Bu konuda Muharrem Gülergin’in ağabeyliğini, babalığını ve kaptanlığını asla unutamıyoruz. Bizleri her zaman koruduğu gibi ihtiyaçlarımızı da gideriyordu.
Yüzme ve sutopunda ne gibi başarılarınız vardı ? Ayrıca, Demirspor’dan sonra hangi kulüplerde mayo giydiniz? Kimlerle çalıştınız ?
Erken yaşlarda Halil Dalhan’ın desteğiyle İstanbul’a Modaspor’a transfer oldum. Burada yüzdüm, sutopu oynadım. Özellikle kelebek branşında 100 metreyi 1.14’de yüzerek dikkati çektim. Daha sonra herkesin rüyası olan Galatasaray Kulübü’ne transfer oldum. Burada asker kökenli eski milli yüzücü ve milli takım antrenörleri İbrahim Sulu ile Mithat Hantal ile çalışma imkânı buldum. Burada koşullar çok iyiydi. Spor sayesinde iyi bir çevre edindim. Defalarca şampiyonluklar yaşadım. Madalya ve kupalar kazandım. Kardeşim Faruk Morkal’in da Galatasaray’a transfer olmasına sağladım.
Kardeşiniz Faruk Morkal’a ilk yüzmeyi siz öğrettiniz. Faruk Morkal ne gibi başarılar sağladı? Sizin ailede yüzmede en başarılı olan kimdi?
Bir söz vardır boynuz, kulağı geçer diye Faruk’a yüzmeyi sulama kanalında ben öğrettim. Aramızda 11 yıl yaş farkı var. Diğer kardeşlerim arasında Talip’te iyiydi. Ancak, en başarılı Faruk oldu. Benim de önüme geçtiğini söyleyebilirim. İlk havuza gittiğinde ve yarışa katıldığında Faruk’tan yüzücü olmayacağını söylemişler. Hatta Faruk ilk yarışında diskalifiye olmuştu. Bana gelip anlattı Hayli üzülmüştü. Onu ayrı çalıştırdım. Depar, dönüş, kol ve ayak koordinesini geliştirdim. Faruk çok başarılı bir yüzücü oldu. Özellikle kurbağalama dalında Balkan şampiyonasında ülkemize ilk madalyayı kazandırdı. 1971 İzmir Akdeniz Oyunları, 1975 Cezayir Akdeniz Oyunları, birçok uluslararası yarışlarda madalyalar kazandı. Hepsinden önemlisi 1972 Münih Olimpiyat Oyunları’na katıldı. Birçok gazete ve dergi tarafından yılın sporcusu seçildi. Halen mastırlarda yarışlara katılıyor. Faruk kardeşim ile gurur duyuyorum.
Siz daha sonra ki yıllarda maraton yüzmeye başladınız. Yurtdışında yarıştınız mı? Önemli dereceleriniz var mıydı ?
İlk yurtdışı yüzme seyahatim 1965 yıllarında Muharrem ağabeyin kaptanlığında Demirspor ile İran’a gerçekleşti. O dönemlerde Rıza Şah Pehlevi dönemin güçlü liderlerinden birisiydi. Kelebek yüzdüm ve başarılı olmuştum. Bizim kafile ile çok yakından ilgilendi. Daha sonra ki yıllarda maraton için Adana’dan Erdal Acet, Ali Şahin Uçar ve Gürhan Bencan ile birlikte Bulgaristan’ın başkenti Varna’ya gittik. Erdal Acet, gerçekten benim de çok beğendiğim, hırslı, kuvvetli, yarışı terk etmeyen bir yapısı vardı. Birinciliği hep Erdal kazanırdı. Yine defalarca Marmara maratonu ile Fenerbahçe, Pendik, Burgaz maratonunu yüzdüm. Bu arada vatani görevimi Ankara Harp Okulu yüzme takımında yaptım. Burda da yüzme ve sutopunda önemli katkılarım oldu. Birçok kupalar kazandık. 1974 yılında Galatasaray’ın desteğiyle jübile yaparak faal sporculuğu bıraktım.
Barış Harekatı kapsamında Taşucu’ndan KKTC Girne’ye 90 kilometrelik anlamlı maratonu oğlunuz Suat ile birlikte yüzmüşsünüz. O maratondan söz eder misiniz ?
3 oğlum bir torunum var. Hepsine çok küçük yaşlarda dünyanın en güzel ve yararlı sporu olan yüzmeyi öğrettim. 44 yaşındaki büyük oğlum Suat Morkal ile 2010 yılında 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Harekâtı anısına Taşucu’ndan KKTC Girne’ye 90 kilometre kulaç attık. Bu yarışa kardeşim Faruk Morkal’da katılacaktı. Bazı aksiliklerden dolayı katılamadı. Maratonu benimle birlikte Osman Akkuş, Caner Aspara, Mehmet Bilen ve Mustafa Korkut tamamladı. Bizi Girne’de dönemin kuvvet komutanları karşılayarak çiçek ve farklı hediyeler verdiler. Bu anlamlı maratonu geleneksel hale getirilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca, Adana Seyhan Baraj Gölü de maraton için çok ideal bir yer. Belediyeler buna öncülük etmeli.
Yüzme ve sutopunda hakemlik, antrenörlük yaptınız mı ? Kaç yılında hangi kurumdan emekli oldunuz? Günümüzde neler yapıyorsunuz?
Hakemlik pek yapmadım. Ancak çeşitli kulüplerde antrenörlük yaptım. Uzun yıllar Üsküdar Belediyesi’nde çalıştıktan sonra yıllar önce emekli oldum. 80 yaşıma geldim. Spor sayesinde sağlıklı kaldım. Fırsat buldukça eski sporcu dostlarımı ziyaret ediyorum. Torun seviyorum. Bolca kitap ve gazete okuyorum.
MİLLİ YÜZÜCÜ ACET: “MARATONLARIN NEŞE KAYNAĞIYDI”
Milli ve rekortmen yüzücü, maratoncu Erdal Acet, Selahattin Morkal’ın maratonların neşe küpü olduğunu, birçok önemli maratonda birlikte kamp yaptığını ve yarıştıklarını, kendisinin sürekli birinci geldiğini, Selahattin Morkal’ın da ilk 3 arasına girdiğini söyledi.
Selahattin Morkal’ın genç yaşlarda İstanbul’a gittiğini, orada önce Modaspor, ardından Galatasaray’da yüzdüğünü, sutopu oynadığını ve daha sonra maraton yüzmeye başladığını belirten Acet, şunları söyledi:
“Selahattin ile maraton müsabakalarında çok yarıştık. Çok istekliydi. Macerayı çok severdi. Birçok önemli başarıları birlikte paylaştık. Kampların adeta neşe kaynağıydı. Kardeşi Faruk Morkal, Selahattin’den daha başarılıydı. Yüzme ve sutopunda rekorlar kırdı. 1972 Münih Olimpiyatları’na katıldı. Faruk Morkal’ın Galatasaray’a transfer olmasında Selahattin ağabeyinin büyük desteği oldu. Selahattin ile çok anılarımız var. Özellikle kamplara çok misafiri gelirdi. Yediğini, içtiğini benim oda numarama yazdırırdı. Gelip de bana derdi ki ‘nasıl olsa sen birinci geleceksin senden bunun hesabını sormazlar’ Ben de hoş karşılardım. Yolu açık olsun. ”