GERİLİM FİLMİ VE SEDAT PEKER

Sedat Peker, 26 Haziran 1971 Sakarya doğumludur. Kafkas asıllı olan Sedat Peker, Pan-Türkizme dayanan siyasi görüşleri ile de tanınır.
Ve o Sedat Peker, bugün bırakın Türkiye’yi dünyanın yakından tanıdığı bir kişi olmuştur..
Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı yeraltı dünyasında adı geçenler arasında yer alan Sedat Peker, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara gelmesiyle de en çok gündeme gelen, kamuoyunda tartışılan isim haline gelmiştir.
Açıkladığı her kaset milyonlarca kişi tarafından izlenme rekoru kırarken, içerik olarak korku ve macera filmini aratmayacak nitelikte olmuştur.
Önceki gün Trabzonlu bir işadamıyla telefon konuşmasını dinledik.. Offf..Offff.. “Devletin çivisi çıkmış” diye düşündük.. Biri ”reisim“ diyor, reis talimat veriyor.. Reis devleti konuşuyor, iş adamı devletin içini anlatıyor..
Türkiye Türkiye olalı böyle bir rezaletle karşılaşmamıştır..
Gerilim filmi gibi.. Tüm kasetler öyle.. Türkiye’nin geldiği durum ve son kasetten özetler;
-“Hangi gurursuz, onursuz, pislik adam Cumhuriyet Gazetesi gümrük kayıtlarını patlattıktan sonra çıkıp ‘150 kiloluk adam Venezuela’ya elinde poşetle test kiti götürdü.’ diyebilir” diyen Peker, ”Hiç utanmadın mı Düşkün Abdulkadir onu yazarken? Sen şerefi, onuru öldürdün”
-“Seçim zamanı dağıttığınız tarihi Beyoğlu Kurukahvecisi benimdi. Benden aldığınız onlarca milyon liralık kahve için bir lira vermediniz, verdilerse faturasını göstersinler.”
-“-Erdal Araz arıyor, Veysi’nin kendi telefonundan Erdal Araz’ın numarası, ara verdiler ya o arada arıyor. O da tanıyor reisi, sen de tanıyorsun, niye söylemiyorsun diyor. Onun işi İsmail Saymaz’ı durdurmak orada. Gazeteci ya, konuşuyor, aradaki yakınlıklarına bak. Açmazsın telefonunu, önemli bir olay var, düşün o kadar yakınlar.
Bu bizim Veyse, bizim Erdal’ın yardımcısı, benim sağ kolumun. Erdal gençlikten sorumlu il ikinci başkanı bu da onun yardımcısı. Biz bu Veyis ile 6-7 saat oturduk, yemek yedik. Bana siz anlatıldığı gibi değilmişsiniz, çok entellektüel bir insansınız dedi. Buna sarmayacaktım, orada bloke etti ya. O Sağlık Bakanlığı’ndaki hikayeni anlatmayacğaım, para konusunda ters düştün ya, onun ailesi benim sevdiğim bir aile.
-Başka, bunun eski koruması, kendi korumasıydı, onu koruma dair başkanı yaptı. Kim, Ekrem Güler, kim Silivri’deki genç emniyet müdürünün intihar etmesine neden olan canavar hain, bunalıma soktu, kafasına sıktı. Veyis Ateş, tatil ekibinde. Bunlar tatili de birlikte yapıyorlar, kesmeyi de birlikte yapıyorlar. Resul olaya sonradan dahil olacak, bunlar tatil ekibi.
Bir de Muğla Emniyet Müdürü, Marina vardı ya, el konulan, şimdi de otele el koyuyorlar. Sezgin Baran Korkmaz, en son Mübariz de demişti, sendeki belgeler benim şirketim ama bende yok demişti, bende var kardeşim. Sakın onlarla anlaşayım deme, patlatırım rezil olursun. Müşteri portföyünün tamamı bende, hangi hakimler savcılar. Siz aranan adamın otelinde ne işiniz var? Hani lan faturalarınız? Suit odada kalıyorsunuz, 100 bin lira yapıyor, lan sizin maaşınız kaç para, hani fatura.
-Sezgin Baran Korkmaz bakıyor her şey elden gidecek, dönmüyor. 28 Aralık’ta operasyon yapıyorlar. 29 Aralık da 45 milyon doların ödenme günü, haciz olacak o gün. Karısını gözaltına alıyorlar. Bu Veyis.. Ben olayı toparlayayım diye arayan da bu Veyis.
-Aranan adamın oteline gidip kalıyorsun, onbinlerce, yüzbinlerce euro hesap hiçbiriniz ödemiyorsunuz sonra adamı gasp ediyorsunuz. Mehmet Ağar’dan öğrenmiş bu taktiği. Siz bu adamın arkadaşı değil misiniz? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı izin vermiyor, Cumhurbaşkanına gidiyor, haberiniz varmış. Haberim yok diyor. Hangi savcı hangi hakim kaldı hepsinin listesi bende.”
-Bizim Pamukören var ya, şimdi biz gazeteyi bastık, Aydın Doğan kargaşalardan korktu, verdi yerleri. 750 milyon dolara. Aslında bir tanesi o kadar para verdi. Bu 750 milyon doları Ziraat Bankası verdi. Ziraat Bankası devletin, devlet kimin sizin.
Siz patronsunuz, vergi veriyorsunuz ya. 750 milyon dolar aldı, hiçbirini ödemedi. Ana parayı bırak faizlerini bile ödemedi. bu sahtekâr. Siz şimdi teknik olarak gitseniz aç lan kapıyı deseniz, çıkın buradan deseniz, bizim paramız
O sene 10 milyon tane bu ülkede çiftçi var, bütün hepsine verdikleri kredi ancak o kadar. Çiftçiyi kredisini ödemeyince traktörünü haczediyorlar. Bizim Kanal D’yi haczeden duydunuz mu? Parasız mal olur mu? Faizini ödemediler. Gayrimeşru suç örgütlerinden de daha namussuzlar. Yaptıkları her iş haram hem de hile var. Bu tartışmacılar var ya bunların TV’lerine çıkan. Namussuzlar var ya, bunlara fedailik yapıyorlar. Bir iki tane sessiz muhalefet çağırıyorlar. Bir İsmail Saymaz biraz atarlı, bir iki tane daha var. Bunların hepsi, sahtekârlara prim veriyorlar, ya da akrabalarına devlette kadro veriyorlar. Sistemin içinden beslenen asalaklar. Bunların hepsi blok. Sizin kuracağınız ülkede bunların hiçbiri olmamalı.
Tabii şimdi bu 750 milyon doların ödenmesi için, ülkede para yok, nasıl olsun. Bunu ödetmek için hemen baskı kurun diyorlar.
Kemerburgaz’da Göktürk denen yerde Kemer Country diye bir yer var. Orada bir arsa belirlediler, bu yavrunun üzerine yapacaklar. TV filan onların değil, emanetçi. Serhat’la Berat yönetiyor. Sabah grubu da aynı. Kişiliksiz zenginlerin üzerine yapıyorlar sadece.
Kemer Country’deki yeri imara açacaklar. O arsa kimin yine halkın. İmara açınca tarla olarak verecekler Süleyman’ın var ya Ankara’daki akrabası o işleri yapıyor. Hop bir imar artışı 10 milyonluk yer 1 milyarlık oluyor. Üzerine kulübe koyamadığın yere 100 katlı binalar dikiyorsun. Artık siz de alıştınız, dinliyorsunuz ya, benim anlattıklarım masal değil. Demirören aldığı parayı vermiş mi Ziraat’e sorun. Kanal D’nin, CNN Türk’ün, Hürriyet’in, Milliyet’in sahibi sizsiniz.
Kemerburgaz’da imara açılmak için üzerinde çalışma yapılan bölüm var mı var. Ben söylüyorum size”
-“Seçim zamanı dağıttığınız tarihi Beyoğlu Kurukahvecisi benimdi. Benden aldığınız onlarca milyon liralık kahve için bir lira vermediniz”
-“Tayyip ağabeye, ‘Atatürk’ün Dolmabahçe’den çıkıp Hatay’ı aldığı gibi çık buda bunların hepsini’ dedim, döndü bana ‘ajan’ dedi ondan sonra. Ya ben kötü bir şey mi dedim.”
-”5 Aralık Resul Holoğlu, Organize Suçlardan Sorumlu Emniyet Müdür yardımcısı telefon açıyor Korkmaz’a. Bu adamı arıyor, İçişleri Bakanlığı’na çağırıyor. Saat 10.30, 12.30 çıkış. Sezgin Baran Korkmaz 45 milyon dolar bir iş adamından alacağı var. Süleyman buna ‘Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurtdışına çık. Yukarının haberi var, bu parayı da sil, sorun çıkacak’ diyor.
Yukarısı da Tayyip abi. Amerika’dan da büyük para gelmiş diye herkes biliyor ya.. Bütün kayıtlar çıkacak. Sezgin Baran Korkmaz, 6 Aralık’ta yurtdışına gidiyor. İçişleri Bakanı, Organize Suçlar Daire Başkanı’nı telefonla arayıp, hakkında 6 aydır dosya hazırlanan adamı İçişleri Bakanlığı’na çağırıyor ve görüşüyor ve yurtdışına çıkmasını söylüyor. Bu 45 milyonu kabul etti ya Sezgin Baran, ne yapsın devlet var karşısında. Oteli de istediler. Böyle bir namussuzluk olur mu? Siz muhaliflere baskıyı kuracaksınız, 5 Aralık’ta Sezgin Baran Korkmaz İçişleri Bakanlığı’na geldi mi kamera kayıtlarını çıkarın. 6 Aralık’ta yurtdışına çıkmış mı? Sezgin Baran Korkmaz bakıyor her şey elden gidecek, dönmüyor.
-28 Aralık’ta operasyon yapıyorlar. 29 Aralık da 45 milyon doların ödenme günü, haciz olacak o gün. Karısını gözaltına alıyorlar. Bu Veysi.. Ben olayı toparlayayım diye arayan da bu Veysi. Aranan adamın oteline gidip kalıyorsun, onbinlerce, yüzbinlerce euro hesap hiçbiriniz ödemiyorsunuz sonra adamı gasp ediyorsunuz. Mehmet Ağar’dan öğrenmiş bu taktiği.
Siz bu adamın arkadaşı değil misiniz? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı izin vermiyor, Cumhurbaşkanına gidiyor, haberiniz varmış. Haberim yok diyor. Hangi savcı hangi hakim kaldı hepsinin listesi bende.’
-”Ben size ülkede nasıl para çalınıyor, belediyelerdeki rüşvet sistemi, alt dernekler var anlatacağım kafayı yiyeceksiniz böyle profesyonel hırsızlık mı olur diye. Şimdi bir belediye başkanına rüşvet vermeye gittiğinde adam senden parayı almıyor ya bir kelek yaparsa ya gizli kayıt yapıyorsa diye. Diyor ki bizim bir derneğimiz var. Oraya şu kadar yardım yap, 1 milyon, 3 milyon.
Sen gidip oraya parayı yatırıyorsun ‘hayır işi’ için. Sen gidiyorsun parayı yatırıyorsun, kaçak kat çıkıyorsun, artık ne yapmak istiyorsun onu yapıyorsun. E para belediye başkanına gitmedi. O ne yapıyor? 100 bin liralık bir iş var, en güvendiği arkadaşı diyor ki 1 milyon liraya fatura kes diyor.
Sonra o 1 milyon liralık işi alıyor ama 100 bin liraya yapıyor. Bir 100 bin de diyor vergi filan çıkarsa 800 bin lirayı kılçıksız alıp cebe indiriyor. Ve hiçbir polis takibinden ceza almıyorlar. Sistem bunun üstüne.
Bakın şaka yapmıyorum. Hiçbir polis takip altında neden ceza almıyor, sonunda beraat ediyorlar, sistem bunun üzerine.’”
-”Bazı arkadaşlar hesaplarıma yasak neden getirilmedi diye soruyorlar. Mahkeme kararı olmasına rağmen Twitter, Instagram, Youtube yetkilileri savunmamızı istediler. Yaptıkları incelemede videoları engellememe kararı aldılar.
Yaptığım savunmada iç çamaşırıyla, çocuk pornosuyla aklını bozmuş bir kişinin İçişleri Bakanı olduğunu söyledim (yani süslü sülünün). Bu yüzden dolayı kapatmıyorlar”
Durum böyle. .Allah, yar ve yardımcımız olsun..
Sedat Peker, Metin Külünk ile birlikte..
