TUZU KOKUTMAYIN!..

Bir ara Rıza Zerrab diye bir İranlı ortaya çıktı.. Adamın sınırsız parasının olduğu söylendi.. Türkiye’de bir kahraman gibiydi.. ”Ayağının önüne yatarım” diyen Bakan vardı.. Milyonluk kol saatini koluna taktığı zaman, “Ben aldım, işte faturası” diyen, oysa fatura değil, bir kağıda yazılı beyan gösteren Bakan ,sonunda istifa etmek zorunda kaldı. Oysa kaçak Altın Ticareti ve birçok karanlık işlere karıştığı söylentileri vardı Reza Zarab’ın… Ticaret Odası’nda törenle madalya verildi, ayakta alkışlandı.
“Senin ayaklarının önüne yatarım” diyen bir başka bakan vardı.. Hani o para sayma makinaları bulunduğu iddia edilen.. O da görevinden istifa etmek durumunda kaldı, sonunda rahatsız oldu felç geçirdiği söylendi.
Öyle kahramanlaştı ki, Ses sanatçısı Ebru Gündeş’le evlendi, ikiz villa hediye etti.. Bir çocuğu olduğunda Amerika”da tutukluydu.. Sonra ABD anlaşma yaptı, Türkiye’nin başını belaya soktu Halk Bankası konusunda itiraflarda bulununca serbest bırakıldı ama ABD’ye verdiği dosya Türkiye aleyhine bir koz olarak kullanılldı, kullanılmaya devam ediyor..
Bu beladan kurtulalım derken bir başka belayla karşılaştık.. Seçimlerde sürekli AKP’yi desteklediği bilinen Mafia Lideri Sedat Peker ortaya çıktı..Oysa Sedat Peker mevcut hükümeti maddi-manevi desteklemiş, mitingler yapmış, hatta bir konuşmasında oluk oluk kandan bahsetmişti..
Nedendir bilinmez, İçişleri Bakanı ile ters düştü.. Her gün konuşma kasetlerini sosyal medyada büyük kitlelere ulaştırdı.. Önce Mehmet Ağar, sonra AKP milletvekili olan oğlu, Marina yönetiminden çekildi.
Yetmedi, Demirören grubunun Ziraat Bankası’ndan aldığı kredi ile Hürriyet, Milliyet ve CNN Televizyonunu aldığını, bankaya değeri düşük olan bir arsayı teminat olarak gösterdiğini, bugüne kadar hiç ödeme yapmadığını söyledi.. Tam 9 kasette çok sayıda suçlamalar yer aldı.. Bunların içerisinde İçişleri,Ticaret Bakanı başta olmak üzere bazı bakanlar, bazı milletvekilleri, bazı gazeteciler ve resmi kurumlar vardı..
Her suçlama başlı başına büyük iddialardı.. Ve Cumhuriyet Başsavcılığı’nın derhal soruşturma açması beklenirken, sessiz kalınması değişik şekillerde yorumlara yol açtı..
Biz unuttuk Rezza Zerrab”ı..Kulağımızı Sedat Peker’e dikmişkeeeen….
Bir de nur topu gibi Sezgin Baran Korkmaz adlı kişiyi kucağında buldu Türkiye..
Bu adam gençlik yıllarında İstanbul’da ayakkabı boyacılığı yaptığını bizzat kendisinin söylediği bir kişi.. Sonra nasıl olmuşta Dolar milyoneri olmuş.. Nasıl, Devletin en zirvesine kadar ulaşabilmiş..Nasıl olmuşta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en yüksek rütbelilerine kadar ulaşmış. Nasıl devletin yüksek düzeydeki Yargıçlarıyla münasebetler, hatta pazarlıklar yapmış..
Anlaşılır gibi değil..
Tam bunlar tartışılırken, Sezgin Baran Korkmaz yurt dışında gözaltına alındı.. O da Sedat Peker gibi, bir çok kişiyle rüşvet ağına girdiği iddialarını ortay attı.. gazetecilere verdiği rüşvetleri isim isim açıkladı..
Bir ata sözü vardı; Et kokarsa tuzlanır,ya tuz kokarsa!..
TUZU KOKUTMAYIN diyeceğiz ama
Tuz kokmuş gibi görünüyor..