Yıldıray Arıkan, Seyhan Belediye Başkanı olduğunda Seyhan halkına çok güzel bir Belediye binası yaptı, çok iyi hizmetler verdi, halkın takdirini kazandı..
Sonra, Çukurova Belediye Başkanı oldu, orada da çok güzel bir belediye binası yaptı, halkın çok iyi hizmetler verdi, halkın takdirini kazandı.
Bu dönemde de CHP’den aday adayı oldu.. Anakent dedi olmadı, Çukurova’yı , istedi, olmadı, en son Seyhan’ı istedi olmadı..
İlk partisi DSP ile temasa geçti, Seyhan’a evet dedi..
Kendisiyle görüşürken, çok büyük baskılar yapıldığını, aday olması halinde kazanacağını bildiğini söyledi.. Ve dedi ki, “Sen benim aday olmama soğuk bakıyorsun, CHP’nin oylarını düşürüp kaybetitireceğimi düşünüyorsun, ama ben kazanacağım.”
Sonra ilave etti, isim vererek “Bana ısrarla aday olmam halinde seçimi mutlaka kazanacağımı söylüyor, sen hem kaybedeceğimi, hem kaybettireceğimi söylüyorsun” dedi..
İsim verdiği kişi kapatılan bir gazetenin sahibi.. Yani Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’in sık sık ziyaret ettiği, öğle yemeklerine davet edildiği, hır fırsatta bir araya geldiği dostu!..
Dün Yalçın Akyol aradı.. Kendisini ve ailesini çok yakından tanırım, severim.. Seyhan’ın Kurucu Belediye Başkanı, Mavi Market’lerin kurucusu..
DSP’den Çukurova adayı olması için yapılan teklifle ilgili görüşümü almak istedi..
Siyasette hataya yer yoktur.. Hatanın bedeli de ağırdır.. Seyhan Belediye Başkan adaylığı için yapılan ön seçimde Yalçın Akyol’un kazanması gönlümden geçiyordu. Zeydan Karalar da bunu biliyordu. Ancak kazanan Zeydan Karalar oldu. Kaybeden Yalçın Akyol, MHP listesinden Belediye Meclis üyesi oldu. Yanlıştı.. Sayılı günler gelip geçerdi..Öyle oldu..
Kendisine, seçimi kazanma ihtimalinin az, CHP’ye kaybettirme ihtimalinin var olduğunu, ancak son kararın kendisine ait olduğunu söyledim.
Nasıl karar verecek bilemiyorum..
Ben, efsane bir Belediye Başkanı olan, uğrunda kan veren, can veren Eğe Bagatur’un oğlunun da DSP adayı olmasını garipsedik.
Kendisinin yerinde olsam, bu kararı vermeden önce babası Eğe Bagatur’un, sonra katledilen CHP İl Başkanı Ahmet Albay’ın mezarını ziyaret eder, onlardan özür diler, sonra aday olup olmayacağı kararını verirdim..
Sözün, kısası “Solcu musunuz, sorumsuz musunuz?” sorusuna cevap arardım..
Güzel bir söz vardır, “Her kuş, kendi sürüsüyle uçar”
Sözün bitiği yerdeyiz.
Son bir uyarı da BARON’a.. Yetmedi mi! Servetine servet kattığın yetmedi mi? Çek ellerini şu siyasi partiler üzerinden.. Her partiye bir adam yerleştirerek, kontrol altında tutma gayretinden vazgeç.. Çekirge her zaman zıplamaz..
Sonra geriye dönüp, secere araştıranlar olur.. Bu sözün altını çizmekte yarar var!..
