CHP VE ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ

29 Mayıs 1945 günü TBMM’si Şükrü Saraçoğlu hükümetinni güven oylamasını yapıyor ve sonuçta 7 k işi hükümete güven oyu vermiyor. Bu isimler;

Celal Bayar

Adnan Menderes

Fuat Köprülü

Refik Koraltan

Emin Sazak

Hikmet Bayur

Recep Peker

Milli Şef İsmet İnönü savaşı demoksilerin kazanması da Türkiye’nin bu yönde bir siyasete mecbur olduğunu göstermekteydi. Özellikle 1945 Mart ayında Sovyet Rusya’nın 1925’te Türkiye ile imzaladığı dostluk ve saldırmazlık anlaşmasını yenilemeyeceğini açıklaması ve yeni anlaşma şartlarında Boğazlar üzerinde hak iddia etmesi Türkiye’yi ABD’ye yakınlaştırdı.

Ancak bu yakınlaşma için Türkiye çok partili demokratik yapıya geçmeliydi. ABD’nin talebiydi. TBMM’deki ilk muhalefet ve milli şefin 19 Mayıs 1945 günük konuşması çok partili yaşamı müjdeliyordu. Bu küçük kıvılcım dört ismi;

Celal Bayar

Adnan Menderes

Refik Koraltan

Fuat Köprülü

7 Haziran 1945 günü DÖRTLÜ TAKRİR adlı önergeyi CHP Grup Başkanlığı’na sundular.

Dörtlü Takrir, parti içnide özgür bir tartışma ortamının yaratılmasını istiyordu. O günlerde de TBMM’si Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nu görüşmekteydi. Kanunun özellikle 17.maddesi çok büyük tartışmalara neden oldu ve maddeye muhalefetin başında ise Aydın Milletvekili Adnan Menderes geliyordu.

Söz konusu madde büyük toprak sahiplerinin topraklarını sınırlandırıyor ve büyük bir kısmının toprak sahibi olmayan köylülere tahsis edilmesini öngörüyordu. Adnan Menderes de bir toprak ağası olduğu için şiddetle muhalefet etmekteydi.

Ancak bu muhalefete rağmen kanun 11 Haziran 1945’de kabul edildi. Hemen ertesi gün Milli Şef İsmet İnönü Dörtlü Takriri CHP grubunda reddettirdi. CHP’nin TBMM grubu Dörtlü Takriri reddedince takrirde imzaları bulunan Adnan Menderes ve Fuat Köprülü Vatan Gazetesi’nde muhalif yazılar yazmaya başladılar.

CHP bu davranışı doğru bulmayarak bu iki isim 21 Eylül 1945’te partiden ihraç etti. Bu karara  tepki gösteren Celal Bayar 28 Eylül 1945 günü milletvekilliğinden istifa etti.

İsmet İnönü 1 Kasım 1945 günü yaptığı konuşmada ülkenin tek eksiğinin iktidar partisi karşısında bir muhalefet partisi bulunmaması olduğunu söyledi ve muhalef isimlere parti kurmaları için yolu açtı.

Böylece ABD’nin isteğini yerine getirmiş oldu.

Bunun üzerine Celal Bayar 1 Aralık’ta parti kuracaklarını açıkladı ve 3 Aralık günü CHP’den istifa etti. Nihayet 7 Ocak 1946’da Celal Bayar genel başkanlığında DEMOKRAT PARTİ kuruldu.

Türkiye Cumuhriyeti tarihinde yepyeni bir devir açılmıştı. Devleti kuran CHP demokrasiyi de tesis etmeye kararlıydı.

1931-1936 yılları arasında genel sekreter Recep Peker, Demokrat Parti kurulduktan sonra CHP bazı uygulamalara son verdi. 10 Mayıs 1946’da toplanan 2.Olağanüstü Kurultay’da İsmet İnönü Milli Şef ve Değişmez Genel Başkan ünvanlarını üzerinden attı.

Tek dereceli çoğunluk esasına dayanan seçim kanunu kabul edildi. Bazı vergiler kaldırıldı. Sendikalaşmaya izin verildi. Sınıfsal partilerin kurulması serbest oldu. CHP her ne kadar demokratikleşmek için çaba gösterse de yine de iktidarı bırakmak niyetinde değildi.

Bu sebeple 1947’de yapılması gereken seçimleri 21 Temmuz 1946 gününe aldı. Böylece henüz teşkilatlanmasını tamamlayamayan DP karşısında iktidar ve zaman kazanacaktı. CHP 1946 seçimlerini %70 çoğunlukla kazandı. CHP: 396, DP: 61, Bağımsız: 7

Seçimler yargı denetiminde yapılmıyordu. Oylar açık verilip, gizli sayılıyordu. Bu usulsüzlüklerden dolayı ŞAİBELİ SEÇİM şeklinde anılmıştır.

Yeni dönemde Recep Peker başbakan olarak atandı. Peker hükümeti ilk iş olarak 7 Eylül 1946’da 7 Eylül Kararlarını aldı. Bu devalüsyon ile 1 ABD Doları’nın değeri 1.40 TL’den 2.80 TL’ye yükseldi. Özellikle Başbakan Peker’in sert tavrı nedeniyle CHP-DP arasındaki ipler gitgide çok gerildi.

Demokratlar talepleir kabul olunmazsa TBMM’ni boykot etmekten söz ediyorlardı. SİNE-İ MİLLET sesleri yükselmekteydi. İktidar ve muhalefet arasındaki gerilimi yumuşatma işi devletin başı İsmet İnönü’ye düşüyordu. İnönü hem Başbakan Peker’i hem de Demokratların lideri Bayar’ı dinledi.

Samsun’da İnönü 12 Temmuz Beyannamesini yayınladı. (12 Temmuz 1947) ve ilişkileri yumuşatmayı başardı. Ancak Başbakan Peker uzlaşma yanlısı değildi.

Bunun üzerine İnönü, CHP içinde Peker’e karşı bir muhalefet başlattı. Muhalif ekibin başını Nihat Erim çekiyordu. Peker hükümeti istifa etmek zorunda kaldı. Yeni hükümeti Hasan Saka 8 Eylül 1947’de kurdu. Saka belki Peker gibi sert değildi ama Demokratların beklediği yenilikleri yapacak konumda da değildi.

Bu arada 1948 yılında DP içinde de bir ayrışma yaşandı. Başlarında Maraşal Fevzi Çakmak, Osman Bölükbaşı, Sadık Aldoğan, Kenan Öner, Hikmet Bayur’un olduğu grup DP’den ayrılarak 20 Temmuz 1948’de Millet Partisi’ni kurdu.

1948’de yeni bir seçim yasası çıkartıldı. Yasa, yargı denetimini içermiyordu. DP tepki olarak ara ve yerel seçimleri boykot etti. 15 Ocak 1949’da Hasan Saka istifa etti. Yerine Medrese tahsili görmüş ve islamcı akımlar içinde bulunan Şemsettin Günaltay başbakan oldu.

Yeni hükümetin ilk uygulamaları da din alanında oldu. İlkokullara seçmeli din dersi konuldu. İlahiyat Fakülteleri açılmasına karar verildi. 20 Haziran 1949’da DP 2.kongresi yapıldı. Parti bu kongrede seçimlere hile karıştırılmaması istemiyle MİLLİ TEMİNAT ANDINI kabul etti. CHP bu karara MİLLİ HUSUMET adını verdi.

Şubat 1950’de yeni bir seçim yasası getirildi. Yasa yargı denetimini de kabul ediyordu. Ancak nispi temsil yerine çoğunluk ilkesi esasında devam edilmişti. Bu CHP için gelecek 3 genel seçimde de çok büyük zarara neden olacaktı.

NOT: Yarın 10 Kasım; Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü. Aramızdan ayrılışının 83.yılı. Onu özlemle, hasratle anarken, geri gelmeyeceğine göre, tek çare yolunda, izinde gitmek, yolundan sapanlar erki ele geçirince bakın ülke ne hale geldi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor