BU KIŞ, KIŞA ‘KIŞ-KIŞ’ DEMEK YÜREK İSTER

“Kış-Kış” ne demektir bildiniz değil mi? Ezcümle demek gerekirse, “kovmak” anlamına gelir. Eskiden bağlarda, yaylalarda hatta kent merkezindeki avlularda çokça tavuk beslenirdi. Rahatsız edecek kadar yaklaştıklarında, büyüklerimiz “Kış-kış” deyince o kümes ahfadı lafı üstlenir ve dönüp giderdi. Burası tamam mı? Tamam değil mi?

Gelelim ikinci bir yana…

Kış demek, soğuk demek. Kışın soğukları, rahatsızlık penceresinden bakıldığında yaşından yağmurundan çok daha yüksektir. Yaşta yağmurda dam altında durabilir, çizmeyle, şemsiyeyle dolaşabilirsiniz. Fakat soğuk öyle mi? İlla ki bulunduğunuz yeri ısıtarak soğuk havayı kovmak zorundasınız.

Yaş 76’ya erişti. Yolun ikiş yarısını geçmişiz. Bugüne dek evimizi kömür yakılmış mangalla, sobayla, elektrikli soba, şömine, klima ve nihayet kaloriferle ısıtageldik. Herkes diyemem ama, milyonlarca vatandaşımız da, geçen kışa dek, kışa “kış-kış” diyen bu araçlardan biri veya birkaçıyla ısınmaktaydı.

Gelelim şu anda eşiğinden içeri adım attığımız kışa… Ne var elimizde, tekrar bakalım: odun var, kömür var, sık sık kesilen elektrik var, doğal gaz var… Kokar yakıt diyebileceğimiz tezek artık yakılamayacak kadar değerli. Çünkü yapay gübre artık altınla tartılıyor. 

Olmayan tek şey, ısıtıcı ögeleri satın alabilecek bütçe. Her birinin birim fiyatı, maşallah, yamyassı iken insan kanını emince toparlacık olan tahta kurusu gibi kabardı da kabardı. Hani, utanmasam, önümüzdeki süreçte bunları eczaneden almak zorunda kalacağımızı bile söyleyebilirim de, utanıyorum, söyleyemiyorum.

Odun, şayet almaya kalkarsanız, yakacak değil de, sopalayacak niteliğe kavuşmuş. Kömür deseniz, karşılığında kan parası gibi meblağ ödemek zorundasınız. Geriye kaldı elektrik ve gaz… Hangisini etmeli niyaz!.. Allah, bu hale düşürenlere insaf versin biraz. Bunlar yanmayacak, yakacak, gelinceye kadar yaz…

Elektrik fiyatı anasının nikah parasını çoktaaan sollamış. Dağıtım şirketi, nerelerden vurduğunu gizleyebilmek için artık fatura da vermiyor, telefonunuza bilgi geçiyor. Halbuki, yasa der ki, “Her mal ve hizmet satışı karşısında satış belgesi olarak fiş veya fatura düzenlenmelidir…” Kısacası, elektrik artık ısıtmak veya ısınmak için değil, çarpmak için görevlenmiş durumda…

Allah bizi “Karadeniz’de bulunacak yeni doğal gaz rezervlerinden” korusun. Her doğal gaz müjdesinde, bizim gaz faturası güçlü pompaya bağlı balon gibi kabarıyor.

Elbette bütün suç yakacaklarda değil. Dolar var ya dolar… Soykasından çıkasıca dolar dev bir yeşil pire olmuş, habire sıçrayıp duruyor. Kabahat sıçrayanda mııı, yoksa sıçratanda mı, elbette biz ve bizim gibi faniler bilemez. Para deseniz, anlaşıldı, Cenab-ı Allah bizi denemek için dış günleri kullanmış. Yani sürünerek idare etmeye mecburuz. Yoksa, emr-i ilahiye karşı gelmiş oluruz, ma’azallah!..

Daha ne diyebilirim ki; belli oldu, bu kışa, kışa “Kış-kış” diyebilmek için yürek ister yürek…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor