ÇOCUKLARIMIZA KURALLARI NASIL ÖĞRETMELİ

Önceki yazılarımızda anne-babalarımızın dayak, eleştiri, suçlama, başka bir çocuk ile karşılaştırma ve baskıyla çocuk yetiştirme şeklini eleştirirken tüm anne-babaların çocuk yetiştirirken bu işin uzmanı olmalarını beklemiyoruz. Anne-babalar olarak hepimizin duyguları, sınırları, eksikleri olacaktır ve bu doğaldır. Ancak biz nasıl ki mükemmel anne-baba değilsek,  çocuklarımızın da her zaman mükemmel davranamayacaklarını kabul etmek zorundayız. Çocukların da bizler gibi yanlışları, hataları, eksikleri olacaktır. Önemli olan çocuklarımızın bu hatalı davranışlarını nasıl olumluya dönüştüreceğimizdir. Nasıl ki çocuklara baskı yapmak, şiddet uygulamak yanlışsa, çocukları başıboş, kuralsız, kendi haline bırakmak ya da her istediklerini yapmak da yanlıştır.  Çocuklarımız avucumuzun içindeki bir kuş gibidir. Bu kuşu çok sevmek ön şarttır.  Fakat çok sevdiğimiz kuşu dış tehlikelerden korumak için avucumuzu çok sıkarsak öldürürüz; ancak  rahat etsin diye avucumuzu çok açarsak da uçurarak kaçırırız. Bu bağlamda ebeveynlerin her konuda bilgili olmalarından ziyade en temel ve asgari yöntemleri bilmeleri zorunludur. Bundan sonraki yazılarımda bu yöntemler üzerine değineceğim.

       Bir çocuğa kurallar öğretilirken, en önemli kaide öğreten kişinin de o kurallara uymasıdır. Yani bir doğru bilgi, bir ahlak kuralı vb. çocuğa öğretilirken aslında çocuk sizin ne dediğinize değil ne yaptığınıza bakar. Çocuğa baba olarak yalan söylemenin yanlış olduğunu öğretmek istiyorsak, yalan konusunda hem baba olarak bizim iç tutarlılığımız hem de anne ile birlikte tutarlı olmamız çok önemlidir. Bunu netleştirmek için bir örnek verelim. Çocuğa defalarca yalan söylemenin yanlış olduğunu anlattığımızı, örneklerle açıkladığımızı varsayalım. Çocuğumuz bunu elbette dikkate alacaktır. Ancak sabah kahvaltısı yapmayan çocuğumuza, kahvaltı yaptırabilmek için eğer kahvaltı yaparsa onu parka götüreceğimizi söylediğimizi düşünelim. Çocuk için bu söylediğimiz çekici bir ödül ise, çocuk parka gitmek için, istemeyerek de olsa kahvaltı yapacak ve babasının onu parka götürmesini bekleyecektir. Eğer baba, çocuk sırf kahvaltı yapsın diye çocuğu kandırdıysa ve parka götürmeyecekse, çocuk burada kendisine yalan söylendiğini ve aldatıldığını düşünecektir. O halde yalan ile ilgili anlattığımız tüm hikayeler ve açıklamalar hiçbir işe yaramayacaktır. Burada çocuğun zihninden hızlıca geçen düşünce şu olacaktır: ‘’ Demek ki insanlara istediğimi yaptırabilmek için yalan söyleyip onları aldatabilirim.’’  Baba, böyle bir örnekte kendi kendisiyle tutarsızdır çünkü hem yalan söylemenin yanış olduğunu çocuğa defalarca anlatırken kendisi de aslında çocuk kahvaltı yapsın diye söz vermiş ama sözünü yerine getirmemiştir. Anne ile babanın birlikte tutarlı olması ise evde bir kural koyulduğunda her ikisinin de hem koyulan kural konusunda hemfikir olması hem de her ikisi de aynı kurala davranışlarında da uymasıdır.  Yani eğer baba, akşam yemeğini yemeden abur cubur yiyemezsin diye bir kural koymuşsa anne de bu kuralara uymalıdır. Yoksa baba görmeden, anne çocuğun yemeğini yemeden abur cubur yemesine gizlice izin verir veya imkan sağlarsa hem baba ile tutarsız duruma düşecektir hem de babanın kuralı hiçbir işe yaramayacaktır. Annenin koyduğu kurallara da babanın uyması gerekir ki çocuk kararlılığı görüp diğer tüm kurallar için de genelleme yapabilsin. Bazen anne ve baba kural konusunda aynı fikirde olmazsa hatta birbirlerinin kurallarını yanlış bulsa bile tutarlı olmak adına, kuralın neden koyulduğunu da açıklayarak kurala uyulmasını sağlamalıdır.

        Çocuklarımıza kuralları koyarken bu kuralların neden koyulduğunu onların anlayacağı örneklerle açıklamamız da gerekir. Hatta anne-babanın kural koyarken çocukla birlikte oturup bu kuralları hep birlikte oluşturmaları ve kuralları bir kâğıda madde madde yazarak evin görünen bir köşesine asmaları çok etkili bir yöntemdir.

       Örneğin çocuğumuza odasını temiz ve derli toplu tutması gerektiği, tuvaleti kullandıktan sonra ötekilere temiz bırakması gerektiği, evde kendi odası dışındaki odalara girerken eğer kapı kapalı ise kapıyı çalıp izin alması gerektiği, akşam yemeğinde herkesin aynı anda masa başında olması gerektiği, bilgisayar ya da cep telefonunu örneğin 1 saatten fazla kullanmaması gerektiği öğretilmek isteniyor. Hep birlikte oturup gündem maddeleri birlikte oluşturulup, nedenlerin ve sonuçların açıklandığı, bu kurallara uyulmazsa olumlu ve olumsuz sonuçların neler olabileceği ve kurallara uyulması için alınabilecek tedbirler(mesela bilgisayar izlerken alarmın kurulması), eğer kural herkes tarafından kabul görmüş ve uyulmamışsa verilebilecek cezaların birlikte tartışılması ve kuralların herkesi bağladığıyla ilgili bir toplantı yapılabilir. Koyulan kurallara ise sadece çocuk değil anne-baba ve çocuk(lar) hep birlikte uymalıdır. Kurallar ve uyulmaz ise cezalar listelenip duvara asılabilir. Bu toplantının püf noktası ise herkesin fikrini söyleyebildiği, bu fikirlerin ciddiye alındığı, rahat ve neşeli olduğu, demokratik bir ortamın oluşturulmasıdır. Sonuçların değerlendirilmesi için toplantılar aylık, üç aylık veya olağan üstü toplantılar olmak üzere tekrarlanmalıdır ki hem geribildirimler alabilelim hem de yeni kurallar ekleyebilelim. Geçen yazımızdaki örnekte babanın çocuğunu sigara içerken yakaladığını varsayalım. Kızmak, bağırmaktan öte hemen bahsettiğimiz bu toplanmayı olağanüstü yapıp sigara içilebilmesi ya da içilememesi, fayda ve zararlar vb. hakkında konuşarak yeni kuralı eski kurallarımıza ekleyip listemizi güncelleyebiliriz. Bu yöntemi hiç denemediyseniz aslında çok basit fakat etkili bir yöntem olacağını bilmenizi isterim. Bakın bu küçücük uygulamada bile çocuklarımıza ne kadar çok şey öğretebileceğimizi ve onların nasıl hevesle bu kurallara uyduklarını göreceksiniz. Saygılarımla hoşça kalın.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor