IŞILTI!..

İğneli koltuğa son olarak oturan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati babacan tavırlarla, kendine has üslubuyla işleri idare etmeye çalışıyor… İlk atandığındaki eleştiriler ekonomi eğitimi almadığı yönündeydi ama bugünlerde söyledikleri bu açmazı bile unutturdu…                                   

Televizyon ekranında “Gözlerimdeki ışıltıyı görüyor musunuz?”dedi, bir hafta herkes bu sihirli cümleyi(!) konuştu… Hatta literatüre bile girdi, şimdilerde sıkça kullanılır bir laf oldu. Lakin bu ışıltı ekonomiye yansımadı, çarşı Pazar aldı başını gitti…                                                                                                                      

Kur korumalı mevduat hesaplarıyla doların ateşi tutuldu ama hazineden çıkacak paradan henüz haber yok. Üstüne üstlük bankaya yatıracak parası olmayan yurttaşın suçu nedir diye de sormadan edemiyor insan. Zira Türkiye Cumhuriyeti’nin  hazinesindeki para bu ülkede yaşayan herkesin hakkı değil mi? Parasını Türk lirası olarak bankada tutanın dolar karşısındaki kaybının,yurttaşın vergilerinden karşılanması pek ışıltılı gelmiyor bana!..                                                                                                 

Londra’da yatırımcılara çağrısı da çok dramatikti! Aslında bu çağrılar ne ilk ne de son… Liberal politikaları savunan tüm partiler yabancı yatırımcıları   çekmek için olmadık tavizler verdiler yıllarca. O nedenle çağrı rutin, ifade ediliş tarzı garip !.. “En sevmediğim şey bürokrasidir. Arkamızda Cumhurbaşkanı var, alaşağı ederiz…” Bu sözleri duyan yatırımcı ülkeye güvenip gelirse ne ala! Zira Avrupalı ülkeler hukukun üstünlüğüne inanır, her adımlarını yasalar çerçevesinde atarlar. Peki Nureddin Nebati’nin bu çağrısında hukuk nerede?  O yatırımcıların pek ışıltıya takılacaklarını sanmıyorum!                                                                                                          Bakan Nebati son olarak da kur korumalı mevduat hesaplarında 23 Mart’tan itibaren 3 ayın dolacağını hatırlattı. Bu hatırlatma esnasında kurduğu cümleler  ilginçti; “Yatırımcının çıkması için bir neden yok. Hazineye olan etkisi de çok düşük. Çünkü Türk Lirası en düşük durumda, daha ineceği bir yer yok, vatandaş rahat olsun” dedi… Güler misin ağlar mısın? İyi bari, paramızın daha da düşeceği bir yokmuş…                                                          

Aynı konuşmada Türkiye’nin sıkıntısının enflasyon olduğunu yaz aylarına kadar bastırılıp seçimlere gidileceğini söyledi… İşte can alıcı nokta burası, enflasyon düşecek de öyle seçimlere gidilecek! Şimdi bu sözlerden,                       “Seçim olmasa, kimsenin geçimi umurlarında değil” yorumunu çıkartmak haksızlık sayılmaz sanırım…                                                                              

Girişte de yazdım, Bakan bey kendine özgü üslubu ve doğal tavırlarıyla bir şeyler söylüyor, anlatıyor kamuoyu da ardına düşüp tartışıyor. Lakin konuşulan ve yapılanların henüz ekonomiye katkısını göremedik…                 

İktidarın bu saatten sonra atacağı ve MHP’nin de koşulsuz destekleyeceği tüm adımlar artık seçim yatırımıdır. Sorunların kökten çözümü için kalıcı tedbirler alın(a)mıyor, makyajla sandık başına kadar yurttaş oyalanmak isteniyor.  

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor